Dönemin il emniyet müdürünün “Askeri Casusluk” operasyonundan haberi yokmuş

İzmir’deki ‘askeri casusluk’ soruşturması kapsamında Fethullahçı Terör Örgütü (FETÖ) üyelerinin sahte delil üreterek kumpas kurdukları iddiasına ilişkin davada savunma yapan tutuksuz sanıklardan, eski İzmir İl Emniyet Müdürü Ali Bilkay, gece saatlerinde yapılan “Askeri Casusluk” operasyonundan aynı gün saat 17.00’de haberi olduğunu iddia ederek, “Bilgim olsaydı da müdahale etmezdim. Savcı talimatı vermiş. Müdahale etmesi gereken savcıydı” dedi.

Dönemin il emniyet müdürünün “Askeri Casusluk” operasyonundan haberi yokmuş

İzmir’deki ‘askeri casusluk’ soruşturması kapsamında Fethullahçı Terör Örgütü (FETÖ) üyelerinin sahte delil üreterek kumpas kurdukları iddiasına ilişkin davada savunma yapan tutuksuz sanıklardan, eski İzmir İl Emniyet Müdürü Ali Bilkay, gece saatlerinde yapılan “Askeri Casusluk” operasyonundan aynı gün saat 17.00’de haberi olduğunu iddia ederek, “Bilgim olsaydı da müdahale etmezdim. Savcı talimatı vermiş. Müdahale etmesi gereken savcıydı” dedi.

İzmir’deki “askeri casusluk” soruşturması kapsamında Fethullahçı Terör Örgütü (FETÖ) üyelerinin sahte delil üreterek kumpas kurdukları iddiasına ilişkin, aralarında tutuksuz sanık eski İzmir İl Emniyet Müdürü Ali Bilkay’ın da yer aldığı 13’ü tutuklu toplam 90 sanığın yargılandığı davaya devam edildi.

İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, bazı tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile taraf avukatları katıldı.

“Silahlı örgüt üyeliği” ve “görevi kötüye kullanma” suçlamalarıyla yargılanan ve hakkında toplamda 6 aydan 12 yıla kadar hapis cezası istenen tutuksuz sanık Ali Bilkay, esas hakkındaki savunmasını yaptı. Eski İzmir İl Emniyet Müdürü Bilkay, “Askeri Casusluk” soruşturmasının 30 Eylül 2010’da İzmir İl Emniyet Müdürlüğüne gelen “fuhuş” ihbarıyla başladığını, soruşturma yürütülürken 4 Şubat 2011’de “Askeri Casusluk” dosyasına dönüştüğünü ifade ederek, “Her iki tarihte de ben Sakarya İl Emniyet Müdürü olarak görev yapıyordum. 21 Kasım 2011’de İzmir’de göreve başladım. Benden önce İzmir’de görev yapan kişinin adı bile geçmiyor dosyada. Kendim gibi onun da suçsuz olduğuna inanıyorum. Göreve başlamadan 15 ay önce başlayan bir soruşturma için neden benim ismim geçiyor onu anlayamadım” dedi.

“8 ay boşuna hapis yattım”

“Askeri Casusluk” soruşturmasında yer alan bürokratların bazılarının telekızlarla irtibatlı olduğunu ileri süren Bilkay, “Dosyadaki usulsüzlükleri tespit eden müfettişler, telekızlarla irtibatlı olan bürokratların benim önerimle göreve geldiğini tespit etmiş. Bu nedenle adım dosyada yer alıyor. Bu müfettişler benden öç almak için bunu yaptılar ve beni hapse gönderdiler. 8 ay boşuna hapis yattım. Ben aslında benden önce başlayan soruşturmayı durdurmamakla suçlanıyorum” diye konuştu.

“Bilgim olsaydı da müdahale etmezdim”

“Birileri beni zorla FETÖ’cü yapmaya çalışıyor ama benden FETÖ’cü çıkmaz” diyen tutuksuz sanık Ali Bilkay, yasal yetkisi olmadan hiçbir şey yapmadığını ifade ederken, duruşma savcısı ise “Bana demagoji yapıyorsunuz gibi geliyor. Bir il emniyet müdürü, personelinin yürüttüğü soruşturmadaki yanlışlıkları bilmez mi?” dedi.

Savcının sorusu üzerine gece saatlerinde yapılan “Askeri Casusluk” operasyonundan aynı gün saat 17.00’de haberi olduğunu iddia eden Bilkay, “Operasyon başladıktan sonra bana brifing verildi. Bu uygulama böyledir. Operasyon deşifre edilmesin diye böyle yapılır. Ben bu operasyonla ilgili ne bilgi istedim ne de bana bir bilgi verildi” şeklinde konuştu.

Duruşma savcısının, “Operasyondan bilgin olsaydı müdahale eder miydin?” sorusuna, “Bilgim olsaydı da müdahale etmezdim. Savcı talimatı vermiş. Müdahale etmesi gereken savcıydı” diye yanıt verdi.

“Böyle olacağını bilseydim...”

ByLock ve benzeri örgüt içi haberleşme programlarını kullanmadığını da savunan Bilkay, “Ali Bilkay’ın yedi sülalesinden bir kişi bile cemaatin yanından geçmemiştir. Örgütün ne sohbetlerine gittim ne himmet verdim ne kurban derisi bağışladım. Böyle olacağını bilseydim Türk Hava Kurumuna bağışladığım kurban derilerinin makbuzlarını bile saklardım” dedi.

FETÖ üyelerinin, kendilerine pay çıkarmak için “İzmir İl Emniyet Müdürü de bizim adamımız” şeklinde kodlama yapmış olabileceklerini savunan Bilkay, suçsuz olduğunu ifade ederek beraatini talep etti.

İddianame

“Askeri gizli bilgi ve belge bulundurma” iddialarına ilişkin İzmir Emniyet Müdürlüğüne 10 Ağustos 2010’da gelen ihbar e-postası üzerine başlatılan soruşturmada, aralarında muvazzaf askerlerin de bulunduğu 357 sanık ve üst düzey askeri yetkili, devletin gizli bilgi ve belgelerini yabancı istihbarat servislerine vermekle suçlandı.

İzmir 5. Ağır Ceza Mahkemesi, yapılan yargılama sonucunda Şubat 2016’da tüm sanıkların beraatine hükmederken, sahte deliller üretilerek kumpas kurulduğu iddiaları üzerine başlatılan soruşturmada 25 şüpheli tutuklandı, 5 zanlı daha sonra tahliye edildi. Soruşturmaya ilişkin İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan ve FETÖ elebaşı Fethullah Gülen’in bir numaralı sanık olarak yer aldığı 68 sanıklı iddianame, İzmir 2. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edildi.

Dava dosyadaki sanık sayısı, dönemin Emniyet Genel Müdür Yardımcıları Mustafa Gülcü ve Celal Uzunkaya’ya kurulduğu iddia edilen kumpas davasının da birleştirilmesiyle önce 83’e, birleşen başka dosya nedeniyle de 91’e yükseldi. Örgüt elebaşı Fethullah Gülen’in dosyasının ayrılmasıyla sanık sayısı 90 oldu.

Güncelleme Tarihi: 15 Mayıs 2019, 12:52
YORUM EKLE
banner144
SIRADAKİ HABER