Başka Sinema Ayvalık Film Festivali sinemaseverlerle buluşmaya devam ediyor

Balıkesir’in Ayvalık ilçesinde Kariyo&Ababay Vakfı ana sponsorluğunda gerçekleşen Başka Sinema Ayvalık Film Festivali sinemaseverlerle buluşmaya devam ediyor.Balıkesir’in Ayvalık ilçesinde, Kariyo&Ababay Vakfı ana sponsorluğunda gerçekleşen...

Başka Sinema Ayvalık Film Festivali sinemaseverlerle buluşmaya devam ediyor

Balıkesir’in Ayvalık ilçesinde Kariyo&Ababay Vakfı ana sponsorluğunda gerçekleşen Başka Sinema Ayvalık Film Festivali sinemaseverlerle buluşmaya devam ediyor.

Balıkesir’in Ayvalık ilçesinde, Kariyo&Ababay Vakfı ana sponsorluğunda gerçekleşen Başka Sinema Ayvalık Film Festivali’nin 3. gününe her gün olduğu gibi üniversite öğrencileri için düzenlenen atölyeyle başladı. Gelecek Uzun Sürer, Zer ve Sonbahar başta olmak üzere pek çok başarılı filmin kurgusunda imzası bulunan Thomas Balkenhol filmlerinden videolar kullanarak öğrenciler için ders niteliğinde bir atölye düzenledi ve öğrencilere “Kurgu masal gibidir. Bir varmış, bir yokmuş, bir köy varmış. Köy meydanında da bir çeşme varmış Kurgu da böyledir. Masallardaki gibi yan yana koyarsınız. Kız ile oğlanın bir aşk hikâyesi yaşayacağını sezmeye başlarsınız. Parçalardan bütünü elde edersiniz" diyerek kurguya bakış açısını aktardı.

Rudiger Süchsland, Caligari’den Hitler’e adlı ilk belgesel filminin ardından çektiği ikinci belgeseli Hitler’in Hollywood’u (Hitler’s Hollywood) gösterimi sonrası izleyicilerle bir araya geldi. Süchsland, filmiyle ilgili olarak "Esasında elimdeki malzemeyle 10’dan fazla film çekerdim ancak filmi yaparken benim için önemli olan soru şuydu; Almanlar savaşın kaybedildiğinin son derece açık ve net olarak ortada olduğu dönemde neden hala daha da büyük bir şiddetle savaşıyorlardı, hatta intihar ediyorlardı? Almanların bütün bu dönem boyunca hayalle gerçek arasındaki bağlantıyı kaybettiklerini ve göremediklerini düşünüyorum. Ben bunu kendi yorumumla anlatmayı tercih ettim ve bu yüzden filmimi de kendim seslendirdim" dedi.

Çocuklar için düzenlenen atölyede bu kez Ayvalık’ın Zeytin Çekirdekleri grubundan çocuklar, ilk kez hayal güçlerinden yola çıkarak yazdıkları hikayelerini, hazırladıkları maket cep projeksiyonundan izledi.

Festival programında yer alan iki müzik belgeseli; Oscar Ödüllü belgeselci Kevin McDonald’ın yönettiği erken yaşta ani bir şekilde ölen Whitney Houston’ın hayatını konu alan Whitney ve Roger Appleton’ın yönettiği John Lennon’ın hayatını konu alan Lennon’ı Ararken (Looking For Lennon) filmlerinden yola çıkarak düzenlenen İkonlar Çağına Veda başlıklı bir söyleşi düzenlendi. Söyleşinin konuşmacıları Yeşim Tabak ve Çiğdem Öztürk; iki film arasındaki paralellikler, 20. yüzyılda pop ikonlarının üstlendiği kültürel işlev ve özellikle pop ikonu kavramının içinde yaşadığımız çağdaki sosyal ve politik olaylardan bağımsız ele alınamayacağından bahsetti.

Yol Kenarı filminin Vural Sineması’nda gerçekleşen gösteriminin ardından filmin yönetmeni Tayfun Pirselimoğlu, oyuncuları Taner Birsel ve Rıza Akın’ın yanı sıra usta görüntü yönetmeni Andreas Sinanos izleyicilerle bir araya geldi. Pirselimoğlu filminin çıkış noktasına dair şunları söyledi:

"Sahiden kıyamete gittiğimize dair bir inancım var dünyanın durumuyla alakalı. Aslında neyse onu anlatmaya çalıştım. Kıyamet alametlerinin bir arada yaşandığına dair bir inancım var, dibe vuracağımızı düşünüyorum. Zamanı ve yeri belli değil ama hepimizin aşina olduğu bir şeylere işaret ediyor film. Dünyanın bugününe dair resim çizmeye çalıştım."

Filmin görüntü yönetmeni Andreas Sinanos bu filmde olduğu ve bu ekiple çalıştığı için mutluluğunu dile getirirken, oyuncu Rıza Akın, Ayvalık seyircisinin ilgisine olan mutluluğunu dile getirerek söze başladı ve şöyle devam etti:

"Hepimizin yarına dair aynı kaygıları paylaştığını düşünüyorum, keşke bu kaygıyı daha yaygın hisseden bir toplum olabilsek.”

Taner Birsel ise "Açıkçası bu bir yönetmen filmi ve oyuncular dramatik bir aksiyon içinde değiller. Tayfun’un sinema dilini bozmamak için öyle oynadık. Sanki bütün kadro Tayfun’un bilinçaltına yerleşmiş, onu anlamış gibi oynuyor. Bu durum da Tayfun’un başarısı. Alışık olduğumuz seyir psikolojisi dışında bir seyir terbiyesi istediği kesin filmin. Kolay çözümlenebilecek, sindirilebilecek bir film değil. İzleyen kişi kendi referanslarıyla yaklaşırsa çok da eğlenebilir, günümüz paradisini izledim ben. Belirsizlik ve gelecek duygusunu yitirmekle ilgili çok güzel bir seyir sunuyor" şeklinde konuştu.

YORUM EKLE
banner144
SIRADAKİ HABER