Geçen yıl bugünlerde 2018'in gazetecilerin yılı olmasını ve 10 Ocak'ların yeniden bayram havasında kutlanmasını dilemiştik.

Ancak ne yazık ki umutlarımız gerçekleşmediği gibi basın sektörü daha da kötüye gitti.

Bir gazeteci arkadaşımızın siyasi partinin basın toplantısından çıkarılmak istenmesi, bir açılışta kendini bilmez birinin gazeteci arkadaşlarımıza hakaret etmesi, gazeteci arkadaşlarımızın işsiz kalması ya da düşük ücretlerle çalışmaya zorlanması, gazete ve ajans bürolarının kapanması gibi bir çok olumsuzluk yaşadık.

Kafasına esen herkes gazeteciliğe soyundu. Ne yazık ki Balıkesir'de de çalışan gazeteciyi hor görüp, sosyal medyadan ahlaki kuralları hiçe sayan paylaşım sahiplerini 'medya' mensubu gören anlayış egemen oldu.

Türkiye genelinde baktığımızda da basın için kara tablonun belki de daha ağır şartlarda sürdüğünü görüyoruz. Bir çok televizyon ve gazete kapandı, gazeteciler işten çıkarıldı, işsizliğe mahkum edildi. Bu şartlarda toplumun basına güveni de azaldı.

Cemiyetimizin üyesi olduğu Türkiye Gazeteciler Konfederasyonu Genel Başkanı Nuri Kolaylı'nın da gündeme getirdiği gibi basın sektöründe yaşanan sorunların çözüme kavuşması demokrasimiz açısından da önem taşıyor. Basın özgürlüğünden basında çalışma koşullarına, mesleki standartlardan yasal düzenlemelere kadar bir dizi yenilik, geniş katılımlı çalıştaylar dizisi ile belirlenmeli ve zaman geçirilmeden uygulamaya konulmalıdır.

10 Ocak 1961, basında çalışanların haklarına ilişkin 212 sayılı yasanın uygulanmaya başlandığı gündür. Bu yasa, basın emekçilerinin sigortalı çalışmasını, işten çıkarılmaları durumunda ihbar ve kıdem tazminatlarının ödenmesini, yıllık ve haftalık olmak üzere belirlenen tarihlerde izin yapmalarını ve belki en önemlisi de gazetecilik faaliyetlerini özgürce yürütmelerini güvenceye bağlamaktaydı.

Ancak günümüzde meslektaşlarımız çalışma ve yaşama koşulları ile mesleki yeteneklerini geliştirme ve mesleklerini özgürce yapma olanakları bakımından 10 Ocak 1961'den daha iyi haklara sahip olduğumuz söylenemez. Aydınlık yarınlara ulaşmak istiyorsak basının sorunlarını elbirliği ile çözümlemeliyiz.

Tüm olumsuzluklara karşın gazetecilik mesleğini aşkla, büyük özveriyle yerine getiren, mesleğinden ödün vermeyen arkadaşlarımızın ve üyelerimizin 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü'nü kutluyoruz.

10 OCAK 1961'DE BİR MİLAT OLMUŞTU

"DAİMA HALKIN HİZMETİNDEYİZ"

58 yıl önce 10 Ocak 1961 yılında kabul edilen 212 yasa ile gazetecilerin özlük haklarında çok önemli kazanımlar sağlandı.

Basın çalışanlarının çalışma koşullarını iyileştiren ve sosyal haklarını güvence altına alan bu yasaya karşı çıkan gazete sahipleri, 3 gün boyunca gazete çıkarmama kararı aldı.

Gazete çalışanları da bu gelişme karşısında, 10 Ocak 1961 tarihinde Valiliğe kadar yürüdü.

Ardından toplumu habersiz bırakmamak için Türkiye Gazeteciler Sendikası çatısı altında kenetlendiler ve 3 gün boyunca "Basın" isimli bir gazete çıkardılar. İlk sayısı "Daima halkın hizmetindeyiz" başlığıyla çıkan Basın gazetesi, günlük 100 binlik tirajı geçince gazete sahipleri yasayı kabul etmek zorunda kaldılar. 212 sayılı yasa böylece yürürlüğe girdi ve yaygın uygulama alanı kazandı.

10 Ocak bu tarihten sonra Çalışan Gazeteciler Günü olarak kutlandı.

12 Mart 1971 askeri müdahalesinden sonra çalışanların hakları ve basın özgürlüğüne getirilen kısıtlamalara tepki olarak 10 Ocak tarihi, "Bayram "olmaktan çıkarıldı ve "Çalışan Gazeteciler Günü" olarak anılmaya başlandı.

Özellikle 1990 sonrası dönemde ve basından medyaya dönüşüm sürecinde, sermayenin sektöre girmesiyle bu kazanımlar "uygulamada" tek tek elden çıktı.