AYVALIK’TA HRANT’IN ARKADAŞLARI KARARA TEPKİ GÖSTERDİ

 AYVALIK’TA HRANT’IN ARKADAŞLARI KARARA TEPKİ GÖSTERDİ

 Yaklaşık 5 yıl önce Agos Gazetesi yazarı Hrant Dink’in Ogün Samast adlı bir tetikçi tarafından düzenlenen bir suikast sonrasında hayatını kaybetmesinin ardından başlayan ve önceki gün sona eren mahkemenin verdiği karara tepkiler sürüyor.
  Balıkesir’in Ayvalık ilçesinde de, kendilerini ‘Hrant’ın arkadaşları’ olarak niteleyen ilçedeki bazı siyasi parti temsilcileriyle, sivil toplum kuruluşlarının temsilcilerinin yanı sıra yaklaşık 100 kişilik vatandaş topluluğu önceki gün saat 16.00’de Cumhuriyet meydanında bir araya gelerek yaptıkları basın açıklamasıyla dava sonrasında çıkan karara tepki gösterdi. Hrant’ın Arkadaşları adına Şükrü Kaygusuz’un seslendirdiği basın açıklamasında, ‘5 yıldır Yüzleri Yok, Yürekleri Yok, 5 yıldır Ortada Hukuk Yok.  Hrant Dink’i aramızdan almalarının 5. yılında; onu anmak, onunla omuz omuza vermek için,  dostları ve Ayvalıklı arkadaşları olarak buradayız. 5 yıl oldu Hrant katledileli. 5 yıldır adaleti arıyoruz, bulamıyoruz. 5 yıldır yargıyı, hükümeti, meclisi arıyoruz, bulamıyoruz. 5 yıldır sokak ortasında arkadaşımızı katledenlerin arkasındaki güçlerden söz ediyoruz, laf dinletemiyoruz. Tam 5 yıldır bir çadır tiyatrosuna dönen yargılama sürecinde, tüm devlet güçlerinin el birliğiyle cinayeti örtme çabalarını kimseye gösteremiyoruz. 5 yıldır tüm devlet ve yargı el ele vermiş 3 maymunu oynuyor, biz derdimizi anlatamıyoruz ve tam 5 yıl devam eden bu çadır tiyatrosunun ardından, Hrant’ın 5. ölüm yıldönümüne yetiştirdiler mahkeme kararını. Oysa bu dava böyle bitmez. Bu dava böyle bitmeyecek. Daha son sözü söylemedik. Elbet sıra bize de gelecek” denildi.
  Ayvalıklı Hrant’ın arkadaşları olarak yapılan açıklamada, “Pelitli’de oturan bir-iki genç, canları sıkılınca milliyetçi duygularla cinayet işlemeye karar vermişlerdi. İkisi tutuklu 19 sanıklı davada her şey apaçık ortada iken, çete ilişkisi bulamadı yargıçlar. “Azmettirici abi” ceza aldı ve olay kapatıldı. Mahkemeye göre ortada örgütlü bir suç falan yoktu.    Hatırlanacağı üzere Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin, Hrant’ın yaşam hakkının ihlal edilmesi ve cinayet önleminin alınmaması nedeniyle suikastta kamu görevlilerinin açık sorumlulukları bulunduğu yönündeki 14 Aralık 2010 tarihli kararından sonra, Dink ailesinin avukatları, cinayette ihmalleri olan 30 kamu görevlisi hakkında suç duyurusunda bulunmuşlardı. AİHM, cinayetin planlandığı ve hazırlandığı yerin sorumlusu olarak Trabzon Emniyeti ve Trabzon Jandarması’nı, cinayetin işlendiği ve mağdurun ikamet ettiği yerin sorumlusu olarak da İstanbul Emniyetini işaret etmişti. AİHM Hrant Dink’in yaşamının korunmasından sorumlu olduklarını belirleyerek, bu kurumların ayrı ayrı ya da birbirleriyle koordineli biçimde planlanmasından ve yakında işleneceğinden haberdar olmalarına rağmen Hrant Dink cinayetinin engellenmesi amacıyla harekete geçmediklerini tespit etmişti.   