CHP’den ayrılan Emine Ülker Tarhan ve arkadaşları tarafından kurulan Anadolu Partisi (Ana Parti) Türkiye’deki ilk somut siyasi çalışma olarak nitelendirdikleri ‘Anadolu Buluşmaları’nın ilk toplantısını Ayvalık’tan start verdi. Bu kapsamda Ayvalık’ta geçtiğimiz hafta kuruluş çalışmalarını tamamlayan Anadolu Partisi İlçe Başkanlığı tarafından Sarımsaklı’daki Büyük Berk Otel’de gerçekleşen toplantıya Anadolu Partisi MYK Üyesi Eski Deniz Harp Okulu Komutanı Emekli Tuğamiral Türker Ertürk konuşmacı olarak katıldı. Toplantıda, partinin Ayvalık İlçe Kurucusu Bekir Berk başta olmak üzere; Anadolu Partisi Balıkesir İl Başkanı Muzaffer Ormancı, Anadolu Partisi Bursa İl Yöneticisi Günay Kuzucu, Anadolu Partisi Ayvalık İlçe Başkanı Samim Turgay Türkay, Anadolu Partisi Ayvalık İlçe Başkan Yardımcısı Bora Bozada ve İlçe yönetim kurulu üyesi Şenay Türkay’ın yanı sıra çok sayıda partili ve partinin sempatizanı hazır bulundu. Genel Başkan Emine Ülker Tarhan’ın slayt gösterimi Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın akabinde, Anadolu Partisi Ayvalık İlçe Başkanı Samim Türgay Türkay’ın konuklara ‘hoş geldiniz’ konuşmasının ardından kürsüye Anadolu Partisi MYK Üyesi Türker Ertürk geldi. Kurtuluş Savaşı yıllarında Anadolu’da düşmana ilk askeri kurşunu sıkan 172. Alay Komutanı Yarbay Ali Çetinkaya’nın kurtuluş savaşının meşalesini yaktığı Ayvalık’tan Anadolu Buluşmaları’nı başlatmalarının kendileri için son derece anlamlı olduğunu vurgulayan Ertürk, bu başlangıcın Anadolu Partisi için hayırlı ve uğurlu olmasını temenni etti. Konuşmasında son günlerde ülke gündemimizin en önemli gündem maddesi olan Osmanlıca hakkında da açıklamalarda bulunan Anadolu Partisi MYK Üyesi Türker Ertürk, Arapça ve Farsça kelimelerle doldurulmuş, Türkçe’nin ses uyumuna uygun olmayan bir alfabe ile yazılan ve gramer kuralları da belli belirsiz olan kötü bir dil yapısı olan Osmanlıcanın Anadolu’da kullanılmadığını söyledi. Ertürk, bilinen aksine Osmanlıcanın konuşulduğu yıllarda Anadolu taşrasında Yunus Emre, Pir Sultan Abdal, Karacaoğlan gibi halkın Türkçeyi kullandığının da altını çizdi. Gelişmiş ülkelerin dini görüşleriyle, güncel yaşamı birbirinden ayırmalarının sonucunda başarıya ulaştıklarını savunan Türker Ertürk, Müslümanların bunu başaramadığını kaydetti. Ertürk, “Şu anda Müslümanlar Mars’a gidebilir mi? Mars’a kimler gidiyor? Ay’a kimler gitti? Bu organizasyonu yapanlar gitti” dedi. Müslümanlığın ne demek olduğunun sorulduğunda, herkesin farklı bir düşünceyle bu sorunun cevabını vereceğini belirten Ertürk, “bugün dünyada 1 buçuk milyar Müslüman var. Hepsine imkanımız olup mikrofon uzatsak, bize 1 buçuk milyar ayrı tarif yapılacaktır. Düşünebiliyor musunuz; sizin beğenmediğiniz tarifi yapan, iktidar gücünü elde ederse; kendi görüşünü size zorlayacak hatta bu