Balıkesir'in Havran ilçesine bağlı Büyükdere beldesi halkı, Küçükdere köyündeki taş ocağından üzerlerine sürekli toz yağdığını ve bu sebeple kanser hastalığına yakalandıklarını, kanserden ölenlerin sıklaştığını söyleyerek duruma tepki gösterdi.
  Belde sakinlerinin kanser tehlikesi ile iç içe yaşadıklarını ileri sürerek zor durumda olduklarını söyleyen vatandaşlar, taş ocağı ve taş kırma tesisinin kapatılması için yetkililerden yardım istedi. Kanser tehlikesi nedeniyle doktor tavsiyesiyle memleketini terk eden ailelerin bulunduğu beldede duruma tepki gösteren bazı vatandaşlar,”Büyükdereli bir kişinin işlettiği taş ocağından beldenin üzerine sürekli toz ve kum yağıyor. İster istemez bu toz ve kumları yutuyoruz. Tarlalarımızdaki mahsulümüze bile bulaşan bu kumlar akciğer kanserine neden oluyor. Şu anda köyümüzde kanser teşhisi konulmuş vatandaşlarımız var. Kanser hastalığından ölenler artmaya başladı. Daha önceki yıllarda hastalığın ortaya çıkmaması için beldemizdeki sağlık ocağında bulunan eski doktorlar çarpıtıcı raporlar ile kanserin üstünü kapatmaya çalışıyordu. En sonunda mevcut doktorumuz da gitti. Düzmece belgelerle buradaki durumun normal olduğu belirtiliyor. Gelin görün ki her şey ortada. Burada nefes almak bile zor. Üzerimize kum yağıyor. Bu ocağın kapatılması için bir çok yere müracaatlarımız oldu. Geçtiğimiz yıllarda bu taş ocağı kapatıldı ve yeniden açılması için izin verildi ve gece gündüz demeden çalışıyor. Durumu Ankara’ya bile bildirdik. Beldemiz sakinlerinden bazıları bu taş ocağında çalışıyor. Çalışanların bazıları da kanserden öldü. Böyle giderse beldemizde insan kalmayacak” dedi.
 
“ZEYTİNCİLİK VE ARICILIK TA ETKİLENİYOR”
  İnsan sağlığının yanı sıra, taş ocağı nedeniyle zeytincilik ve arıcılığın da olumsuz etkilendiğini söyleyen bir belde sakini ise, “Bizim sağlığımızla oynamaya hiç kimsenin hakkı yok. Bizim başımıza gelenler geldi, ama bizden sonrakilere aynısı olmasın. Bu beldede kanser hastalığı yok diyemezler. Gece gündüz üzerimize toz yağıyor. Her tarafı sarmış durumda. Bende olup olmadığını bilemem. Doktor raporları kayıp oluyor. Burasının kapatılmasını istiyoruz. Kapatılması için de her türlü eylemi yapmaya hazırız. Burada önceden kireç ocakları vardı. Bu ocaklar kapanınca insanların geliri zeytincilik ve arıcılığa döndü. Fakat yıllar geçtikçe zeytin ağaçlarında verim düşüşü görülmeye başlandı ve arılarımız bal vermez oldu. Aldığımız az miktarda bal da kalitesiz. Bizim gelir kaynaklarımızı da tüketiyor ve taş ocağı. Bir an önce belde halkımızın sağlık taramasından geçirilmesini ve gerekirse bu ocağın kapatılmasını istiyoruz” diye konuştu.
  Belde sakinlerinden Ali Aktaş, taş ocağı sahasında gerekli olan filitrasyon sisteminin bulunmadığını öne sürerek, “Yakın zamanda beldemizde kanser hastalığı nedeniyle İsmet Yeğenoğlu, Eyüp Sürek (Taş ocağı çalışanı) ve Mehmet Kocatürk’ün yaşamlarını yitirdiğini gördük. Metin Alaca arkadaşımız doktor tavsiyesiyle ailesini alıp beldeyi terk etti. Buradaki tarlasını evini bırakmak zorunda kaldı. Geçim kaynağımız tükeniyor. Bu taş ocağında gerekli filitrasyon sisteminin olmadığını ve varsa bile çalıştırılmadığını sanıyoruz. Burasının denetlenmesini ve belde halkının da sağlık taramasından geçirilmesini istiyoruz” dedi.
 
KAYMAKAM DENETİMLERİN YAPILDIĞINI SÖYLÜYOR
  Konuyla ilgili basın mensuplarının randevu talebini kabul eden, fakat görüntü alınmasını istemeyen Havran Kaymakamı Yasin Öztürk, bahse konu taş ocağı ve taş kırma tesisinin denetimlerinin yapıldığını, bir olumsuzluğa rastlanılmadığını söyledi. Denetim dosyasından bazı tutanakları okuyan Öztürk, belde halkının önceki zamanlarda Kaymakamlığa topladıkları imzaları getirdiklerini, kanser hastası oldukları yönünde tepki ve şikayet almadıklarını söyledi. Taş ocağının denetimlerden olumlu olarak çıktığını bildiren Kaymakam Yasin Öztürk, gerekirse sağlık taraması yapılması için çalışma başlatılabileceğini, kimsenin mağdur edilmesinden yana olmadıklarının altını çizdi.