15 Temmuz Süreci

15 Temmuz bir destandır. 248 şehit ve 2196 gazimiz olduğu bir destan. O gece meydanları dolduranların çoğu genç ve orta yaşta idi. Bu ülkenin geleceği için sevindiricidir. F. Gülen 1970’den bu yana CIA ile irtibatlı idi. 1989’da Berlin Duvarı yıkıldı. 1991’de Sovyetler Birliği dağıldı. CIA FETÖ okullarıyla Orta Asya ve Balkanlar’daki ülkelerde yerleşti. Okulların eğitimi İngilizce yapılıyordu. Her okul CIA’nın bir şubesi idi. Bu ülkelere ABD’nin kültürünü FETÖ okulları ile yerleştirdi ve tek dolar harcamadan yüz milyonlarca dolar şöyle dursun 1 trilyon dolara yakın masrafı bu hainlere yaptırarak kullandı. FETÖ uyuşturucu dahil her çeşit karanlık işlerde vardı. Son olarak ABD FBI FETÖ’nün New York’ta 26.7 milyon dolar vergi kaçırdığını duyurdu.

15 Temmuz’un sembol ismi Halisdemir oldu. NATO’da görevli FETÖ’cü subaylar 15 Temmuz darbesiyle ilgili 138 sayfalık bir rapor hazırladılar. CIA’nın isteği üzerine ve bu rapor ilk defa 16 Mayıs 2013’de “Purdeg NATO web sitesi”nde yayınlandı ve ABD Enterprine Instituti Stratejik kuruluşunda Michael Rubin raporu twitter hesabında paylaştı.
Yahudi asıllı olan Michael Rubin 15 Temmuz öncesi Türkiye’de darbe olacağını, darbe başarısız olursa Erdoğan’a suikast yapılacağını ya da ABD ziyaretinde İran asıllı “Zarraf” davası sebebiyle tutuklanacağını yazmıştı. NATO’daki FETÖ’cülerin hazırladığı ve ABD stratejik kuruluşunun neşrettiği bu rapor 15 Temmuz darbesini kontrollü darbe olarak gösteriyordu. Ve Kılıçdaroğlu bu iddiayı söylemesi için görevlendirildi. Onu bu makama getirenler onlardı. Peki bu rapor ile varılmak istenen hedef nedir? MİT tırları ile Türkiye’yi DEAŞ’a silah yardımı yapıyor iftirası ile Erdoğan’ı "savaş suçlusu" yapmak istediler. Başarılı olamayınca başka bir yalana başvurdular. FETÖ’cüler için yalan en büyük özelliktir. Bu sefer kontrollü darbe yalanı ve iftirası ile Erdoğan’ı dünya kamuoyunda savaş suçlusu hâline getirmek istediler. Peki neden Erdoğan ile uğraşıyorlar? Osmanlı ve Türkiye Cumhuriyeti dahil 1699-2008 yılları arasında Türk siyasileri Batı’ya daima “Evet” dediler. Erdoğan ilk defa Batı’ya “Hayır” dedi ve onları çifte standartlıkla suçladı. Onlara göre Erdoğan saf dışı edilmelidir ki; İslam Dünyasından ikinci bir Erdoğan çıkmasın. İslam ülke siyasi liderlerine şu mesaj verilmek isteniyor. Siyonizm emrindeki ABD’nin dünya hakimiyetine karşı çıkar ve hayır derseniz sizin de akibetiniz Erdoğan gibi olur. ABD’nin stratejisi ya benim yanımdasın ya da karşımda düşmanımsın.
Önümüzde ABD ile fırtınalı günler görülüyor. ABD ve NATO müttefik değil en büyük düşmanımızdır. Amaçları Türkiye’yi bölmek, yıkmak, isteyenlerin yanında ve onlara son derece destek oluyorlar. Aşırı İslam düşmanı Trump bir avuç PYD-YPG- PKK için 80 milyonluk Türkiye’yi karşısına alıyor.
2008 yılına yani IMF ile irtibatın kesilişine kadar dış güçler Türkiye’ye müdahale ediyordu. Bu sona erdi. 2003 yılına kadar ise Türkiye ABD ve AB’nin uslu çocuğu hatta robotu idi. İstediklerini yaptırıyorlardı. 2003’ten sonra şahsiyetine kavuştu.(Türkiye)

Kaynak: http://www.turkiyegazetesi.com.tr/yazarlar/m-necati-ozfatura
YORUM EKLE

banner160