Mirac, akıl değil, iman işidir

Hazret-i Ebu Bekir, Miracı, tereddüt etmeden tasdik etti ve Sıddîklık makamına yükseldi.

Sual: Mirac hadisesini aklımız almıyor diyenlere, ne demeli, nasıl cevap vermelidir?

Cevap: Peygamberlik makamı aklın ve düşüncenin dışındadır, üstündedir. Aklın eremeyeceği, anlayamayacağı çok şeyler vardır ki, bunlar Peygamberlik makamında anlaşılır. Her şey akıl ile anlaşılabilseydi, Peygamberler gönderilmezdi. Mucize ve keramet de, akıl ile anlaşılamaz, izah edilemez. Bunların hepsi, Allahü teâlânın sonsuz kudreti ile olmaktadır. Mirac da, âdet olan işlerin aksinedir. Mucizelerin hepsi de böyledir. Bu sebeple imanı olanların, Mirac mucizesine inanması lazımdır. Hazret-i Ebu Bekir, Allahü teâlânın sonsuz kudretini ve Peygamber Efendimizin de, Onun Peygamberi olduğunu iyi anladığı için, Miracı, herkes inkâr ederken veya tereddüt geçirirken o, hemen ve tereddüt etmeden tasdik etti ve Sıddîklık makamına yükseldi. Çünkü Miracı kabul etmek, inanmak, aklın bittiği ve imanın başladığı yerdir.

Resûlullah Efendimiz, Mekke-i mükerremeden Sidre-tül-müntehâya kadar, Cebrail aleyhisselam ile birlikte gitti ve Sidrede şaşılacak çok şeyler gördü. Cennetteki nimetleri, Cehennemdeki azapları gördü. Hadîs-i şerifte;

(Mirac gecesi göğe götürülürken insanlar gördüm. Ateşten makaslarla dudaklarını kesiyorlar. Bunların kim olduklarını Cebrail’e sordum. Ümmetinin hatiplerinden, vaizlerinden, kendilerinin yapmadıklarını yapınız diyenlerdir dedi) buyuruldu.

Resûlullah Efendimiz, cenâb-ı Hakkın cemalini görmek arzusundan ve zevkinden, Cennetteki nimetlerin hiçbirine bakmadı. Sidreden ileriye, yalnız olarak, nurlar arasında ilerledi. Zamansız ve mekânsız olarak, ahirette Allahü teâlânın görüleceği gibi, anlaşılamayan ve anlatılamayan bir hâlde, Allahü teâlâyı gördü.

Peygamber Efendimize mirac gecesi, Cennette nasip olan rüyet şerefi dünyaya indikten sonra, dünyanın hâline uygun olarak, kendisine yalnız namazda müyesser olmuştur. Peygamber Efendimiz;

(Namazda, kul ile Allahü teâlâ arasındaki perdeler kalkar) buyurmuştur.

Bütün bu haberlerin bir kısmı âyet-i kerimelerle, bir kısmı da hadîs-i şeriflerle haber verilmiştir. Ehl-i sünnet âlimlerinin bildirdiği bu haberleri kabul etmeyen, Ehl-i sünnetten ayrılmış olur. Âyet-i kerimeye veya hadîs-i şeriflere inanmayan ise, kâfir olur.

 

Resûlullah Efendimizin fiilî mucizeleri çoktur. Bu mucizelerden birisi de, Mirac mucizesidir.

Sual: Peygamber Efendimizin miracını, sadece ruhen veya rüyada oldu diyenler oluyor. Böylelerine nasıl cevap vermelidir?

Cevap: Resûlullah Efendimizin fiilî mucizeleri çoktur. Bu mucizelerden birisi de, Mirac mucizesidir. Mirac, hem ruh, hem de beden ile olmuştur. İsrâ sûresinin ilk âyet-i kerimesinde meâlen;

(Kulumu gece Mescid-i haramdan Mescid-i Aksa'ya götürdüm) buyurulmaktadır. Kul, insana denir. Ruha veya insanın bir hâline kul denmez.

Filistin, Arabistan’a, başka memleketlerden daha yakın olduğu için, (En yakın yer) buyuruldu. Mescid-i Aksa o zaman yeryüzünde bulunan mescitler arasında, Mekke’ye en uzak olanı idi. Bunun için, (En uzak mescid) buyuruldu. En yakın yerde en uzak mescid niçin bulunamazmış ki?

Namaz, önceden Mescid-i Aksa'ya karşı kılınırdı. Kudüs’te mescid olmasaydı, oraya karşı namaz kılmak emrolunur mu ve Resûlullah Efendimiz, Kudüs’te Mescid-i Aksa'da namaz kıldım der mi idi? Miraca inanmayanlar, Resûlullah Efendimizin bedeni ile Kudüs’e ve göklere götürüldüğünü kavrayamadığı için inanamıyorlar. Eğer Mirac, rüyada olsaydı, müşrikler, buna bir şey demezlerdi. Resûlullah Efendimiz; (Beden ile gittim) buyurduğu için inanmadılar. Medâric-ün-nübüvve kitabında deniyor ki:

“Allahü teâlânın Muhammed aleyhisselama olan ihsanlarından biri de, Onu Miraca çıkarmasıdır. Resûlullahın Mekke’den Mescid-i Aksa'ya götürüldüğü, Kur’ân-ı kerimde açıkça bildiriliyor. Buna inanmayan kafir olur. Mescid-i Aksa'dan göğe çıkarıldığını meşhur hadîsler haber veriyor. Buna inanmayan, bidat ehli olur. Miracın uyanık iken ve ceset ile olduğunu, Eshâb-ı kiramın, tabiinin, hadîs âlimlerinin, fıkıh âlimlerinin ve kelâm âlimlerinin çoğunluğu haber vermişlerdir. Müşrikler, miraca inanmadıkları ve imtihan ederek Mescid-i Aksadan bilgi istedikleri için, İsrâ sûresinde, Mescid-i Aksa'ya kadar götürüldüğü açıkça bildirildi. Bu sûrede meâlen;

(Âyetlerimi göstermek için götürdüm) buyurulması, göklere çıkarıldığını gösteriyor. Bu sûrenin 60. âyetinde meâlen;

(Sana gösterdiğimiz rüyayı insanlara fitne yaptık) buyurulmaktadır.

Tefsir âlimlerinin çoğu, buradaki rüya kelimesinin uyanıkken gece görmek için kullanıldığını bildirmişlerdir. Mirac hadîs-i şerifi, Buhârî ve Müslimde uzun yazılıdır.”

YORUM EKLE