‘Emek Dostu’ akademisyene anlamlı ödül

TÜRK-İŞ’E BAĞLI TÜRK METAL SENDİKASI, ÇALIŞMA HAYATI BOYUNCA SENDİKALARA ÖNEMLİ EĞİTİM DESTEĞİ VEREN YAŞAR ÜNİVERSİTESİ KAMU HUKUKU ANABİLİM DALI BAŞKANI PROF. DR. FEVZİ DEMİR’E, ‘EMEK DOSTU’ ÖDÜLÜ VERDİ.

‘Emek Dostu’ akademisyene anlamlı ödül

Türk-İş’e bağlı Türk Metal Sendikası, çalışma hayatı boyunca sendikalara önemli eğitim desteği veren Yaşar Üniversitesi Kamu Hukuku Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Fevzi Demir’e, ‘Emek Dostu’ ödülü verdi.

Yurt dışında sendika özgürlükleri ve toplu iş sözleşmeleri alanında uzmanlaşan ve Türkiye’ye dönerek akademisyenliğinin yanı sıra seminer dersleri ile sendikaları uzun yıllar destekleyen Yaşar Üniversitesi Kamu Hukuku Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Fevzi Demir, Türk-İş’e bağlı Türk Metal Sendikası tarafından ‘Emek Dostu’ ödülüne layık görüldü. Demir, “Sendikalar, son yıllarda kabul edilmiş olan iş sağlığı ve güvenliği yasasının uygulanmasında bir numaralı görev sahibidir. Nitekim son yıllarda üniversitelerde yaptırdığım çalışmalarda sendikalı iş yerlerinin sendikasız işyerlerine nazaran çok daha az iş kazalarına maruz kaldığını tespit ettim” dedi.

Fransa’da eğitim aldı

Türk Metal Sendikası tarafından bu yıl 3’üncüsü düzenlenen Emek Dostları Ödülleri’nin sahiplerinden biri de Yaşar Üniversitesi Kamu Hukuku Anabilim Dalı Başkanı, Uluslararası Hukuk Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Fevzi Demir oldu. Prof. Dr. Fevzi Demir adına ödülü, oğlu Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Gönenç Demir aldı. Türk Metal Sendikasına katkı sunan uluslararası sendika temsilcileri, akademisyen, hukukçu ve gazetecilere verilen ödül için teşekkürlerini sunan Prof. Dr. Fevzi Demir, “Başta Sayın Türk-İş Genel Başkanı olmak üzere, organizasyonu hazırlayan Türk Metal Sendikası Genel Başkan ve yöneticileri ile Türk-İş’e bağlı sendikaların genel başkan ve yöneticileri ile değerli sendika üyelerine şükranlarımı sunuyorum. Bu mesleğe girerken, 1961 Anayasasının getirdiği sendikal özgürlükler henüz yeniydi. Ben de bu alanda mümkün olduğunca faydalı olabilmek için devletin bursuyla Fransa’da Marsilya Üniversitesinde 1970-1975 yılları arasında sendikal özgürlükler ve toplu sözleşme düzeni konusunda doktora yaptım. Doktora dönüşümde, 1978-1979 akademik ders yılında Cenevre Üniversitesi ve Uluslararası Çalışma Örgütündeki çalışmalarımı müteakip 1980 yılında Dokuz Eylül Üniversitesinde başladığım görevim sırasında, yeni çıkan 2821 ve 2822 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi yasaları konusunda Türk-İş’e bağlı Tek Gıda İş Sendikası temsilci ve üyelerine semineler verdim. Bu arada toplu sözleşme uyuşmazlıklarında devletin ‘resmi arabulucu’ sıfatıyla da görev alan bir akademisyen idim” dedi.

Kadınların çalışma hayatına dahil olması çok önemli

Sendikaların son yıllarda kabul edilmiş olan iş sağlığı ve güvenliği yasasının uygulanmasında da bir numaralı görev sahibi olduklarını belirten Prof. Dr. Fevzi Demir, “Sendika temsilcilerine ders verdiğim dönemlerde, şimdi sendika yöneticisi ve başkanı olmuş olanlar iyi hatırlayacaktır; kendilerini bu derslerde birer iş sağlığı ve güvenliği ajanı olarak görevlendirmiştim. Çünkü sendika temsilcilerimizin iş güvencesinin diğer sıradan üyelere nazaran daha güçlü ve güvenceli olması, onların bu alandaki görevlerini daha sıkı bir şekilde yapmaları gerektiğini önermiştim. Nitekim son yıllarda üniversitelerde yaptırdığım çalışmalarda sendikalı iş yerlerinin sendikasız iş yerlerine nazaran çok daha az iş kazalarına maruz kaldığını tespit ettim. Öte yandan bütün bu seminerler boyunca kadınların çalışmasının ne derece önemli olduğunu da her zaman vurguladım. Çünkü ülkemizdeki kadınların çalışma oranı yüzde 30’un altında kalırken AB’de bu ortalama yüzde 65’tir. O ülkeleri kalkındıran ve geliştiren, kadın oranındaki bu istihdam yüksekliğidir” diye konuştu.

YORUM EKLE
banner144
SIRADAKİ HABER