Zulüm ve Sömürü Düzeni Yerini Adalet ve Merhamet Düzenine Bırakacak !

Zulüm ve Sömürü Düzeni Yerini Adalet ve Merhamet Düzenine Bırakacak !

Zulüm ve Sömürü Düzeni Yerini Adalet ve Merhamet Düzenine Bırakacak !

Uluslararası Hukukçular Birliği Genel Kurulu ve Uluslararası Filistin Paneli Balıkesir’de yapıldı.

30 Ülkeden 135 Hukukçunun katıldığı Genel Kurul sonrasında iki gün yapınca yapılan Panel Oturumlarında hukukçu akademisyenler Uluslararası Hukuk kapsamında Filistin ve Gazze’de yaşananlar, İsrail’in eylemleri hakkında bildirilerini sundular.

Lahey’de Uluslararası Adalet Divanında devam eden İsrail aleyhine açılan davanın ilk duruşmasına Türkiye’yi temsilen katılan Ak Parti Milletvekili Av. Cahit Özkan’ın dava izlenimlerini ve sürecini anlattı.

UHUB Uluslararası Filistin Panelinde açılış konuşması yapan Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Mehmet Birol Şahin,  Günümüzde dünyaya hakim olan zulüm ve sömürü düzenine karşı bütün mağdurların, masumların, haklıların sesi olarak yüzyıllar sonra en devrimci başkaldırıyı ifade eden Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın önce “One Minute”, ardından bu düzenin en tepedeki Kurumu Birleşmiş Milletler'de herkesin yüzüne karşı “Dünya beşten büyüktür” diye haykırdığını, ve son olarak “Adil Bir Dünya Mümkün” diyerek yeni bir uluslararası hukuk düzeni ihtiyacını ortaya koyduğunu belirterek “Bu Zulüm ve Sömürü Düzeni Sürdürülemez, değişmek zorunda.!” dedi.

Dünya Adaletsiz ve Merhametsiz Kurum ve Devletlerin Pençesinde

Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Mehmet Birol Şahin:  “Dünya  şu anda Adaletsiz ve Merhametsiz hukuk kuralları ve Kurumlarının pençesindedir. Uluslararası Kurumlar ve Uluslararası Kurallar Adaletten yoksun olduğu için yeryüzünde zulüm, vahşet ve sömürü fütursuzca devam ediyor. Mevcut uluslararası düzen Hakkı ve Haklıyı korumuyor, güçlülere, emperyalistlere hizmet ediyor, onların çıkarlarını koruyor. Son olarak Filistin'de Gazze'de yaşananlar Emperyalistlerin maskesini bir kez daha düşürdü, iletişim çağında artık gerçek hızla ortaya çıkıyor. Müslüman coğrafyalardan başlayarak Güney Amerika'dan Afrika'ya Asya'ya kadar Dünyanın her bir yanı Emperyalist devletlerin paylaşım ve sömürü alanına dönüştü. Bu yüzden kan ve gözyaşı eksik olmuyor. “ diyerek sözlerini sürdürdü.

Bu Zulüm ve Sömürü Düzeni Sürdürülemez                                                                          Mevcut uluslararası hukuk ve kurumlar değişmek dönüşmek adalete hizmet eden bir niteliğe bir işleve kavuşmak zorunda olduğunu belirten Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Mehmet Birol Şahin: “Bu zulüm ve sömürü düzenine karşı bütün mağdurların, masumların, haklıların sesi olarak yüzyıllar sonra en devrimci başkaldırıyı ifade eden Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan oldu. Önce “One Minute” dedi. Ardından bu düzenin en tepedeki Kurumu Birleşmiş Milletler'de herkesin yüzüne karşı “Dünya beşten büyüktür” diye haykırdı. Son olarak “Adil Bir Dünya Mümkün” diyerek yeni bir uluslararası hukuk düzeni ihtiyacını ortaya koydu. Adalete hizmet eden yeni Uluslararası Hukuk düzenini kim inşa edecek? Batı uygarlığı, ABD, Birleşmiş Milletler mi? Adaletsizliğin, zulüm ve sömürgenin, vahşetin failleri kendilerine hizmet eden bu düzeni, bu kurumları değiştirir mi hiç? “ diye sordu.

Adil Bir Uluslararası Hukuk Düzenini Sadece Müslümanlar İnşa Edebilir    

“İçinde Merhamet olan, adalete hizmet eden yeni bir Uluslararası Hukuku ve Kurumları Müslümanlardan başka hiç kimse inşa edemez, etmeyecektir, edemeyecektir.!  Müslümanlar yeter ki sahip oldukları birikimin zenginliğin ve etkinin farkında olsunlar.” diyerek sözlerini sürdüren  Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Mehmet Birol Şahin Devletlerarası Hukukun tarihsel gelişimi hakkında bilgi vererek:

Devletlerarası Hukuku İlk Kez Müslümanlar Kazandırdı                                     

“Milletlerarası hukuku ilk kez dünyaya Müslüman Hukukçular kazandırdı. Bu yüzden bu gün yeniden inşa edebilecek olan Müslüman hukukçulardır. Milletlerarası hukuk alanında ilk eser İmam Ebu Hanife'nin öğrencisi İmam Muhammed'in “Siyer-i Kebir” isimli kitabıdır. Bu eser devletler arası hukuk alanında ilk eser olması sebebiyle UNESCO tarafından Fransızcaya tercüme ettirildi. Tercümeyi yapan ise Hindistan'lı alim Muhammed Hamidullah’tır. Bu eser İmam Serahsi’nin şerhi ile “İslam Devletler Hukuku” ismiyle Türkçeye tercüme edilip basıldı. Müslüman âlimlerin bu konuda ciltler dolusu eseri bulunuyor.

Batılı Hukukçuların Esin Kaynağı Müslüman Hukukçulardır                                             

Bu alanda ilk eser kaleme alan Batılı müelliflerin de Müslümanlardan etkilendikleri bugün herkes tarafından kabul görmekte. Batılı ilk hukukçuların, İslâm düşüncesinin Endülüs ve Sicilya üzerinden Batıya uzanan yıllarda ışık tuttuğu bölgeler olan İspanya ve İtalya’dan çıkmış olması dikkat çekicidir. Üstelik Batılı devletler hukukunun en büyük kurucu hocası olan Hollandalı Hugo Grotius’un bu alandaki birikim ve yetişmesini, İstanbul’da sürgün hayatı yaşarken incelediği İslâm hukuk kaynaklarına borçlu olduğu bilinmektedir. Daha sonra yetişen T. Aquinas, Sato ve Bifendrof gibi hukukçular da yine İslâm kültüründen etkilenen hukukçulardır. Hukukçuların kendisine sık sık atıfta bulundukları 19. yüzyılın ünlü yazarı Ernest Nys, devletler hukukunun köklerini ele aldığı eserinde, Müslümanların erken tarihlerden itibaren savaş hukukunu ve onun insani boyutunu incelediklerini, İspanyolların da kendi savaş hukuklarını tespitte onlardan esinlediklerini söyler. Sri Lanka asıllı uluslararası Adalet Divanı eski Başkanı C. Weeramantry  “Islamic Jurisprudence: An International Perspective (İslam Hukuku: Uluslararası Bir Perspektif)” isimli eserinde batılı hukukçuların Müslümanların Devletlerarası Hukuk alanındaki çalışmalarından etkilendiğini açıkça izah etti. Bu eserin Türkçeye kazandırılması son derece değerli olacaktır. “ dedi.

Adil Bir Dünya Düzeni  Sadece Türk-İslam Medeniyetinin Vasfıdır                                           

Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Mehmet Birol Şahin: “Görüldüğü gibi adalete hizmet eden bir uluslararası hukuk inşa etmek Müslüman hukukçuların asli ve tarihsel görevidir Çünkü bunu sadece Müslüman Hukukçular yapabilir. Eğer Müslüman Hukukçular bu Misyonu yeniden üzerlerine almazsa mevcut adaletsiz zulüm sömürü ve vahşete hizmet eden uluslararası hukuk ve kurumları bu Emperyalist Sömürü Düzeni devam edecektir. Müslüman Hukukçular bu görevi yerine getirmezse Dünya giderek artan zulüm, sömürü ve vahşeti canlı yayında çaresizce izlemeye devam edecektir. Bunun sorumluluğu Müslüman hukukçuların üzerindedir.” sözleriyle devam ettiği konuşmasında  Lahey Adalet Divanı’nda görülmekte olan “İsrail Soykırım Davası” ve gelecekte yaşanabilecekler hakkında değerlendirmede bulundu.