İstanbul Cumhuriyet Başsavcı vekilliği, cinayette ihmali olan 30 kamu görevlisi hakkında görev ihmali suçundan soruşturma açılabilmesi için İstanbul Valiliğinden izin istemiş, Valiliğin soruşturma izni vermemesi üzerine Savcılık İstanbul Bölge İdare Mahkemesine başvuruda bulunarak, İstanbul Valiliğine itiraz etmişti. İlgili mahkemede yetersiz delil nedeniyle kamu görevlilerinin soruşturulamayacağı kararını onamıştı ve bu karar kesindi. Yani artık bir dokunulmazlar listesi oluşmuştu. Kimdi bu isimler bir hatırlayalım: Halen AKP Milletvekili ve dönemin İstanbul Valisi Muammmer Güler, cinayette ihmali olduğu iddia edilen dönemin İstanbul Emniyet Müdürü ve AKP’nin Osmaniye Valisi yaptığı Celalettin Cerrah. Dönemin Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek. Halen Ankara Emniyetinde uzman olarak çalışıyor. Dink öldürüldüğü tarihte İstanbul Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şube Müdürü görevini yapan ve Trabzon’dan gelen cinayet hazırlığı ile ilgili istihbaratları değerlendirmediği iddia edilen Ahmet İlhan Güler. AKP’nin şimdilerde 4 yıldız takıp terfi ettirdiği ve 1. Sınıf Emniyet Müdürü yaptığı kişi. Dönemin Emniyet Genel müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığı C Şube müdürü, şimdinin İstanbul Emniyet Müdür yardımcısı Ali Fuat Yılmazer. Cinayet öncesi Trabzon Emniyet Müdürlüğüne birden çok ihbar yapıldığı ki bu ihbarı 18 kez yaptığını mahkemede söyleyen Erhan Tuncel’ in açık beyanı olmasına rağmen ve bu ihbarlara rağmen hiçbir işlem yapmadığı iddia edilen İstanbul İstihbarat Şube Müdürü Ali Fuat Yılmazer. Dönemin Trabzon Emniyet müdürü Reşat Altay ve diğerleri…    Ayrıca Trabzon’da Hrant Dink’in öldürülmesine ilişkin “görevi ihmal suretiyle görevi kötüye kullanma“ iddiasıyla yargılanan 8 sanıktan dönemin İl Jandarma Komutanı Albay Ali Öz ile İl Jandarma İstihbarat Şube Müdürü Yüzbaşı Metin Yıldız 6 ay, 4 sanık ise 4 ay hapis cezasına çarptırılarak olaydan en ucuz şekilde kurtarılmışlardı. Dink’in avukatları Albay Öz’ün cinayete iştirak suçunu işlediğini ve daha sonra suç delillerini gizlemeye çalıştığını iddia ediyorlardı. Ancak hiçbir sonuç alınamadı. Peki ya 2004 yılında Hrant Dink’i İstanbul Valiliğine çağıran Vali Yardımcısı Ergun Güngör soruşturmaya uğradı mı, elbette hayır. Üstelik şimdi Yalova’da vali yardımcılığına devam ediyor. Peki Hrant Dink’in, Vali Yardımcısının odasında iki MİT mensubu tarafından tehdit edildiğini iki ayrı yazısında belirtmesine rağmen MİT mensupları Handan Selçuk ve Özer Yılmaz hakkında ne işlem yapıldı. Tabi ki hiç bir şey… Soruşturma talebi zamanaşımı süresi dolduğu gerekçesiyle kovuşturmaya yer olmadığı nedeniyle kapatıldı. Görüldüğü gibi cinayet nedeniyle devletin en üst yetkilileri için açılan soruşturmalar şu ya da bu nedenle kapatılırken ve ortada çok açık bir AİHM kararı varken, suçlu olarak iki Pelitli’li çocuk bulundu ve bizim de buna inanmamız istendi. İşbaşında AKP Hükümeti, onun İçişleri Bakanı, Valisi, Emniyet Müdürü, istihbaratı varken katledildi Hrant Dink.  