Peki Neler Yapmalıyız?

NE YAPMALIYIZ?

Merhabalar. İlk iki yazımızda da ağız ve diş sağlığının bizler için ne kadar önemli olduğundan bahsettik. Hatırlayacak olursak; ağız ve diş sağlığımız genel vücut sağlığımızın vazgeçilmez bir parçası demiştik. Dişlerimizde oluşabilecek mekanik sorunlar, iltihaplanmalar, çürükler tüm yaşantımızı ve sağlığımızı olumsuz etkiliyordu. Diş sağlığının bozulması vücuttaki diğer organları da etkileyebiliyordu. Dişler neredeyse vücudumuzdaki bütün sistemleri olumsuz etkileyen sürekli enfeksiyon odağı haline gelip; kan yoluyla ilerleyip kalp, böbrek, karaciğer, eklemler gibi yapılarda önemli sağlık sorunlarına yol açabiliyordu. Kan değerlerimizin değişmesine, bağışıklık sistemimizin bozulmasına sebep olup tüm vücut sağlığımızı bozan enfeksiyonlara kaynaklık edebiliyordu. Bu iltihaplanmalar diş yuvasının bulunduğu çene kemiğinin erimesine kadar ilerleyen bir durum oluşturup, dişimizde hiç çürük olmadan dişte sallanmalar ve ileri evrede diş kayıpları olacağından bahsetmiştik. Ve hatta kötü ağız hijyeni olan bireylerde kanser olma riski oldukça yüksekti.

Vücudumuzda oluşan bu iltihaplanmalar yaşlanmayı hızlandırdığı, romatizmalı hastalıklardan obeziteye, bağışıklık problemlerinden, böbrek ve karaciğer sorunlarına pek çok alanda sağlığı tehdit ettiği bilimsel bir gerçektir.

Diş ve diş eti hastalıkları ülkemizde en önemli sağlık sorunları arasındadır. Ancak hayatı doğrudan tehdit etmediği için gereken önem maalesef verilmemektedir.

Peki diş sağlığımız için neler yapmalıyız?

Yemeklerden sonra dişetleri üzerinde kalan gıda artıkları, mikroorganizmaların üremesine ve kümelenmesine yol açar. Ağız sağlığını tehdit eden mikroorganizmaların en önemli besin kaynağı; yemeklerden sonra diş ve dişetleri üzerinde kalan gıda artıklarıdır. Bu artıklar diş üzerinden uzaklaştırılmazsa bir süre sonra dişlerin üzerine kalıcı olarak tutunur. Bu tutunma yaklaşık 12 saat sonra plak halini alır. Plak halini alan bu tutunma 24 saat sonra artık fırça ile temizlenemeyecek düzeye erişir. Bu yüzden günde 2 defa dişlerimizi mutlaka fırçalamalıyız. Dişler fırçalanmazsa oluşan bu plak bir süre sonra mikroorganizmalar için besiyeri haline gelir. Bu plaklar dişler üzerinde kalmaya devam ederse sertleşir ve diş taşı dediğimiz diş tartarı oluşur. Bu tartarlar içinde çoğalan mikroorganizmalar oluşturdukları asit salgısı sonucu bir süre sonra dişin minesini harap eder. Bu olay bu aşamada tespit edilirse geri dönüşümü kolay olur. Ancak eğer dişin üzerinde bir çukur oluşmaya başlarsa yani diş çürüğü oluşmuş, dişte madde kaybı gerçekleşmişse artık geri dönüşümü olmayan bir durum oluşmuştur ve dişin mutlaka tedavi edilmesi gerekir. Bu olaylar meydana gelirken; bu aşamaya kadar dişte herhangi bir ağrı belirtisi olmayabilir. Ya da dişte hafif soğuk hassasiyeti olabilir. Diş bu aşamada tedavi edilmezse çürük ilerler, dişin canlı olan sinir tabakasına ulaşır, kişi sıcak bir şeyler yiyip içerken de hassasiyet duyar ve dayanılmaz ağrılar başlar. Geceleri uykular bölünür, kişi gündelik hayatına, işine devam edemez hale gelir, ıstırap çeker. İleri aşamalarda diştaşı miktarı artar; dişetleri iltihaplanır dişetleri çekilmeye başlar. Daha ileri aşamada dişeti iltihabı çene kemiğine ulaşır; çene kemiğinde ve diş destek dokularında yıkım başlar. Dişlerde çürük olmasa bile diş destek dokuları yıkıma uğradığı için çürüksüz diş kayıpları da meydana gelir.

Bu sebeple dişlerimizi günde en az günde 2 kere etkili bir şekilde fırçalamalıyız. Burada etkili fırçalamak çok önemlidir. Dişeti rahatsızlığı ile kliniğimize gelen hastalarımıza ; ‘’Günde 2 kere dişlerinizi fırçalıyor musunuz?’’ sorusuna aldığımız cevap genelde ‘Evet hocam yapıyorum’’ olur. Biz hekim olarak hastalarımıza nasıl fırçalamalarını model üzerinde gösterdikten sonra; ‘’Aaa hocam biz böyle yapmıyoruz ama!’’ olur. Bu sebeple etkili ve düzenli fırçalama yapmak çok önemlidir. Yemeklerden sonra kalan gıda artıklarından kurtulmak için dişetleri de hafif bir şekilde fırçalanmalıdır. Yumuşak yapılacak fırçalama işlemi kan dolaşımını da hızlandırarak, dişetlerinin daha sağlıklı kalmasını sağlar.

Diş hekimine gitmek için dişlerde herhangi bir problem oluşması beklenmemelidir. Düzenli olarak 6 ayda bir(Dikkat herhangibir şikayetimiz olmasa bile!) Diş hekimi muayenesine gidilmelidir. Düzenli diş hekimi kontrolü ile koruyucu uygulamalarla ağız problemleri önlenebilir ya da en azından başlangıç aşamasında tespit edilip, daha kısa süreli ve ağrısız tedaviler mümkün olabilir. Böylece sonrasında oluşabilecek yüklü miktarda diş tedavi masraflarında da kurtulmuş oluruz aslında.

Son olarak SAĞLIKLI DİŞLER, MUTLU GÜLÜŞLER DİLERİZ.

Haftaya yeni yazımızda görüşmek üzere.....

Haftaya: Sadece düzenli hekim kontrollerine gitmek; diş fırçalamak yeterli mi?

Diş Hekimi: Davut Ertan Uysal

Soru ve görüşleriniz için: dt.ertanuysal@gmail.com

İnstagram : dt.davutertanuysal

Facebook : dt.davutertanuysal

YORUM EKLE

banner160