Gömeç Belediyesi tarafından organize edilen etkinliğe, Bosna Hersek İstanbul Başkonsolosu Enisa Komar, Ayvalık Belediye Başkanı Mesut Ergin, Gömeç Belediye Başkanı Melih Bağcı, Türkiye Bosna Hersek Kültür Dernekleri Federasyonu Başkanı ve Bornova Belediye Başkan Yardımcısı R. Barbaros Taşer, İstanbul Anadolu Yakası Bosna Sancak Dernek Başkanı Erdoğan Erden, Burhaniye Balkan Göçmenleri Dernek Başkanı Süleyman Eruzunlar, Edremit Rumelililer Dernek Başkanı ve Edremit Belediye Meclis Üyesi Muammer Temiz, Edremit Belediye Meclis Üyesi Yılmaz Tezcan, Biga Kent Konseyi Başkanı Ergün Erkap, Gömeç Eski Belediye Başkanları Orhan Bağcı ve Orhan Babayiğit, Kalp Partisi Genel Başkanı Volkan Sırma, CHP Balkan Masası Sorumlularından Gökhan Bulaç ve çok sayıda Gömeçli katıldı.
Anma programı, Gömeç Cumhuriyet Meydanı'ndan soykırım anıtına kadar süren sessiz yürüyüşle başladı. Tören saygı duruşu, İstiklal Marşı ve dualar okunarak devam etti.
Nuri Bozyel Kültür Merkezi'nde gerçekleştirilen konferansın moderatörlüğünü Nusret Sancaklı yaparken, Prof. Dr. Adem Fazlıoğlu ve Saffet Atalay konuşmacı olarak katıldı.
Srebrenitsa Soykırım Anıtı açılışında konuşan Bosna Hersek İstanbul Başkonsolosu Enisa Komar, duygusal bir konuşma yaptı. Komar, "Sizler olduğunuz sürece vatanımızın acısının gerçeğini kabul eden siz dostlar var olduğu sürece gerçekler yaşayacaktır. Bu acı gerçeğin inkar edildiği bir dönemde bu anıtlar gerçeği her zaman gösterecektir. Bu anıt Srebrenitsa'yı unutmama yükümlülüğümüzün koruyucusu olacaktır. Kaybedilen masum hayatların unutulmamasına izin vermediğiniz için, bizimle omuz omuza olduğunuz için teşekkür ederim. Tarih boyunca Türkiye halkının gücünü, yakınlığını ve kardeşliğin bir söz değil, bir eylem, varlık ve şefkat olduğuna tanık oluyoruz. Hepimiz adına, hayatta kalanlar adına, Srebrenitsa anneleri adına Gömeç'e teşekkür ederiz. Masum kurbanların ruhları huzur bulsun. Srebrenitsa bir daha asla kimsenin başına gelmesin, Srebrenitsa'daki soykırım kurbanları ebedi olsun."
Komar sözlerini şöyle sürdürdü, 30 yıl önce, Temmuz 1995'te Birleşmiş Milletler koruma bölgesinde, Avrupa'nın kalbi Srebrenitsa'da 8.372 masum insanın sadece Boşnak oldukları için sistematik olarak, en vahşi şekilde öldürüldüğünü hatırlattı. Soykırım kurbanlarının cesetlerinin 77 toplu mezar olmak üzere 150 farklı yerde bulunduğunu belirtti.
Komar, "Bu anıt, Avrupa'nın kalbinde ve uluslararası toplumun gözü önünde işlenen en büyük insanlık suçunun, Srebrenitsa soykırımının kalıcı bir tanığıdır. Soykırım bir halkın yok edilmesi amacıyla planlanmış, onların anılarıyla, tarihleriyle birlikte yok olmaları hedeflenmiştir. Gördüğünüz gibi Boşnak halkı yok olmadı asla da yok olmayacak." ifadelerini kullandı.
Gömeç Bosna Sancak Dernek Başkanı Hamit Özkan, anıtın inşasında destek veren Gömeç Belediyesi’ne teşekkür ederek, “Bugün Gömeç’te çok önemli bir adım atılıyor” dedi.
Ayvalık Belediye Başkanı Mesut Ergin ise konuşmasında Srebrenitsa ile Filistin’de yaşanan katliamlar arasında benzerlik kurarak, “Bu sadece bir yas değil; insanlığa bir uyarıdır” ifadelerini kullandı.
Gömeç Belediye Başkanı Melih Bağcı ise konuşmasında tüm insanlık için empati vurgusu yaptı: “Bir insanın inancından ya da kimliğinden ötürü katledilmesini normalleştiremeyiz. Bu anıt, sadece Boşnaklara değil, insanlığa ait.”
Başkan Bağcı, "Srebrenitsa'da yitirdiğimiz 8.372 canı rahmetle anıyorum. Umarım bir daha insanların kimliklerinden ve inançlarından dolayı katledilmeyeceği bir dünya diliyorum." diyerek sözlerini tamamladı.
Prof. Dr. Adem Fazlıoğlu, Srebrenitsa Soykırımı'nı şu sözlerle anlattı: "Miloşeviç, Yugoslavya'yı kasıtlı olarak yok ederken, onun savunucusu gibi davrandı. Batılı liderler kandırıldı, doğrusu kandırılmayı tercih etti."
Fazlıoğlu, 1992-95 yılları arasında Bosna Hersek'te yaşananları kısaca özetledi:
Bosna Hersek Cumhuriyeti'ne karşı Sırbistan ve Karadağ tarafından klasik bir silahlı saldırı yürütüldü. Bu bir iç savaş değil dışarıdan saldırıdır.