Tetikçi,  kolluk güçleriyle kutlama yaparken ve hatıra fotoğrafı çektirirken aslında devlet orada suçüstü yakalanmıştı. Ancak arkasındaki güçler devlet sırrı sayılarak korundu, korunmaya devam ediyor. Deliller karartılıp, gerçekler gizlendi. Gerçek suçluların açığa çıkarılması ve yargılanması engellendi. Görünüşe aldanmamız, tetikçinin cezaya çarptırılmasıyla avunmamız isteniyor. Yıllarca süren takip, kovuşturma, planlama, yazışma, görüşme, tehdit ve tutanaklar orta yerdeyken, katliam adım adım planlanmışken, tetikçiye bakmamız ve katliamın hesabının tetikçi den sorulduğuna inanmamız isteniyor.   Savcı mütalaasında ‘Bu sadece milliyetçi duyguları kabarmış gençlerin işlediği bir cinayet değildir, Ergenekon örgütünün Trabzon’daki bir hücresinin işidir’ demesine rağmen, Samast’ın beyaz beresini takan devlet, gerçek katilleri korudu.  Gerçeğin üzerindeki sır perdesi korunarak, devletin katliamdaki rolü ve etkisi ısrarla yok sayılıyor. Ancak Hrant Dink, insanlığın güzel günlere olan özlemlerinde, yüreklerinde yaşamaya devam ediyor, edecek” ifadeleri yer aldı.
 
“FAŞİZME İNAT KARDEŞİMİZSİN HRANT”
  Yapılan açıklamada, “Barış ve kardeşlik elçisini, halkların kardeşliği için mücadele eden bir bilgeyi katlederek, sadece Ermenilere değil, tüm halklara, tüm insanlığa gözdağı verilmek istendiğini biliyoruz. Bunu bilerek inadına haykırıyoruz ‘Hepimiz Ermeni’yiz, Hepimiz Hrant’ız’   Ermeni halkının uğradığı soykırımı, halkların kardeşliğiyle sorgulamak ve mahkûm etmek için çırpınıp duran, karanlık tarihle, katliamlarla, soykırımlarla yüzleşmenin insanlaşmaya erişmek olduğunu ısrarla söyleyen Hrant’ın davasının takipçisi olacağız.   Bizler, Hrant’ın arkadaşları tekçi, ırkçı ve şoven anlayışların karşısında olarak, halklar, inançlar ve kültürler zengini bu topraklarda; eşitlik, özgürlük, kardeşlik için el ele vererek, Hrant’a olan borcumuzu bir nebze olsun ödemek istiyoruz. Sevgili Hrant, sana sıkılan kurşunun aslında kardeşliğimize sıkılan kurşun olduğunu biliyoruz. Sevgili Hrant  hayallerini gerçekleştirmeye, ideallerine sahip çıkmaya, coğrafyamızda her türlü farklı kimlik ve kültürlerle barış içinde yaşamaya, ortak geleceğe yürümeye devam edeceğiz. Sevgili Hrant, bizler Ayvalık’ta yaşayan arkadaşların olarak, seni çok özledik. Söz veriyoruz sana, bu dava böyle bitmeyecek. Beyaz bereli devlet er geç bunun hesabını verecek. Faşizme inat, kardeşimizsin Hrant” ifadeleri yer aldı.
  Kendilerini Hrant Dink’in arkadaşları olarak niteleyen gurup, yaptıkları basın açıklamasının ardından Hrant Dink lehine sloganlar attıktan sonra sessizce dağıldı.   

Güncelleme Tarihi: 19 Ocak 2012, 18:12
YORUM EKLE
banner144
SIRADAKİ HABER