İç sıkıntısı

İç sıkıntısı diye tarif edilen duyguya birçok faktör yol açabilir. Bu yüzden öncelikle ona eşlik eden duyguları ortadan kaldırmak gerekir.

Danışan: Ne yaparsam yapayım içimdeki sıkıntı geçmiyor. Eski neşem ve keyfim yok. Çevremdekilere de keyif vermiyorum, o nedenle kimseyle görüşmek, konuşmak istemiyorum. 
k Dr. Başak: Ne zamandır böyle hissediyorsunuz?
Danışan: Eşime sorarsanız uzun zamandır, onun tabiriyle gerginmişim. Zorla olmuyor, elimde değil, hiçbir şeyden eskisi gibi keyif alamıyorum. Mutsuz musun deseniz ona da cevap veremem, çünkü mutlu olup olmadığımı da bilmiyorum.
k Dr. Başak: İç sıkıntısına eşlik eden duygularınızı tanımlarsak, bu duyguların ne zamanlar ortaya çıktığını, ne zaman şiddetlenip ne zaman azaldığını anlarsak daha kolay yol alabiliriz. 
Danışan: Ben de tam bilmiyorum bu sıkıntılı ruh halimin kaynağını. Tarif etmekte zorlanıyorum. Ama şiddeti bazen çok fazla oluyor, beni ağlamaklı yapıyor. Bazen daha hafif oluyor, kendimi oyalayabiliyorum. Nedenini çok merak ediyorum ve bundan kurtulmak istiyorum.
k Dr. Başak: İç sıkıntısı diye tarif ettiğiniz duyguya birçok faktör neden olabilir. İsterseniz önce eşlik eden duygularınızı tanımlayalım, çünkü iç sıkıntısı dediğiniz olumsuz durum aslında birçok duygunun ortak hali de olabilir.
Danışan: Duygularımı anlamakta, ifade etmekte pek iyi değilimdir. Biraz örnek verir misiniz?
k Dr. Başak: Size hepimizin sık sık yaşadığı bazı olumsuz duyguların bir listesini vereyim ve size tanıdık gelen duyguları söyleyin, okurken aklınıza başka bir olumsuz duygu gelirse onu da söyleyin: Kaygı/endişe, suçluluk, mutsuzluk, yetersizlik, utanç, korku, hüzün, kırgınlık, umutsuzluk, kızgınlık, güvensizlik, yalnızlık, hayal kırıklığı, başarısızlık, çaresizlik... 
Danışan: Bu duyguların hepsini zaman zaman hissettiğim oluyor ama son zamanlarda hissettiğim daha fazla kaygı, endişe, yalnızlık ve çaresizlik... 

k Dr. Başak: Kaygıdan başlayalım. Şiddetini ve sıklığını tespit edebilir miyiz sizce? Örneğin kaygı duygusunu 10 üzerinden kaç hissediyorsunuz ve ne sıklıkta?

Danışan: Kaygım son zamanlarda çok arttı. Bazı günler 10 üzerinden 10 diyebilirim. Sıklığını soracak olursanız, her gün belli bir miktar kaygı yaşıyorum. Ülkenin durumu, kendi ekonomik durumum, ailemin geleceği gibi konuları düşündükçe kaygılanmamak elimde değil. Endişelerimi paylaşmayı sevmiyorum, o da yalnız hissettiriyor. Paylaşacağım da ne olacak, herkes benzer dertlerle boğuşuyor. Galiba bu durum beni çaresiz hissettiriyor, hiçbir şey yapamayacağımı düşünmek de beni acayip kızdırıyor. Meğer ne çok olumsuz duygu yaşıyormuşum, içimin neden sıkıldığı belli. Peki bunlardan kurtulmak mümkün mü? 

İKİ TÜR KAYGI VARDIR:
FAYDALI VE ZARARLI

k Dr. Başak: Olumsuz duygularımızın şiddetini ve sıklığını azaltmak elimizde. Şiddetli kaygı duygusunun verdiği rahatsızlığı azaltmak için de bazı önlemler alabilirsiniz. Çünkü kaygı en rahatsız edici duygulardandır. İnsanı aynı anda stresli, çaresiz, öfkeli, gergin ve mutsuz yapabilir. Hayattan keyif almasını, neşelenmesini, gevşemesini, dinlenmesini, yemesini, uyumasını engelleyebilir. 

Danışan: Bu saydıklarınızın hepsi bende mevcut, gevşeyemiyorum, dinlenemiyorum ama kaygımı azaltmak imkansız gibi geliyor.
k Dr. Başak: Kaygı, çoğu insanın bırakmak istemediği bir duygudur. Çünkü kaygı sayesinde başarılı, güvenli, sağlıklı olduğunu düşünür. Bu bir nebze doğrudur. O nedenle kaygıyı, faydalı ve zararlı kaygı olarak ayırabiliriz. Faydalı kaygı işinizde başarılı olmanıza, bir yere yetişmenize, projenizi zamanında teslim etmenize yardım eder. O kaygının her zaman bir çözümü vardır. Zararlı kaygı ise gerçek dışı, abartılı düşünceler içerir ve durumla ilgili hiçbir çözüm yaratamazsınız. Bu daha fazla endişe yaşamanıza neden olur, kişi zararlı kaygının kısır döngüsünün içinde kıvranır durur. 

Danışan: Kaygımın faydalı mı zararlı mı olduğunu nasıl anlarım?
k Dr. Başak: Kendinize sorun: “Bu konuyla ilgili yapabileceğim bir şey var mı, çözüm üretebilir miyim?” Cevabınız “hayır”sa yaşadığınız zararlı kaygıdır. Cevabınız “evet”se, zaten çözüm üretirsiniz ve kaygınız sizi hedefinize ulaştırır. Zararlı kaygıda kaygıdan kurtulmak imkansızdır, çünkü çözüm üretemezsiniz. Kaygınızın sizin için faydalı olup olmadığına emin değilseniz, güvendiğiniz bir arkadaşınıza “Sen olsaydın bu durumda ne yapardın?” diye sorabilirsiniz. Benzer bir şekilde, uçaktan korkanlara genellikle etrafındakilere bakmalarını tavsiye ederim. Kişi diğer insanların gazete okuduğunu, film seyrettiğini veya uyuduğunu gördüğünde, aklında yarattığı senaryoların gerçek dışı olduğunun farkına varabilir. Böyle durumlarda başkalarına güvenmek, sizi zararlı kaygının kısır döngüsünden çıkaracaktır. Kaygılarınızı yönetmeyi öğrendikçe hayattan keyif almaya başlayacak ve iç sıkıntısından kurtulacaksınız.(Hürriyet)

YORUM EKLE