Mümin sorumluluk sahibidir


Muhterem Müslümanlar!
Cenâb-ı Hak, insanı akıllı, saygıdeğer ve
sorumluluk sahibi bir varlık olarak yaratmıştır.
Yüce Rabbimiz, İslâm’ın ilkeleri arasında, her
insan için doğuştan kazandığı haklar ve üstlenmesi
gereken sorumluluklar belirlemiştir. İmanla
başlayan bu sorumluluklara riayet edenleri, dünya
ve ahiret mutluluğuyla müjdelemiştir.
Mümin olarak bizler, öncelikle kendisine
bütün varlığımızı borçlu olduğumuz Yüce
Rabbimiz karşısında sorumluluk taşırız. O’na
gönülden inanmak, sevgiyle bağlanmak, itaat
etmek, emir ve yasaklarına titizlikle riayet etmek
müminler olarak en önemli görevimizdir.
Sonra kendimize ve çevremize karşı
sorumluluklarımızı yerine getiririz. Helâl, güzel,
doğru, iyi olan ne varsa hayatımıza dâhil eder;
haramdan, çirkinlikten, yanlış ya da kötü olan her
türlü işten uzak durmaya çalışırız. Biliriz ki,
Rabbimizin rızası da, O’nun bize emanet ettiği her
bir canın huzuru da bizim sorumluluk duygumuzda
saklıdır.
Değerli Müminler!
Cenâb-ı Hak, Kur’an-ı Kerim’de şöyle
buyurur: “İnsan, kendisinin başıboş
bırakılacağını mı zanneder?”1 Demek ki,
sorumsuz, savruk, ilkesiz, idealsiz bir hayat, insana
yakışmaz. Her davranışın, bu dünyada bir sonucu,
ahirette de Allah tarafından verilecek bir karşılığı
vardır.
Namaz kılmak gibi, merhametli olmak da
müminin sorumluluğudur. Oruç tutmak gibi, dara
düşene el uzatmak da insanî ve İslâmî bir görevdir.
Zekât vermek gibi, her işi dürüst ve hilesiz yapmak
da bizim kulluk vazifemizdir.
Kardeşlerim!
Allah Resûlü (s.a.s) bir hadis-i şerifinde iman
sahibi olan insanları şöyle anlatır: “Müminler,
birbirlerini sevmede, birbirlerine merhamet ve
şefkat göstermede, tıpkı bir bedene benzer. Öyle
bir beden ki, bir uzvu rahatsızlandığında diğer
uzuvları da uykusuzluk ve yüksek ateşle bu
acıya ortak olur.”2
Geçen hafta, güzel İzmir’imizi vuran
depremle hepimiz sarsıldık. Yüreklerimizde acı,
dillerimizde dua, içimizde umutla hepimiz enkazın
başında bekleştik. Rabbimizin inayeti ve
devletimizin desteğiyle, milletçe yaralarımızı
sarmak için seferber olduk.
Depreme engel olmak elbette mümkün
değildir. Ancak unutmayalım ki, tedbir almak ve
doğal afetlerin yol açacağı tahribatı en aza
indirmek mümince bir sorumluluğun gereğidir.
Allah aziz milletimizi her türlü felâketten
muhafaza buyursun! Vefat eden kardeşlerimize
rahmet eylesin. Kederli ailelerine sabırlar,
yaralılarımıza acil şifalar ihsan eylesin.
Aziz Müminler!
Hutbemin sonunda bir hususu sizlerle
paylaşmak istiyorum. Önümüzdeki Çarşamba günü
“Geleceğe Nefes, Dünyaya Nefes” temasıyla
ülkemizin dört bir köşesinde belirlenen alanlarda
fidan dikimi gerçekleştirilecektir. Ayrıca yaşadığı
ortamı güzelleştirmek isteyen her bir
vatandaşımıza Orman İşletme Müdürlükleri ve
Orman İşletme Şefliklerince bedelsiz fidan
verilecektir. Bu vesileyle yediden yetmişe bütün
cemaatimizi, cennet vatanımızın
ağaçlandırılmasına katkı sağlayacak bu etkinliğe
davet ediyoruz

YORUM EKLE