Kişisel gelişim teranesi

Kişisel gelişim teranesi

Terane” sık tekrarlanan kavramlar için kullanılıyor.

Son zamanlarda dilimizden düşmüyor “kişisel gelişim” sözcüğü.

Kişisel ve kurumsal gelişime inanırım. Ancak yöntemlerinin çoğuna ve eğitimi verenlere inancım ciddi olarak sarsıldı.

İşin özü, kişi kendi içinde gelişime, değişime inanıyor ve çaba gösteriyorsa yarar görebilir.

Bunlara rağmen niye itimadım sarsıldı? Çünkü onlarca kitap inceledim, birbirinin aynısı gibi. Hatta örnekleri bile benzer. Hedef insan olduğuna göre…

İnsanların hepsi aynı değil.

Bana “şu alanda bir eğitim almak istiyorum, ne dersin?” diye soranlara cevabım net:

Eğer kendinizi o alanda eksik hissediyor, geliştirmek istiyorsanız öncelikle eğitim veren kişiyi, yetkinlik derecesini araştırın.

Eğitimi nedir? Sertifikalarını nereden almış? Kurumsal ve kişisel olarak ne kadar eğitim vermiş? Akredite olmuş kurumlarla ilişkisi… Daha pek çok kriteri önünüze koyarak sizi tatmin edecek sonuca varırsanız eğitim alabilirsiniz.

Yoksa sonuç hüsran. Sadece zamanınızı ve paranızı kaybedersiniz.

Ayrıca yaşam koçluğu, çift terapisi, çocuk gelişimi, psikolojik danışmanlık, etkili hitabet sanatı gibi afili başlıklarla satılan eğitimler pazara çıkarıldı. Binlerce lira verip 10 günde sertifika alabilirsiniz. Ancak size yararı olamaz.

Hep savunduğum; insan her yaşta öğrenebilir, değişip dönüşebilir. Sadece sizin içselleştirip öğrenme zevkine sahip olmanız, değişim ve dönüşüme açık olmanız, şiddetle istemenizle bu eğitimlerden yararlanabilirsiniz.

Son olarak ilgi alanınızı belirleyip o alandaki bilgi birikiminizi artırırsanız, çeşitli kaynaklardan yararlanabilirseniz sonuç alırsınız.

Çünkü eğitim insan içindir.

EĞİTİM Mİ NASİHAT Mİ?

İnsanın uzun tarihi boyunca eğitim, dinî kaynaklı ve edebî literatürde yer aldığı biçimde günümüze ulaşmıştır. Klasik Türk edebiyatında “nasihatname” başlığıyla ele alınan eserlerde kazanç yerine, Tanrısal düzene uyum sağlamak, toplumsal ahlâk ve edebe uygun davranış öğütlenir

Batı dünyasında 1859’da basılan ilk kişisel gelişim kitabı “self-help” başlığı altında kişinin kendi inisiyatifini kullanarak sorunlarını çözebileceğine işaret eder. Samuel Smiles, kitabında yine şu Tanrısal mesajı kullanır: Sema kendilerine yardım edenlere yardım eder.

Hepiniz hatırlayacaksınız, 20. yüzyılda Dale Carnegie’nin kitapları dünyayı sardı. Sanki insan tekamülünün anayasasını yazmış gibi heyecanla okuyup paylaşanlar, okumamış olanları aşağılayacak kadar ileri gitti.

Sonuç ne? Boş!

Çünkü Carnegie, içinde yaşadığı toplumun bildiğini, yaptığını kitaplaştırdı. Amerikan toplumunda yaşanan olaylar üzerinden çözümler önerdi. Oysa dünyanın diğer ülkelerinde yaşanan kişisel ve toplamsal olay / olgular tamamen farklıydı. Hatta kişisel gelişim kitaplarını okuyanlarla okumayanlar arasında bir çatışma bile çıktı.

Kişisel gelişim, basit olarak kişinin kendi beceri ve niteliklerini değerlendirmesi, daha ileriye taşıması için adım atmasıdır. Potansiyelini en üst seviyeye çıkarmak, kendini gerçekleştirmek için bu eğitimlere katılabilirsiniz. Kendinize güveniniz artacaktır. Sadece mucize beklemeyin.

SERMAYESİZ ZENGİNLİK

21. yüzyıla gelince ABD’de işitsel, görsel ürünler, kitaplar, seminerler, kişisel koçluk, kişisel gelişim endüstrisinin yıllık 2.48 milyar dolarlık bir ciroya sahip olduğu görüldü. Araştırmalar gösteriyor ki, ABD’de bu rakam 2006 yılına kadar 9 milyar dolar daha gelişti. 2012’de ise Pazar 12 milyar dolara ulaştı.

Makine endüstrisi gibi büyük yatırımlar gerektirmeyen kişisel gelişim ürünleri dev bir pazar oluştururken araştırmacılar, bu ürünlerin büyük hatalar içerdiği, inanları yanlış yönlendirdiği eleştirilerini gündeme getirdi.

Haklı bir eleştiri mi? Kesinlikle doğru, net!

Steve Salerno, Amerikan kişisel gelişim hareketini iddia ettikleri gibi insanları hedeflere eriştirmekte etkisiz olmalarının yanı sıra toplumsal açıdan da zararlı olmakla itham etti.

Bizim ülkemizle ne alakası var? diye aklınıza soru gelebilir.

Çünkü biz o yollara yeni girdik. Ünlü metafor, “Amerika’yı yeniden keşfetmeye gerek yok” tam da bu alan için geçerli.

İnsan her yerde aynı psikolojiye sahip. Sadece yaşanılan olay, olgu ve koşullar farklı. Konu aynı.

En sona sakladığım önerim var. Yetkinlik, bilgi donanımları gerektirir. Bilgi çeşitliliğine sahip, literatür okuyup değerlendirebilecek yeterliliğe sahip kişilerden retorik eğitimi alabilirsiniz.

Diğer alanlardaki gerçek ihtiyacınızı retorik becerisini geliştirerek belirleyebilirsiniz.

Kişisel gelişime bir de bu açıdan bakınız.

Hedefe doğru yoldan ulaşılabilir.

YORUM EKLE