Çocuklar, gençler ve Mehmet Baturalp

“Çocuk yetiştirirken nelere dikkat etmek gerek, gençlerle nasıl ilişki kurabiliriz, onlara nasıl yaklaşabiliriz?” diye biz psikologlara soruyorlar ya... Cevabı kitaplarda değil, hayatın içinde aslında: Doğru insanların gölgesinden yürüyün, onları kendinize örnek alın.

Geçen hafta aile büyüğümüz, Türk basketbolunun efsane isimlerinden Mehmet Baturalp’i kaybettik. Onu uğurlarken, gözlerimiz yaşlıydı ama içimiz sıcacıktı; ne çok seveni varmış, herkesin hayatında ne kadar önemli bir iz bırakmış, ne kadar çok kişiye iyilik yapmış, ne büyük bir yüreği varmış.
Bu haftaki yazıma onunla yaşadığım küçük bir anıyla başlamak istiyorum. Çünkü “Çocuk yetiştirirken nelere dikkat etmek gerek, gençlerle nasıl ilişki kurabiliriz, onlara nasıl yaklaşabiliriz?” diye biz psikologlara soruyorlar ya, cevabı kitaplarda değil, hayatın içinde aslında: Batur amca gibi insanların gölgesinden yürüyün, onun gibi insanları kendinize örnek alın, doğru yoldasınız demektir.
15 yaşındaydım, yaklaşık 35 yıl önce. Başka Türkiye, başka gençlik, başka dönem; çocuklar büyüklerin lafına karışmaz, büyüklerin yanında bacak bacak üstüne atmaz, bir büyük odaya girince ayağa kalkar, çocuklara fikirleri, hatırları sorulmaz, kısacası bugüne nazaran daha “yetişkin merkezli” bir yaşam biçimi... 
Batur amcanın bir maçını seyretmişiz, eve dönüyoruz, arabayı o kullanıyor. Çok uzun, çekişmeli ama harika bir maç. Haliyle Batur amca yorulmuş. Ama bizim takım kazanmış, gözümde sahada devleşmiş, saygıyla, hayranlıkla baktığım kocaman, çok önemli biri var ve onu rahatsız etmekten çekindiğim için sessiz sessiz oturuyorum arka koltukta.
Eve varmamıza az kalmış, o arabayı birden kenara çekiyor ve arabadan iniyor. Geri geldiğinde elinde kocaman bir buket çiçek... Gözlerinin içi gülerek “Doğum günün kutlu olsun” diyor. Hayatımda aldığım ilk buket, bırakın doğum günümü fark etmesi, varlığımı fark etmesine bile şaşırdığım için ne diyeceğimi bilemiyorum, utanıyorum.
“Doğum günlerinde hanımlara çiçek alınır” diyor. Bana kendimi çok değerli hissettiriyor, daha doğrusu bana o gün “Ne kadar değerli olduğunu hiçbir zaman unutma”yı öğretiyor. Sıradan bir anı gibi gözükebilecek bu olayı bu yaşta hatırlıyorum... Çünkü 15 yaşındaki bir kız çocuğunda bıraktığı iz önemli. 
Bizler acaba ne anılar bırakıyoruz çocuklarımızın zihninde?

ÇOCUKLARLA KONUŞURKEN GÖZLERİNİN İÇİNE BAKIN

Kızıma ilk çiçek buketini alırken onu hatırlıyorum ve aynı sözler ağzımdan dökülüveriyor. Kısacık bir anı, ama bana ne kadar çok şey öğretmiş: Çocuklarla konuşurken gözlerinin içine bakmak, onları dinlemek, hatırlarını sormak, değer vermek... En önemlisi görünmez olmadıklarını onlara hissettirmek...
Çocuk-ergen psikolojisi literatüründe en çok vurgulanan konulardan biridir: Çocuklarınıza nasihat vermek yerine onlara model olun. Onlara saygı, sevgi, dürüstlük, yardımseverlik, vicdan, şefkat, çalışkanlık, disiplin aşılamak istiyorsanız, sizin de bu değerlere uygun davranmanız, hayatınızı bu şekilde yaşamanız gerekir. 
- Çocuğunuzun çalışkan, disiplinli olmasını istiyorsanız, sizin de Batur amca gibi işinizi dört elle sarılarak, zevkle, gururla yapmanız, çalışkan, üretken olmanız ve işinizi son nefesinize dek yapacak kadar sevmeniz gerek. 
O zaman sizin çocuğunuz da çalışmanın, disiplinli olmanın, üretmenin eğlenceli olduğunu öğrenir ve mecburiyetten ya da elinin ucuyla yapmaz işini.
- Çocuğunuzun iyi kalpli olmasını istiyorsanız, sizin de Batur amca gibi karşılık beklemeden iyilik yapmanız, çevrenizdekilerin ihtiyaçlarına duyarlı olmanız, yardım etmekten içtenlikle mutlu olmanız gerekir. O zaman sizin çocuğunuz da yardım etmenin insan ruhuna ne kadar iyi geldiğini keşfeder, insanlara yardım etmek için fırsat kollar.

ÇOCUĞUNUZUN HOŞGÖRÜLÜ BİR BİREY OLMASINI İSTİYORSANIZ...
- Çocuğunuzun hoşgörülü bir birey olmasını istiyorsanız, sizin de Batur amca gibi küçük büyük, zengin fakir, eğitimli eğitimsiz, insanlara saygı göstermeniz, hoşgörü ile yaklaşıp insanları küçümsememeniz, yargılamamanız, herkese eşit şekilde değer vermeniz gerekir. O zaman sizin çocuğunuzun da 7’den 70’e her yaştan, her kesimden dostu olur, muhteşem bir sosyal çevre edinir, insanlarla harika ilişkiler kurar, aranan, sevilen biri olur.
- Çocuğunuzun spora, müziğe, sanata vakit ayırmasını, hobileri olmasını istiyorsanız, sizin de Batur amca gibi hem spor yapan hem de Türk Sanat müziği söyleyen keyifli bir kişi olmanız gerekir. O zaman sizin çocuğunuzun da farklı uğraşıları olur, sizi izledikçe hayatın bu uğraşlarla daha da güzel olduğunu öğrenir.
Çocuğunuzu hobi edinmesi için zorlamanıza hiç gerek kalmaz, hayatın doğal akışı içinde hobilerine zaman ayırmaktan keyif alabilen bir kişi olur. 
- Çocuğunuzun güçlü biri olmasını, hayatın zorlukları ile karşı karşıya kaldığında kavga, gürültü, gerginlik, stres ile problemlere yaklaşmak yerine çözümler üretebilmesini istiyorsanız, sizin de Batur amca gibi kendi içsel kaynaklarını en iyi şekilde kullanabilen, zorluklarla baş edebilen, kendi çözümlerini sükunetle üretebilen bir kişi olmanız gerekir. 

ÇOCUĞUNUZ SİZİN ETİK STANDARTLARINIZI İÇSELLEŞTİRİR
- Çocuğunuzun dürüst, sözünü tutan, adil, ahlaklı biri olmasını istiyorsanız, sizin de yalan söylemeyen, sözünüzü tutan, adil, sadece kendi hakkını değil başkalarının da hakkını koruyan bir kişi olmanız gerekir. Batur amcanın hayatı boyunca almış olduğu ödüller arasında en kıymet verdiği “Fair Play” ödülü gibi bir ödüle layık olabilecek etik standartlarınız olmalıdır. 
“Fair Play; dürüst oyun, dürüst davranış” olarak ifade edilmekle birlikte gerçek anlamı etik üstü davranıştır. Etik davranış, kuralları her konuda dürüstlükle ve saygıyla uygulamak demektir. Fair Play ise tüm bunların da üstünde, kişisel çıkarları ve hırsları bastırarak yaşamda üstün insan ruhunu ortaya koymaktır.
Eğer böyle bir etik standart ile yaşıyorsanız, o zaman çocuğunuz da sizin etik standartlarınızı içselleştirir.
- Çocuğunuzun nasıl biri olmasını istiyorsanız, tam öyle bir kişi olmaya çalışın, gerisi kolay. Bir de şunu sorun kendinize: “Ben bir çocuğun hayatında nasıl bir iz bıraktım?”
Seni iyi ki tanımışım Batur amca, sen, babam ve sizin gibiler, bu saydıklarımın hepsini içten gelerek, doğallıkla, koşulsuz şartsız yaptınız. Sizleri tanıyanların yüreğinde ama en önemlisi çocukların, gençlerin hayatında çok önemli bir iz, yeri doldurulamayacak bir boşluk bıraktınız. İçinizdeki pusula hep doğruyu, iyiyi, vicdanı, ahlakı gösteriyordu. Pusula şimdi bizlere miras kaldı. İçiniz rahat olsun.(Hürriyet)

YORUM EKLE