Ethos, pathos, logos

Her insan, yaşamını etkin olarak sürdürmek ister.

Öteki tarafından kabul edilmek, değerli görülmek ister insan.

Öncelikli olarak varlık sürdürme biçiminin değişmez kuralı insanın kendini gerçekleştirmesidir.

En yüksek iyidir her birey için kendini gerçekleştirmek. Varlık amacıdır.

Bu arzunun gerçekleşmesi tamamen insanın çabasına bağlıdır.

Başlıktaki Grekçe ethos, pathos ve logos sözcüklerinin anlamını basitçe verelim.

Ethos: Dinleyenlerin, konuşanın tutarlılığına, dürüstlüğüne, yeterliliğine duyduğu inanç. Söz sahibine duyulan güveni ifade eder.

Pathos: Empati. Hitap edilen kitlenin halinden anlamak, ihtiyaçlarına duyarlı davranmak, duygularına hitap etmek.

Logos: Mantığa dayalı hitap etmektir. Bilimsel verileri, tarihsel ve gerçeğe uygun anolojilerle aktarmak demek.

Özetlemek gerekirse; Çevrenizdekileri etkilemek istiyorsanız öncelikle itibar sahibi olmalısınız.

Üretken, açık ve dürüst olmalısınız. Çalışkan ve üretken değilseniz, çok söz veriyor ama yerine getirmiyorsanız kimse sizi ciddiye almaz.

Kısacası kumaşınızda dürüstlük varsa, empati gösterdiğinizde karşınızdaki size inanacaktır.

ARİSTO, SOKRAT, CİCERO 

Bütün harika şeylerin eskide kaldığını düşünün orta yaşlılar; İyi konuşanların da geçmişte kaldığına inanabilir.

İnanın öyle değil!

Bence her çağın hatipleri vardır aslında.

Ya onlar kendinin farkında değil ya da bir eksik var.

Çevrenize bir bakın. Tutarlı, mantıklı, kişilik sahibi, güvenilir, halden anlayan insanlara kulak verin.

3 bin yıl önce retorik kalıbı olarak kabul edilen ethos, pathos, logos sahibi kişiler bugün de var mı?

Ben dikkat ediyorum.

Ethos ve pathos var ama logos eksik. Logos ve ethos var ama pathos noksan.

Bilgi yüklü bir akademisyen anlatmak, açılmak, dökülmek istiyor ama duygusal boyuta geçemiyor. Söyledikleri, izleyenler üzerinde etki bırakmıyor.

İyi konuşmacı olmak için herkesin adını bildiği Sokrates ve Aristo’nun retorik yöntemini geliştirerek kullanması şart.

Hiçbir şey imkansız değil.

İnsan isterse her yaşta iyi bir hatip olabilir.

Sokrates, Aristo ya da ünlü hatip Cicero kadar etkili olabilirsiniz.

Yeter ki yöntemlerine uygun konuşma kurallarını, hitabet sanatına önem verin.

KONUŞUYORUM O HALDE VARIM

Retorik üzerine yıllardır çalıştım.

İyi bir konuşmacının iyi plan yapması, gözlem gücünü geliştirmesi, dinleyiciyi iyi tanıması, iyi bir ses tonu için alıştırma yapması, heyecanını denetlemesi,  diksiyon kurallarına uyması, dilini iyi kullanması, öz eleştiri yapmaktan kaçınmaması gerektiğini öğrendim.

Bütün bunlarla bitmiyor.

Yıkıcı değil, yapıcı olmak, değerli konular üzerinde konuşmak, amaca yönelik sözler seçmek ve kullanmak gibi içerik bilgilerine de sahip olmak gerektiğini de öğrendim.

Sosyal kabul görecek kişilik ve etkili bir iletişim becerisine sahip olmak da gerekir.

Öğretebilecek yetkinliğe ulaştığımda takdir gördüğümü mutlulukla fark ettim.

30 yılı aşan gazetecilikten sonra artık yeni bir kariyer basamaklarına adım attım.

Geçtiğimiz günlerde yazımını tamamladığım, “Konuşuyorum o halde varım” adını verdiğim kitabımı baskıya verdim.

Bugünlerde yayına girecek kitap, yazımın başından beri anlattığım bütün konuları kapsıyor.

Akademik içeriğin yanında herkesin kolaylıkla anlayıp uygulayabileceği bilgileri içeriyor.

Ciddiyetle uygulanırsa, herkesin yararlanacağını umut ediyorum.

Konuşmanın, insanın varlık sürdürme biçiminin en etkili yolu olduğu bilincini uyandırabildiysem mutluluğuma katkı olacaktır.

YORUM EKLE