Tedbir müminden, takdir Allah'tan


Muhterem Müslümanlar!
En hafifinden en ağırına kadar hastalık dünya 
imtihanlarından biridir. Tarih boyunca pek çok 
hastalık Allah’ın yardımı ve insanların gayretli 
araştırmaları ile tedavi edilmiştir. Bugün dünyanın 
dört bir köşesine yayılan Koronavirüs’ün de 
inşallah şifası bulunacaktır. Nitekim Resûl-i 
Ekrem’in buyurduğu gibi “Allah, indirdiği her 
hastalığın muhakkak şifasını da vermiştir.”1
Bizlere düşen ise hastalığa yakalanmamak için 
tedbiri elden bırakmamaktır. 
Aziz Müminler!
Bu salgından korunmak için öncelikle beden, 
kıyafet, yiyecek ve çevre temizliğine dikkat edelim. 
Bulunduğumuz ortamı sık sık havalandıralım. 
Öksürdüğümüz ya da hapşırdığımız zaman tek 
kullanımlık mendillerle veya dirseğimizin iç 
kısmıyla ağzımızı kapatalım. Kalabalık 
ortamlardan uzak durmaya gayret edelim.
Özellikle lavabo, abdesthane, kapı kolu ve 
masa üstleri gibi el temasının yoğun olduğu alanları 
temiz tutalım. Ellerimizi her zamankinden daha 
fazla sabunla ve ovalayarak yıkayalım. Kirli 
ellerimizle ağzımıza, burnumuza ve gözümüze 
dokunmayalım. Camilerimizde ortak tespihleri 
kullanmak yerine parmaklarımızla ya da şahsi 
tespihimizle tesbihatımızı eda edelim. 
Şayet yurt dışı seyahatinden dönmüşsek, on 
dört gün boyunca evimizden dışarı çıkmamaya 
özen gösterelim. Umre ziyaretinden dönenlerin de 
bu hususa dikkat etmesini ve ziyaretçi kabul 
etmemesini sağlayalım. 
Kıymetli Müslümanlar!
Bizler samimi ve sıcakkanlı bir milletiz. Dost 
ve arkadaşlarımızla musafaha eder, tokalaşır ve 
kucaklaşırız. Elbette bu davranışlar çok güzel ve 
değerlidir. Ancak bulaşıcı hastalıkların yaygın 
olduğu bu dönemde böyle uygulamalara ara 
vermek sorumluluğun ve tedbirin gereğidir. 
Bilhassa camilerimizde yaygın olan namaz sonrası 
musafaha uygulamasına ara verelim. Tokalaşmadan 
belli bir mesafeden birbirimize gönül selamı 
vererek hal hatır soralım.
Belli bir yaşın üzerinde olanlar 
Koronavirüs’den daha fazla etkilenmekte ve risk 
grubunda yer almaktadır. Dolayısıyla bu günlerde 
yaşlılarımız evlerinde istirahat etmeli ve kalabalık 
ortamlardan uzak durmalıdır.
Değerli Müminler!
Sağlık, Rabbimizin bize emanetidir. Mümine 
düşen, bu emanete sahip çıkmak, onu korumak için 
gayret göstermektir. Bu sayede Allah’ın yardımıyla 
huzura kavuşuruz. Dertlerimize deva, 
hastalıklarımıza şifa buluruz. Nitekim Kur’an-ı 
Kerim’de Hz. İbrahim (a.s) Rabbimizi şöyle anlatır:
“O, beni yaratan ve bana doğru yolu 
gösterendir. O, beni yediren ve içirendir. 
Hastalandığımda bana şifa veren O’dur. Beni 
öldürecek ve sonra diriltecek olan da yine 
O’dur.”2
Öyleyse yaşadığımız salgın hastalık 
karşısında hem kendi sağlığımızı hem de 
çevremizdekileri korumak için tedbirli davranalım. 
Aksi halde kendi sağlığımız yanında başkalarının 
sağlığını da tehlikeye atacağımızı, bunun da kul 
hakkı olacağını unutmayalım.
Elbette Rabbimizin bir takdiri vardır. Mümine 
düşen ise tedbir almaktır. Mümin her haliyle 
mutedil ve dengelidir. Meseleyi hafife almadan, 
abartıp paniğe kapılmadan, soğukkanlılıkla, 
aklımızı ve bilgimizi kullanarak bu salgınla 
mücadele etmek hepimizin vazifesidir.

YORUM EKLE