görüşün aksine görüşler üretirseniz, sizi gerekirse tolerans derecesine göre katletmeye çalışacaktır. Bugün Müslüman dünyada bu yapılıyor. Hatta size öyle şeyler söyleyebiliriz ki; Müslüman olduğu halde, Müslümanlığı beğenmiyor, dinden çıkmış görüyor ve hatta karşısındaki farklı mezhebi savunduğu için onun kafasını kesiyor. Bakınız; sadece 15 milyon nüfusa sahip Hollanda, 1 buçuk milyar nüfusa sahip Müslüman toplumdan daha fazla, her şeyi üretiyor. Adamlar Mars’a gidiyorlar. Adamlar Ay’a gidiyorlar. Ama Müslüman toplum ne yapıyor; hala birbirini öldürüyor. Dünyadaki yaşam kaynakları hızla tükeniyor. Adamlar uzay gemileriyle farklı yıldızlarda yeni yaşam alanları ararken, Müslümanlar halen daha birbirlerini öldürüyor ve hala ‘Ben senden daha Müslüman’ım’ diyerek kavga ediyor” ifadelerini kullandı. ABD’nin, Almanya’nın, İsveç’in başarılı birer devlet olduklarını kaydeden Türker Ertürk, “Bunları nereden biliyoruz; kriterlerden biliyoruz. Gayri Safi Milli Hâsılalarından biliyoruz. Kişi başına düşen gelirinden biliyoruz. İnsani gelişmişlik kat sayısından biliyoruz. Mesela insanlar oralarda ölmüyorlar. Mesela İsveç’te insanlar 95-100 yaşlarını görebiliyor. Hatta 90 yaşında üniversitede ders alıyor ve kendine yeni yaşam alanı oluşturmaya çalışıyor. Ama bizim gibi ülkelerde, özellikle Müslüman dünyada insanlar kırılıp gidiyor. Kimi zaman afetlerden, kimi zaman trafik kazalarından, kimi zaman yeterli sağlık hizmeti alamadığından, ana rahmine düşüşünden itibaren yeterli beslenemediğinden hep genç yaşlarda ölüyorlar yada kavruk oluyorlar. Hatta kadınların daha güzel olabilmeleri ve daha sağlıklı görünebilmeleri için iyi beslenmesi lazım. Protein tüketebilmesi lazım. Ama buralarda iyi protein tüketilmiyor. Fosfor tüketilmiyor. Nasıl olacak ki bu? Şimdi tekrar o başarılı devletlere geliyoruz; kriterler belli. Yani bunu inkâr edemezsiniz. Peki, Müslüman dünyada başarılı bir devlet sıralamasına girebilmekte ise sorun var. Dünya geneline bakıldığında ilk 20’de, ilk 30’da Müslüman ülkeleri göremiyoruz. İşte hep sorarlar ya; ‘Atatürk nedir? diye; Atatürk, bu toplumu başarılı bir toplum ve başarılı bir devlet yapabilme projesidir. Başarılı bir devletin ortak yanı; aydınlanmadır. Yani Avrupa’da gerçekleşen Rönesans, Reform ve aydınlanmadır. Bilim egemen kafa, eleştirel akıl ve şüpheci yaklaşım. Descartes, bundan 400 yıl önce yaşamış ve ‘Düşünüyorsam, varım’ diyor. Biat kültüründe böyle bir şey söz konusu olabilir mi? Sorgulama yok” dedi. “TÜRKİYE, İSLAM ÜLKELERİNİN ARASINDA BİR NUMARADIR, BUNUN SEBEBİ ATATÜRK’TÜR” Başarılı bir devletin ortak kriterlerinin; dini, dünyevi yaşamın referansı yapmamak olduğunu ve akıl ile bilim egemenliğine sahip bir toplum yaratmaktan geçtiğini savunan Anadolu Partisi MYK Üyesi Emekli Paşa Türker Ertürk, “Tabiki tüm bunların yanında toplumun iki motor gücü olan Kadın ve Erkeği beraber kullanmak gerekir. Böylesi bir toplum olabilmek için bilim egemen kafa, eleştirel akıl ve şüpheci yaklaşım; En Hakiki Mürşit İlim ve kadın-erkek motor güçleri aynı eksende dönmek zorundadır. Müslüman dünyaya bakıyoruz; Türkiye’nin bu toplumun içinde Kutup Yıldızı olduğunu görüyoruz. Gidin Müslüman ülkelerini gezin. Tuvaletlerine girin. Toplumun içine girin. Kadının hak ettiği toplumun içerisindeki role bakın. Hırsızına bakın, Arsızına bakın. Uğursuzuna bakın. Türkiye; tabi ki eleştirilecek yerlerimiz var ama; ama bu İslam dünyası içerisinde Türkiye bir numaradır. Niçin? Bunun cevabı Atatürk’tür.” şeklinde konuştu. Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun yazdığı kitabında, Türkiye’nin küresel düzenin gölgesinde alt düzenleyicisi olabileceğini ifade ettiğini anlatan Ertürk, “Bunun anlamı, halkın anlayabileceği dilde, ‘Biz emperyalizm adına bölgemizde tetikçilik yaparız. Adam vururuz. Taşeronluk yaparız. Alt yüklenilicilik yaparız’ demektir. İşte bu yüzden Sayın Davutoğlu, danışmanken, bakan oluyor. Onun için bakanken, başbakan oluyor. Emperyalizme hizmetleri nedeniyledir” ifadelerini kullandı. “KILIÇDAROĞLU AKP’DEN DAHA TEHLİKELİ” Işid’in emperyazlimin bir çocuğu olduğunu ve emperyalist ülkelerin Işid’i yok etmek istemediğini savunan Türker Ertürk, “Işid’i sadece terbiye edip, sınırları içinde kalmaya zorluyorlar. Çünkü emperyalist devletler Işid’le bölgeyi yeniden şekillendirmeye çalışıyorlar. Bölgeyi etnik ve dinsel olarak bölmeye çalışıyorlar. Bu tecavüz planının içinde ne yazık ki Türkiye de var. Bugün Türkiye her geçen gün kötüye doğru gidiyor. Ne yapmak lazım? Bu gidişe dur demek lazım. Peki; iktidar size karşı yapılan bu tecavüz planının bir parçasıysa ne yaparsınız? Haklı olarak muhalefet partilerine sarılırsınız değil mi? Ama emperyalizm sizin bunu yapacağınızı bildiği için Cumhuriyet Halk Partisi’ne yönelik bir operasyon yapıyor, CHP’nin yönetim kadrosunu değiştiriyor. Yani kısacası; bu operasyonu yapanlar, ‘Deniz Baykal gitsin kim gelirse gelsin’ demiyorlar. Gelecek olanı da planlıyorlar ve Kılıçdaroğlu’nu getiriyorlar. Bu benim uydurmam mı? Size şöyle söyleyeyim; 2008’de kurulan Amerika ile İsveç’in ortaklaşa düşünce kuruluşu olan Citroit bir çalışma yapıyorlar. ‘Kemalizmi yok etmek lazım. Bu CHP ile bu iş olmuyor’ diyerek, Kılıçdaroğlu’nun da ismini yazıyorlar ve operasyonu yapıyorlar. Kemal Kılıçdaroğlu operasyonun ardından CHP’ye lider oluyor. Sonra bir bakıyorsunuz Kılıçdaroğlu, ‘Biz Atatürk zamanının CHP’si değiliz’ diyebiliyor. İhanet ediyor. Neye ihanet ediyor? Bu ülkenin kurucu ideolojisine ihanet ediyor. Altı Ok’a ihanet ediyor. Hatta şöyle söyleyeyim; Kılıçdaroğlu Türkiye’de AKP’den daha tehlikelidir” diye konuştu.
Yorumlar
Kalan Karakter: