Ayvalık'ta zeytin rekoltesinde düşüş beklenmiyor

Türkiye'nin zeytin ve zeytinyağı üretim merkezlerinden Balıkesir'in Ayvalık ilçesinde rekoltenin geçen sezonla aynı seviyelerde olması bekleniyor.

Ayvalık'ta zeytin rekoltesinde düşüş beklenmiyor

Türk Patent ve Marka Kurumunca coğrafi işaret tescilli zeytinyağının üretildiği Ayvalık, ekim ayında başlayacak yeni hasat dönemine hazırlanıyor.

Türkiye’nin en kaliteli zeytin ve zeytinyağının üretildiği Balıkesir’in Ayvalık ilçesinde, “Yeşil Altın” olarak da nitelendirilen zeytincilik sektörünün bu yıl ait rekolte beklentilerini mercek altına alan Ayvalık Ticaret Odası Başkanı Ali Uçar ile Ayvalık Ziraat Odası Başkanı Hasan Baysal çarpıcı açıklamalarda bulundu.

Yeni sezon öncesi muhabirimize açıklamalarda bulunan Ayvalık Ticaret Odası Başkanı Ali Uçar, 2023-2024 dönemi için henüz rekolte tahmininin yapılmadığını, Ulusal Zeytin ve Zeytinyağı Konseyinin oluşturacağı komisyon tarafından yurt genelinde zeytin ve zeytinyağı üreticileri ziyaret edilerek bu çalışmanın gerçekleştirileceğini söyledi.

Rekolte beklentilerine değinen Uçar, "Dönemsel olarak mahsulde 'var yılı' veya 'yok yılı' gibi belli dönemlerde rekoltelerde düşüşler olabiliyor ama Ayvalık'ta yağlık zeytin üretimimiz geçen sene ile aynı çünkü ağaç sayımız sabit. 1 milyon 870 bin ile 2 milyon arasında ağaç sayımız var, bununla birlikte 5 bin ile 6 bin ton arasında gidip gelen bir üretimimiz var. Şu ana kadar aldığımız bilgilere göre, bölgemizde rekolte açısından pek fazla bir değişiklik olmamasına rağmen ülkemizin güneye yakın bölgeleri ile bazı zeytin ve zeytinyağı üreten bölgelerde küresel ısınma ve iklim değişiklikleri nedeniyle olumsuzluk yaşanacağını söyleyebilirim" ifadesini kullandı.

Uçar, dış talep sebebiyle yükselen dökme ve varilli zeytinyağı ihracatının, ambalajlı zeytinyağına yönlendirilerek katma değerli ürün ihracatına katkı sağlanması amacıyla her türlü dökme ve varilli zeytinyağı ihracatında kilogram başına 20 sent kesinti yapılması düzenlemesine ve 1 Kasım'a kadar zeytinyağı ihracatının durdurulmasına değindi.

 "KUTULU AMBALAJLI ÜRETİM VE İHRACATIN DESTEKLENMESİNDEN YANAYIZ"

İhracatın bir bölümünün varilli yapıldığını anlatan Uçar, şöyle devam etti:

"Varilli olarak yasaklanan ihracatımız, oradaki kilogram birim fiyatımız ambalajlı satılandan daha fazla. Bakıldığında dökme yağ ile ambalajlı yağı satın alan kitleler farklı. Belli şeylere yasak koymak yerine ambalajlı zeytinyağı ürünlerinin satışının teşvik edilmesini isteriz. Bunun yolunun açılması gerekir. Mesela Avrupa Birliği (AB) ile ilgili bu noktada bir sıkıntımız var. Yapılacak müzakerelerle AB ülkelerine bizim ambalajlı zeytin ve zeytinyağlarımızın girişiyle ilgili diplomatik girişimlerin yapılmasından yanayız. Bununla birlikte markaların yurt dışında tanıtımlarının yapılması, yurt dışındaki fuar ve yarışmalara katılabilmesi için desteklenmesi veya buradan alınan fonun bu desteklemeler doğrultusunda kullanılmasından yanayız."

Uçar, "Ayvalık Ticaret Odası olarak ihracata belli şekilde kotalar, kısıtlamalar ya da kapatmalar konulması yerine kutulu ambalajlı üretim ve ihracatın desteklenmesinden yanayız” ifadelerini de sözlerine ekledi.

 BAYSAL, "ZEYTİN AĞAÇLARI KIŞ AYLARINDA SOĞUK GÖRMEDİ"

Ayvalık Ziraat Odası Başkanı Hasan Baysal da sorumluluk alanlarındaki iki komşu ilçe Ayvalık'ta zeytin rekoltesinin "var yılı" olmasına rağmen geçen seneyle aynı seviyelerde olmasını beklediklerini ancak Gömeç'te az miktarda düşüş öngördüklerini bildirdi.

Düşüşün ağaçlardaki çiçeklenme döneminde yaşanan iklim değişikliklerinden kaynaklandığına işaret eden Baysal, "Bu yıl çok sıcak geçti. Havalar kışın da soğuk olmadı. Zeytin ağacının 800-1000 saat soğuk görmesi lazım. Kış aylarında o soğuğu görmediğinden ve iklim değişikliğinden dolayı zeytin bizim bölgelerimizde zayıf. Gözlemlediğimiz kadarıyla zeytin bu yıl tüm dünyada beklendiği gibi değil." değerlendirmesinde bulundu.

Zeytinin 15 Ekim'den 15 Ocak'a kadar toplandığını anımsatan Baysal, üreticinin en çok paraya ihtiyacının olduğu bu dönemde hatta yılın tamamında zeytinyağı ihracatının devam etmesinden yana olduklarını belirtti.

Devletin bazı bölgelerde ana arterlerde lisanslı depolar kurarak çiftçinin elindeki yağları toplamasının onların daha rahat kredi çekmesini sağlayacağını dile getiren Baysal, şunları kaydetti:

"Hasat dönemi başlamadan zeytinyağı fiyatlarının her yıl ekim ayının başlarında belirlenmesi lazım. Tabii kooperatifler, Tariş de açıklıyor ama bunu bir fındık fiyatı gibi pirinç fiyatı gibi Toprak Mahsulleri Ofisinin açıkladığı buğday fiyatı gibi zeytin ve zeytinyağının da devletin belirlediği ana fiyatı olması lazım. Kaça satılacak, kaça alınacak bunların bilinmesi lazım. Çiftçinin üretimini yaparken 'malım ucuz olacaktı pahalı olacaktı' gibi kaygılarının olmaması gerekir."

Körfezde Haber®

YORUM EKLE
banner144
SIRADAKİ HABER