Aforizma yardımıyla kimlik kazanılır mı?

Beyinlerimiz savaşsın isterdim ama görüyorum ki bayım siz silahsızsınız…” Franz Kafka’dan bir aforizma…

20. Yüzyıl edebiyatının güçlü temsilcilerinden Kafka, 1924’te 41 yaşında hayata veda etti. Eserleri, aforizmaları kullanıla kullanıla kıymet kazandı.

Nedir aforizma?

Özlü söz, kısaca aynı zamanda çarpıcı, aykırı…

Özgün bir düşünce, değer yargısı, yaşamın gerçeğiyle örtüşen, yaşama dair kavrayışı ifade eden özdeyişler, “aforizma” diye niteleniyor.

Kim istemez ki, akıllara saplanıp kalan, herkesin dilinde dolaşan bir söz etmeyi…

Hayat dersi verir gibi öyle özlü söz söylemek kolay değil. İnsanların her an kullanabileceği sözel malzemeyi zihinlerine kolayca yerleştirmek ustalık gerektirir.

Bir örnek daha verelim.

Tolstoy’dan gelsin: “Acı duyabiliyorsan canlısın, başkasının acısını duyabiliyorsan insansın!

Empatiyi, halden anlamayı, ötekini tanımayı işte böyle aforizmayla özetliyor Tolstoy…

Şimdi konuya gelelim.

Günümüzde sosyal medyada sözle ilgi ve dikkat çekmek isteyenler, bir aforizma kopyalayıp sayfasına yapıştırıyor, “paylaş” düğmesine basıyor.

Kopyalanıp yapıştırılmış sözleri genelde beğenmem. Kişiye karşı sempatim varsa ve sadece bu tür paylaşımları alışkanlık haline getirmemişse ara sıra beğendiğim olur.

Yani taşı gediğine koymuştur. Konuyu daha güzel özetleyen, anlatan, aktaran söz yokmuş hissi vermişse, “helal olsun” derim.

Atasözlerinden temel olarak ayrıldığı nokta; aforizma bireysel üsluba sahiptir. Kısa, vurucu ve etkilidir.

Özgün yapıya sahiptir.

Bazen de, bir aşığın sevdasını bir cümleye yüklediği söz olur; sevgilisinin yüreğine saplanır.

Tesiri güçlüyse, o sözün asıl sahibi unutulur; o an söyleyenin duygu ve düşüncesine dönüşür.

BEN BUNU KULLANIRIM

Aforizma, bir nevi kolaycılık değil mi?

İki lafı bir araya getiremez” dediğiniz kişi, sosyal medyada bir anda başkasının sözüyle laf ebesi kesiliyor, kalpleri fethediyor.

Bir ara birinin paylaşımında görmüştüm, “abi bunları sen mi yazıyorsun?” diye soruyor.

Belli ki, sözler bütünlük içinde ve yazım hatası yok.

Elbette kendisini yakından tanıyan arkadaşları kuşkulanıyor.

Diğer kişinin verdiği cevabı orijinaliyle yazıyorum:

Aşık olusn kanki tabi bem yazıyom…”

Aforizma “Ödünç söz” kullanmaktır.

Günümüzde sosyal medyada kendi söz dağarcığıyla etkili olamayanların imdadına aforizmalar yetişiyor.

Kafiyeli, imalı, güçlü bir zekadan çıkmış sözleri kopyala ve paylaş…

Alan alsın.

Küstüğünüz mü birine… Öfkelendiniz mi?

Borcunu mu ödemedi, ruhunuzu mu incitti?

Başkalarının yanında kabalık mı etti?

Vefasızlık, arkanızdan konuşma, küçük düşürme, huzursuz etme… Aklınıza ne gelirse yaşadığınız her insanlık halinin karşılığı bir aforizma var; Yapıştır gitsin.

Birinin paylaştığı aforizmayı beğendiniz diyelim. Hemen, “İzninizle paylaşıyorum” diyerek sayfanıza yapıştırın. Aynı etkiyi yaratmasa da, sözün kıymetini bildiğinizi gösterme imkanı var.

AFORİZMAYA ÇALIŞIN!

Sosyal medyanın kamusal etkisi tartışılmaz.

Sözünüz çok değerli de olsa, bir Kafka etkisi yaratmayabilir. Peşini bırakmayın.

Sözünüzün yüzde 100 etkili olmasını istiyorsanız, mutlaka aforizma gücü yaratacak üretimler yapın.

Paylaşımlarınız, Tolstoy’un bıraktığı tadı vermiyor ve beğenilmiyor olabilir.

Hemen vaz geçmeyin. Tarzınızı değiştirin.

Ancak orijinallik hevesine kapılıp, gerçeğin özgün asaletinden uzaklaşmayın.

Ne hissediyorsanız onu ifade edin. Sadece kelimelerin özgünlüğü kişisel aforizmanızın tamamlanmasına yetmeyecektir.

Hayatın içinden, özgün ve özel olmalı aforizma.

İşte o zaman siz de bilimsel bir gerçeği dillendirme iddiasında olmadan kendi aforizmanızı yaratabilirsiniz.

Yapamıyor musunuz?

Zorlamayın, sık hatalar yaparak gözden düşersiniz.

Başkasının gözünde sosyal kabul görme arzunuzu da köreltirsiniz.

Hatta fotoğraflarınızın altına da “çocuk saflığıyla” açıklamalar yazmayın.

Hem gülünç olursunuz hem de kazandığınız itibarınız sarsılır.

Hissettikleriniz sizin özelinizdir. Paylaşmak zorunda değilsiniz.

Başkasının sözüyle kuyuya inmeyin.

Aforizmayla yetkinlik, kimlik, karizmatik kişilik kazanamazsınız.

YORUM EKLE