Bu referandum kaos getirir

Aslında İsrail açıkça ABD ise gizlice Barzani’ye destek vererek kaosa sürüklediler ve Barzani, ABD ve İsrail tarafından son kullanma tarihini doldurdu. Yakında çöpe atılacaktır. Bu iki şer gücün şimdiki adayı Salih Müslim’dir.

1815’te alınan karar 1915’te neticelendi. Osmanlıyı böldüler ve sınırlarını cetvelle çizdiler. 2015’te ise biz yanlış yapmışız Osmanlıyı büyük parçalara ayırmışız diyerek Büyük Orta Doğu projesi aslında Büyük İsrail projesi gereği Suriye 4, Irak 3, Mısır 2, Sudan 2, Libya 3, Yemen 2, S. Arabistan'ı en az 5 parçaya bölmek için fırsat kolluyorlar. Endonezya’da Doğu Timor’u ayırdılar. Bangladeş’i Pakistan’dan ayırdılar. Yeniden bölmek istiyorlar. Afganistan’ı en az 3 parçaya ayırmak istiyorlar. Bu işleri de iktidarlara kendi uşaklarını getirerek yapıyorlar.

Kuzey Irak Barzani’nin aşiretinin veya Kürtlerin mülkü değildir. Bu topraklarda binlerce yıl Arap, Türkmen, Kürt ve diğerleri yaşadılar. Barzani ve taifesi Kuzey Irak’a sahip olacağını zannediyorsa yanılıyor. Karşısında Türkiye, Irak, İran ve Suriye var. Diğerlerinin karşı oluşları şüphelidir. Barzani’nin karşısında tam 40 misli nüfus vardır. Irak Bağdat hükûmetinin yapacağı en tesirli silah Irak parlamentosu acilen anayasa değişikliği ile Kürt Özerk Bölgesini kaldırmak olacaktır. Türkiye’nin hiçbir ülkenin toprağında gözü yoktur. Irak ve Suriye’nin toprak bütünlüğünü savunmaktadır.

Fransız Le Figaro gazetesinden Pierre Avril’e göre: “Türkiye S-400 anlaşması ile bağımsızlık yönünde bir adım attı. Erdoğan artık Batı’ya bağımlı bir lider değildir. Karar verirken, Washington, Londra, Brüksel, Berlin ne der diye sağa sola bakmıyor. S-400 füzesi siyasi füze oldu.”

ABD’li bir strateji uzmanına göre: “Orta Doğu’da bazı sınırlar değiştirilmeden barışın geleceğine inanıyoruz.”

Onlar için barış, bizim için savaştır. CIA’nın 22 yıllık ajanı Yahudi Michael Scheuer’in itirafı: "ABD ordusunun savaşma gücü yok. Şu an en büyük umudumuz Sünni ve Şiileri kanları kuruyuncaya kadar birbiriyle savaştırmak. Kuzey Irak’ın şirketleri ve ekonomik imkânları Barzani ve Talabani aşiretleri arasında paylaşılmıştır. Kürtler bu yolsuzluktan memnun değildir."

Princeton Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Uluslararası Hukuk Profesörü Richard A. Falk’a göre Körfez ülkelerinin durumu şöyledir: "Körfez’deki Arap ülkeleri hem İslam dini hem de Müslüman dünyası için sembol niteliğinde olan Kudüs ve Mescid-i Aksa’nın korunmasını istiyor. Hem de İsrail ile çatışmaya girmek istemiyorlar. Dolayısıyla Filistinlilere de yardım ederek bedel ödemekten çekiniyorlar. Trump öncesi ABD Başkanları iki taraflı politika yürütüyorlardı. Hem İsrail hem de Filistin'le. Trump tam tersine İsrail’den yana bir politika yürütüyor. Ve Filistin meselesi Arap dünyası için bir nevi çıkmaz sokaktır. Mescid-i Aksa’ya yani kutsallarına saldırıya karşılar. Fakat soruna müdahil de olmak istemiyorlar. Mümkün olduğunca sessizliği tercih ediyorlar. Diğer bir korkuları ise başarılı olacak demokratik bir Filistin hareketidir. Ve hatta bunu daha nasıl geciktirebiliriz düşüncesindeler. Dünyanın bir tarafında başarılı olacak her İslami hareketten korkuyorlar."

.....

Not: Cuma günkü yazımda “Kuzey Irak Kürt Özerk Bölgesi, Irak’ın bir parçasıdır. Anayasada Kürtlere böyle bir hak tanınmamıştır" cümlesi sehven "tanınmıştır" şeklinde çıkmıştır. Düzeltir özür dileriz.

Kaynak: http://www.turkiyegazetesi.com.tr/yazarlar/m-necati-ozfatura
YORUM EKLE

banner160