DR. ERSİN ARSLAN’IN ÖLÜM YILDÖNÜMÜNDE AYVALIK’TAN SES’LENDİLER

DR. ERSİN ARSLAN’IN ÖLÜM YILDÖNÜMÜNDE AYVALIK’TAN SES’LENDİLER
Balıkesir’in Ayvalık ilçesinde; geçtiğimiz yıl 17 Nisan tarihinde Gaziantep’te görevi başındayken, bir hasta yakını tarafından bıçaklanarak öldürülen Dr. Ersin Arslan’ın ölüm yıldönümü ve sağlıkta şiddete ‘dur’ diyebilmek için ülke genelinde greve giden sağlıkçılar, hastane bahçesinde bir basın açıklaması yaptı. Ayvalık’ta KESK’e bağlı Sağlık Emekçileri Sendikası (SES) tarafından, Devlet Hastanesi Bahçesinde saat 12.30’da gerçekleştirilen eyleme; KESK’e bağlı Eğitim-Sen, BES’in yanı sıra Eğitim-İş, Belediye-İş, Koop-İş gibi sendikaların ilçe temsilcilikleri ve bazı siyasi partilerin de destek verdiği gözlendi. SES Balıkesir Temsilciliği yöneticisi ve Ayvalık Devlet Hastanesi hemşirelerinden Birsen Seyhan’ın seslendirdiği basın açıklamasında; Gaziantep’te bir hasta yakını tarafından bıçaklanarak öldürülen Dr. Ersin Arslan’ın başına gelen olayın yıldönümü olduğu hatırlatıldı. Ülke genelindeki sağlık emekçilerinin; sağlıkta şiddete, şiddeti doğuran ve besleyen sağlık sistemine karşı mücadele için grevde olduklarının vurgulandığı açıklamada, “Tam bir yıl oluyor. Dr. Ersin Arslan Gaziantep’de bir hasta yakını tarafından bıçaklanarak katledildi. Aradan bir yıl geçti, ancak sağlık çalışanları her gün ülkenin dört bir yanında şiddete görmeye devam ediyor. Son bir yıl içinde genç bir sağlık emekçisi Dr. Melike Erdem sisteme isyanını kendi canıyla ödedi. Diyarbakır Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’nde Yoğun Bakım Hemşiresi Rabia Önal öldüresiye dövüldü. Kaymakamın dövdüğü doktor, hastane müdürü’nün kovaladığı sağlık çalışanı, emniyet güçleri ve başhekimlerin saldırısı, hasta ve Hasta yakınlarının yerlerde tekmelediği hamile doktor… Bunlar bildiklerimizden sadece bir kaçı… Ya bilmediklerimiz ve ya açıklanamayanlar?” diye soruldu. “BU ŞARTLARDA NİTELİKLİ SAĞLIK HİZMETİ VERİLEMEZ” Sağlık çalışanları şiddeti sadece hasta yakınlarından görmediğinin altı çizilen açıklamada, “Gördüğümüz şiddeti birkaç başlıkta özetlersek; Hasta ve hasta yakınlarının şiddeti; Bakanlığın, hükümetin ve idarecilerin dil ve üslubu, uygulanan sağlık politikalarının etkisi; Mobbing, Atanmışların ve seçilmişlerin uyguladığı şiddet, işyerlerinde kadrolaşmaya bağlı olarak çalışanlar üzerinde hegemonya kurma amaçlı baskı, ifade ve örgütlenme özgürlüğü karşısında sürgün, soruşturma, gözaltı ve tutuklamalar ya da siyasal şiddet, istihdam modelleri, iş yoğunluğu vb… Bunların dışında her gün bulaşıcı hastalıklar nedeniyle hayatını kaybeden sağlık çalışanlarını da sayabilirsiniz. Sağlık çalışanlarını, hasta ve hasta yakınlarıyla karşı karşıya getiren akıl dışı bir sağlık sistemi var. Ödeme güvencesini tamamen yitirmiş, çalışanları birbirine düşüren, sağlıkta kaliteyi düşüren, performans uygulaması var. Gittikçe ağırlaşan iş yükü ve angarya, 7/24 esnek, kuralsız ve baskı altında çalıştırılma var, hemşirelerde 56, asistan Hekimlerde 64 saate kadar uzayan mesailer var. Birlik Hastaneleri arasında dama taşı gibi dolaşma, işyeri güvencesinin tamamen ortadan kalkması, görev tanımı dışında “sağlıkçı her işi yapabilir mantığı” ile çalıştırılma var. Özel sektörde güvencesiz, parasını alamadan, kölelik koşullarında çalışma var. Sağlık Hizmetine ulaşmanın önünde bin bir türlü engel var, her kademede ödenen katkı-katılım payı ve ilave ücretler var. Hükümet, siyasetçiler ve yöneticilerin Sağlık Çalışanlarını itibarsızlaştıran, küçük düşüren, hedef gösteren kışkırtıcı