Sırbistan ve Sırplar, "Büyük Sırbistan" tahayyülü ile sistematik ve gayet dikkatle planlanmış bir soykırım başlattılar ve uyguladılar.
Soykırıma hiçbir zaman izin verilmeyeceğine defalarca söz veren ve sözünü tutmayan, Bosna'yı defalarca hayal kırıklığına uğratan uluslararası toplum oldu.
Dünya liderlerinin sahip olduğu ön yargı, taraf tutmak, bilgisizlik ve entelektüel katılık ortak aklın ve göz önündeki gerçeklerin görülmesini engelledi.
Dayton Barış anlaşması savaşı durdurdu ve Bosna Hersek'in uluslararası ilişkilerde politik bir faktör olarak devamlılığını sağladı, bunun dışında Boşnaklar için adil değil. Sırp sahte devlet yapılanması "Sırp Cumhuriyeti" oluşturuldu, Soykırım yapanları ödüllendirdi, meşru hale getirildi.
"Etnik temizlik" terimi, soykırım inkarı için kullanılan bir öfemizmdir. "Etnik temizlik", hukuk ve gazetecilik sözlüğünden çıkarılmalıdır.
Soykırım inkarcısı, bir sonraki soykırımın savunucusudur.
Fazlıoğlu sözlerini şöyle sürdürdü, Son söz olarak Politik psikanalist Vamık Volkan'ın soykırım kurbanları üzerindeki çalışmalarıyla ilgili görüşlerini aktaran Fazlıoğlu, "Soykırımın yarattığı dehşetle uğraşacak ve eski kurbanı sırtında taşıdığı bu ağır yükten 'kurtaracak' olanlar, kurbanın çocuklarıdır. Düşman bir grup tarafından oluşturulan toplu bir felaketin (soykırım) yaşanmasından sonra etkilenmiş bireyler, travmatize olmuş öz imajlarıyla baş başa kalırlar. On binlerce ya da milyonlarca insan bu türden imajları çocuklarına yerleştirir ve onlara 'benim için benim öz-saygımı yeniden kazan', 'yas sürecini yoluna koy' ya da 'cesur ol ve intikamı al' şeklinde görevler yüklerler. Bu uzun vadeli 'görevlerin' kuşaktan kuşağa devredilişi, toplumsal travma döngüsünü ebedi kılar. Öz saygıyı kazanmak için ya 'yas süreci yoluna koyulacak' ya da 'İntikam peşine koşulacak'. Bu durumda; gelecek nesilleri intikam peşinde alıkoyacak, doğru tercih 'yas sürecinin yerine konulması'dır. Bu da 'barış ve adalet ama gerçek barış ve gerçek adalet ile olur'." ifadelerini kullandı.
Fazlıoğlu, konuşmasını "Bize düşen görev soykırımı unutmamak, unutturmamak, adalet ve adaletin inşası için katkıda bulunmak ama asıl önemlisi, soykırımın bir daha yaşanmaması adına bir daha asla diyebilmek için bilgelikle, bilinçle ama aynı zamanda tutkuyla çalışmaktır. 'İntikam peşinde koşmayın, sadece adaleti arayın' Aliya İzzetbegoviç" sözleriyle bitirdi.
Nusret Sancaklı yaptığı konuşmada şunları söyledi; ’’Anıtın simgesel anlamı hakkında bilgi verdi, Boşnak Soykırımı'nı sonsuza kadar en doğru bir şekilde anlatmış olan anıtlardan biridir. Bazı anıtlardaki sadece 'Srebrenitsa', 'Srebrenitsa Katliamı', 'Soykırım', '8.372', '11 Temmuz 1995' gibi yazılar, zamanın Sırbistan ve Karadağ rejimlerinin destekleri, Bosnalı Sırpların başkanı Radovan Karadziç'in emri ile Ratko Mladiç komutasındaki Bosnalı Sırp Ordusu VRS askerlerinin, 11 Temmuz 1995'te Srebrenitsa'da Boşnaklara karşı başlattığı ve Srebrenitsa Bölgesinde ya Ölüm Yolu'nda kaçıp kurtuldukları ya da öldürüldükleri için tek bir Boşnak kalmadığından yani öldürecekleri Boşnak bulamadıklarından dolayı 20 Temmuz 1995'te son bulan Srebrenitsa Boşnak Soykırımı'nı anlatmaz!. Soykırımların dünyanın hiçbir yerinde hiçbir ulusa, kendilerinden olmayan bir gruba karşı yapılması ve Srebrenitsa Boşnak soykırımı gibi yapılmış soykırımların tekrarlanmaması için açılmış olan bu Srebrenitsa Soykırım Anıtı, sadece Boşnaklar adına değil Boşnaklar da dahil olmak üzere tüm insanlar adına açılmış bir soykırım anıtıdır. Çünkü soykırım, insanlığa karşı işlenmiş bir suçtur.
Konferansın sonunda Prof. Dr. Mustafa Memiç'in yazdığı "Karadağ'ın Müslüman Boşnakları" kitabını Türkçeye çeviren Saffet Atalay imzaladı. Kitabı Gömeç Bosna Sancak Derneği bastırarak anma törenine katılanlara ücretsiz dağıttı.
Açılışın ardından anıta karanfiller bırakıldı.
Yorumlar
Kalan Karakter: