CAMİLER VE DİN HİZMETİNE ADANMIŞ ÖMÜRLER

CAMİLER VE DİN HİZMETİNE
ADANMIŞ ÖMÜRLER
Cumanız Mübârek Olsun Aziz Kardeşlerim!
Alemlere rahmet olarak gönderilen Sevgili
Peygamberimiz (s.a.s), Medine’ye hicretinin
ardından ilk iş olarak bir mescit inşa ettirdi. Mescid-i
Nebevî adıyla bildiğimiz bu mescidin hemen
bitişiğinde kimsesiz fakir sahâbîlerin barınması için
bir de gölgelik yaptırdı. Suffe adı verilen bu
gölgelikte kalanlar, vakitlerinin büyük kısmını
Resûlullah (s.a.s) ile birlikte geçirip ondan İslâm’ı
öğreniyorlardı. Bir gün Peygamber Efendimiz
mescide girdiğinde ashabının iki ayrı halka halinde
oturduğunu gördü. Bu halkaların birinde Kur’ân
okunuyor ve dua ediliyordu. Diğerinde ise ilim
öğrenen ve öğretenler vardı. Sevgi ve rahmet dolu
bakışlarla bir müddet onları izleyen Peygamberimiz,
“Her biri hayır üzeredir. Şunlar Kur’an
okuyorlar ve Allah’a dua ediyorlar. Allah dilerse
onların istediklerini verir, dilerse vermez. Bunlar
ise ilim öğreniyor ve öğretiyorlar. Ben de muallim
olarak gönderildim” buyurdu ve ilimle meşgul
olanların yanına oturdu.1
Muhterem Müslümanlar!
Asr-ı Saâdetten bugüne mescit ve camilerimiz
hem Allah’a ibadet edilen hem de ilim ve hikmet
öğrenilen şerefli mekânlardır. Allah katında en
makbul yerler olan camiler,2 içinde Rabbimizin
adını andığımız, kulluğumuzu, dualarımızı,
niyazlarımızı O’na arz ettiğimiz mukaddes yerlerdir.
Camilerimiz; dil, renk, ırk, makam, mevki farkı
gözetmeden mümin gönülleri birleştirir, birliğimizi
pekiştirir, imanımızı ve istiklalimizi simgeler.
Minâreleri tevhîdin sembolü, ezanları şehâdetin
temeli, mihrap, kürsü ve minberleri hak ve hakikatin
sesi, safları huzur ve güvenin teminatıdır.
Aziz Müminler!
Ecdadımız başta imam hatiplik olmak üzere
cami görevlerini yürütenlere; minberden, mihraptan,
kürsüden dîn-i mübîn-i İslâm’a hizmet edenlere
“Hademe-i Hayrat” yani hayra hizmet edenler ismini
layık görmüştür.
Hademe-i hayrat; ömürlerini din hizmetine
vakfetmiş insanlardır. Samimiyetle çalışıp yaptıkları
iyiliğin karşılığını sadece Allah’ın rızasında
arayanlardır. Şehrin manevi hayatına yön veren
müftüler, okudukları ezanlarla insanlığı kurtuluşa
çağıran müezzinler, mihraba geçtiğinde namaza
önderlik eden imamlar, minber ve kürsüden İslam’ın
dosdoğru yolunu öğreten vaizlerdir. Çocuklarımızı
Yüce Kitabımızla ve Peygamberimizin örnek
hayatıyla buluşturan, “En hayırlılarınız Kur’an’ı
öğrenen ve öğretenlerinizdir”3 şeklindeki nebevi
iltifata mazhar olan Kur’an kursu öğreticilerimizdir.
Rabbimizin “Allah’a çağıran, salih amel işleyen ve
‘Kuşkusuz ben Müslümanlardanım’ diyenden
daha güzel sözlü kimdir?”4 müjdesine nail olmaya
çalışan hocalarımızdır.
Onlar, hayatımızın her safhasında yanı
başımızda olanlardır. Çünkü onlar, doğduğumuzda
ezan ve kâmetin ilahi muştusunu kulağımıza
okudular. Çocukluğumuzun en unutulmaz anlarında,
bir yol gösterene en çok ihtiyaç duyduğumuz gençlik
çağımızda bize rehber oldular. Vatan borcumuzu
ödemek için yola çıktığımızda, yuva kurmaya adım
attığımızda, nihayet ebedi yolculuğa uğurlanırken
dualarıyla hep yanımızda oldular.
Muhterem Müminler!
Her yıl 1-7 Ekim tarihleri Camiler ve Din
Görevlileri Haftası olarak kutlanmaktadır. Bu
yıl “Camiler ve Din Hizmetine Adanmış
Ömürler” temasıyla kutlanacak olan hafta
boyunca camilerin medeniyetimizdeki yeri ve
önemi üzerinde durulacak, din hizmetine emek
vermiş örnek şahsiyetler hatırlanacaktır. Aziz
milletimizin cami ve Kur’ân kurslarımızın
ihyâsı için gösterdiği destek ve fedakârlıklar
hayırla yâd edilecektir.
Aziz Müminler!
Bu vesileyle geçmişten günümüze
camilerimizin maddi ve manevi îmârı için gayret
gösteren hocalarımızdan ve kardeşlerimizden ahirete
irtihal edenlere Yüce Allah’tan rahmet, hayatta
olanlara sağlıklı ve huzurlu bir ömür diliyorum.
Rabbim bizlere de hademe-i hayrat olmayı, insanlığa
hayırlı hizmetler sunmayı nasip eylesin!
 

YORUM EKLE

banner160