üslubu ve açıklamaları var. Tüm bunların sonucunda bozuk bir sağlık sistemi, tedavi olamayan hastalar, çalışanlara yönelmiş öfke ve şiddet var. Böyle sağlık sistemi olmaz. Bu şartlarda, iyi hekimlik, diş hekimliği, hemşirelik, ebelik, teknisyenlik yapılmaz. Nitelikli sağlık hizmeti verilmez” denildi. Yapılan açıklamada, sağlıkçıların üzgün ve kırgın oldukları vurgulanarak, “Bizi şiddetle karşı karşıya getiren bu sisteme karşı; haklarımızın, halkımızın ve çocuklarımızın sağlık hakkı için bugün hizmet veremiyoruz. Bugün Türkiye’de sağlık alanında yaşadığımız şiddeti, bu şiddetin nedenlerini, çözüm önerilerini tartışacağımızdan/ dolayı acil hastalar, kanser hastaları, diyaliz hastaları ile yatan hastalar dışında sağlık hizmeti sunmuyoruz. Bu eylem ve etkinliklerimizdeki temel amacımız; sağlık sistemindeki yanlışlıklara ‘dur’ demek ve sağlık emekçilerinin sorunlarına dikkat çekmektir. Tüm bunlar, Sağlıkta Dönüşüm Programının sonuçlarıdır. Bu programın kimseye yararı olmadığı açığa çıkmıştır ve yol yakınken bundan vazgeçilmelidir. Hizmete erişimin önündeki engellerin, başta parasal engeller olmak üzere tüm engellerin kaldırıldığı bir sisteme, nitelikli hizmet vereceğimiz bir sisteme ihtiyaç var. Angaryaya varan çalışmanın, 7/24 saat, esnek-kuralsız çalışma ve performans baskısının olmadığı bir çalışma hayatına ihtiyaç var. Kamu Hastane Birlikleri uygulaması ile dama taşı gibi hastaneler arasında dolaştırılması ile kaybolan işyeri ve iş güvencesine ihtiyacımız var. Mücadelemiz şiddeti doğuran ve besleyen bu sisteme, Sağlıkta Dönüşüm Programına karşı, onun için bugün grevdeyiz. Halkımıza daha iyi bir sağlık sistemi sunabilmek için; halkımızı verdiğimiz bu mücadelede yanımızda olmaya, hükümeti, şiddeti doğuran, emekçileri ve halkı mağdur eden bu sistemi ortadan kaldırmaya, işkolundaki sağlık meslek örgütleri olarak birlikte çözüm üretmeye davet ediyoruz. Taleplerimizin yerine getirilmesi için, daha etkili eylemlerle ve daha kararlı bir şekilde mücadelemizi sürdüreceğiz. Böyle sağlık sistemi olmaz. Bu şiddet sona Ersin (!)” ifadeleri yer aldı. SIK SIK SLOGANLAR ATILDI Basın açıklamasının sık sık hükümet ve sağlık çalışanlarına yönelik şiddet aleyhinde sloganların atıldığı gözlenirken, ülke genelinde yapılan greve Ayvalık’ta fazla bir katılımın olmadığı öğrenildi. Açıklama öncesinde muhabirimize konuşan SES Balıkesir yöneticisi Birsen Seyhan, vatandaşların sağlık haklarına ulaşamadıkları için sağlık çalışanlarına yönelik şiddetin arttığını savundu. Seyhan; geçtiğimiz yıl Gaziantep’te bir hasta yakını tarafında öldürülen dr. Ersin Arslan’ın başına gelenin de bunun en çarpıcı bir örneği olduğunu vurguladı. Ayvalık Devlet Hastanesi operatör doktorlarından Alper Güngör ise; ülke genelinde sağlıkçıların gerçekleştirdiği greve Ayvalık’ın tam anlamıyla katılmadığını belirterek, “Sonuçta şu anda halen daha hastanemizde, hastalar sağlık hizmetlerinden yararlanıyorlar. Bugün bizim yaptığımız sağlıkta şiddetin günümüzde geldiği boyuta dikkat çekmeyi amaçlamaktadır” dedi. Sağlıktaki şiddet konusunda yargıç ve savcıların daha hassas davranması gerektiğinin altını çizen Dr. Alper Güngör, “Yargı’nın doktorları ve sağlıkçıları döven yada yaralayanları tutuksuz yargıladıkları için soruşturmanın pek fazla bir öneminin olmadığını düşünüyorum. Yargı ve savcıların şiddete uğrayan doktorların da 657 nolu kanun kapsamında çalışan devlet memurları olduklarını unutmamalarının gerektiğine inanıyorum” diye konuştu.

Güncelleme Tarihi: 17 Nisan 2013, 20:37
YORUM EKLE
banner144
SIRADAKİ HABER