İsrail Aleyhine Açılan Lahey Adalet Divanındaki Dava Çok Değerli                     

Büyükşehir Başkan Vekili Avukat Şahin: “İsrail Uluslararası Adalet Divanında yargılanmaya başladı. Davayı açan dosyayı hazırlayan Güney Afrika Devleti ve hukukçuları Güney Afrika'nın geçmişte soykırıma uğramış Hristiyan bir devlet olması bu daha açık ve hukuka uygun olarak görülmesini sağlıyor. Eğer bu başvuruyu Müslüman bir Devlet açmış olsaydı kolaylıkla Müslüman ve Yahudi kavgasına dönüştürülerek dava hukuki zeminden kolayca kaydırılıp siyasi dini bir boyuta çekilip İsrail’in soykırımı gölgelenebilinecekti. Kaldı ki başta Türkiye olmak üzere Müslüman devletlerin ilettiği ve bilgileriyle destek oldu, oluyor. Gazze'de yaşananlar Emperyalist düzenin maskesini aslında perişan etmeye yetmişti. Açılan bu dava bunu belgeliyor. Görülmekte olan dava bizce son derece değerli etkisinin büyük olacağına inanıyorum. Uluslararası Adalet divanından soykırım ve kınama çıkması sonucunda Uluslararası Ceza Mahkemesi üzerinde İsrailli savaş suçluları hakkında tutuklama emirleri çıkması için baskı oluşacaktır. Keza İsrail’e silah ve lojistik yardım yapan, silah satan ülkeler ve kurumlar bu dava dosyası esas alınarak her ülkede İsrail’in eylemlerinden zarar görenlerin Tazminat hak kazanmasına ve bu davalarda da İsrail’in tazminata mahkumiyeti sonucunu doğuracaktır. Önceki yıllarda birçok ülkenin mahkemelerinde açılan davalarda tutuklama kararları çıkmış ve İsrailli yetkililerin o ülkelere gidememe sonucunu doğurmuştu. Ayrıca bu dava dünya genelinde daha fazla hukuk ekibinin davalar açmaya teşvik ederken argümanlarını da güçlendirecektir. “ dedi.

Adalet ve İnsani Değerlere İnanan Hukukçuları Göreve Davet Ediyoruz 

Konuşmasının son bölümünde Hukukçulara çağrıda bulunan Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Mehmet Birol Şahin: “Başta Müslüman Hukukçular olmak üzere adalet ve hukuka, insani değerlere inanan bütün hukukçulara sesleniyorum: Bu davayı takip edin… Daha çok davalar açın… Bulunduğunuz ülkelerde İsrail aleyhine davalar açın, suç duyurularında bulunun… İsrail'in geçmişe dair dosyalarını yeniden gündeme getirin… İsrail'in vahşetini başta Hukukçular olmak üzere bütün hukuk, adalet, insani değerlere sahip herkesi sosyal medyadan başlayarak her alanda sürekli gündemde tutması son derece önemlidir..

Adil Bir Uluslararası Hukuk İnşa Etmek Müslümanların Asli ve Tarihsel Görevidir                                                                                                                            Huzurunuzda son olarak bütün Müslüman Hukukçulara sesleniyorum: Bu zulüm, vahşet ve sömürgeye hizmet eden Uluslararası Hukuk Düzeni ve Kurumlarını “Adalete Hizmet Eden Kurumlar ve Hukuk Düzeni” haline yeniden getirecek, yeniden inşa edecek olan sizlersiniz; bu alanda yılmadan çalışmaya devam edin.” dedi.

Körfezde Haber®

YORUM EKLE
banner144
SIRADAKİ HABER