Balıkesir’in Edremit ilçesine bağlı Türkmen vatandaşların yaşadığı Çamcı Köyü’ndeki ‘Milli Merkez Anayasa Forumu’nda konuşan CHP Tunceli Milletvekili Kamer Genç, Cumhurbaşkanı ve Başbakan’ı hedef alarak yaptığı sert konuşmasıyla dikkat çekti. Sağanak yağmura rağmen iptal edilmeyen ‘Milli Merkez Anayasa Forumu’, köydeki yol kenarında bulunan bir alanda gerçekleştirildi. Programa, CHP Tunceli Milletvekili Kamer Genç ile birlikte konuşmacı olarak, İşçi Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Cengiz, Milli Merkez Anayasa Forumu Genel Sekreteri Haluk Dural ve Emekli Tuğamiral ve gazeteci-yazar Türker Ertürk katıldı. Güre Belediye Başkanı Kamil Saka, CHP Edremit İlçe Başkanı Yurt Yıldırım, diğer parti yetkilileri, belediye yetkilileri, köy muhtarlığı idarecileri ve köylülerin yoğun katılım gösterdiği programda son olarak kürsüye gelen Kamer Genç, yaptığı çarpıcı açıklamalarıyla alkış topladı. Hükümeti ve özellikle Cumhurbaşkanı ile Başbakan’ı eleştiri yağmuruna tutan TBMM’nin renkli simalarından Kamer Genç, küfür tartışması ile ilgili açıklamalar yaparak, “Bu makamları temsil edebilecek nitelikte değiller. O tarafsızlıkta değiller. O dürüstlükte değiller. Tayyip Erdoğan, bu millete diyor ki; Ben Anayasa’ya sadakate o yeminin hepsini okumayayım da, sadakatten arınmayacağına, yüce Türk milleti karşısında şerefim, namusum üzerine yemin ediyorum diyor. Sonra çıkıyor diyor ki; Ben bu Türk milliyetçiliğini ayaklarımın altına aldım, eziyorum diyor. Böyle bir şey olur mu, arkadaşlar? Bende çıktım dedim ki; Ey Tayyip, piç olmayan her milletin bir milliyeti vardır dedim. Bir babası vardır. Ben genel söylüyorum. Ben, Recep Tayyip Erdoğan şudur, budur demiyorum. Diyorum ki; Babası böyle olan herkesin bir milliyeti vardır. Benimde bir milliyetim vardır, çünkü babam bellidir. Benim milliyetim, haysiyetim ve şerefim onurumdur. Benim o milliyetimi çiğnemeye kalkanın ayağını alır, bir tarafına sokarım, o ayağı kırarım dedim. Benim en kutsallarıma hakaret eden insanlara elbette ki, hak ettikleri cevabı veririm. Gitti benim aleyhime 50 milyar lira tazminat etti. Sen ağzından çıkan kelimeyi duymuyorsan, gidip beni tazminatla mı tehdit edeceksin? Zaten siz alışmışsınız, benim maaşıma. Bir kaç kuruş daha atayım önüne. Ne olur? Bunlara karşı her yönüyle mücadele ediyoruz” dedi. “SEN HANGİ FAKÜLTEYİ BİTİRDİN, ONU SÖYLE” Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’dan, hangi fakülte mezunu olduğunu açıklamasını isteyen Kamer Genç, yağmurun hızlanmasına karşın konuşmasını bölmeyerek, “Olay sizin tahmin ettiğinizden daha büyük boyutlu. Türkiye şu zamanda büyük bir ihanet çetesiyle karşı karşıyadır. Bu ihanet çetesiyle baş etmemiz de çok zor. Tayyip Erdoğan kendisine göre bir basın ordusu kurmuş. Ben 30 küsur senedir siyasetin içindeyim. Şimdi başkanlık sistemini getirdiler ortaya. Türk usulü. Efendim meclisi ben atayacağım. Hakimleri, bürokratları ben atayacağım. Efendim, meclisin çıkarttığı kararı da beğenmezsem, başka bir karar ile bu meclisi yöneteceğim. İnsana sevgisi olan, demokrat olan, en azından insan duygusu olan bir insan böyle bir teklifte bulunabilir mi? Sen kimsin ki, bu meclisi tek başına yönetesin? Senin bilgin ne? Senin kültürün ne? Sen hangi mektep mezunusun, onu söyle? Yahu mezun olduğu mektebi de söylemiyor. Tamam İmam Hatip mezunusun ama hangi fakülteyi bitirdin? Söylemiyor arkadaşlar. Her gün yalan söylüyor. İsmet Paşa’nın bir lafı vardır. İnsanların, politikacıların sözüne güvenilir bir insan olması lazım. Eğer bir insan, sözüne güvenilir bir insan değilse, yalancı ise onun hiçbir şeyine itibar etmezler. Dolayısıyla bizim de amacımız ciddi bir Anayasa yapmak. Ama sayın Recep Tayyip Erdoğan diyor ki, ‘Ben tek seçici olacağım’. Tayyip Erdoğan, halkın karşısına böyle bir düşünce ile çıktığı zaman, kendi partisinin onu yakasından tutup aşağıya atması lazım. Böyle bir şey olur mu yahu? Sen kimsin? Hangi diktatör bu memlekette bunu yapabilir? Yapamaz” diye konuştu. CUMHURBAŞKANI GÜL’E VERYANSIN ETTİ Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’e de veryansın eden Kamer Genç, “Son bir değişiklik diyorlar. Anayasa’nın 101. Maddesini değiştirelim. Cumhurbaşkanı seçilen kişinin siyasi partiyle ilişkisi kesilir. Bu doğru bir şeydir. Çünkü Cumhurbaşkanlığı çok kutsal bir makamdır. Bu Abdullah Gül orayı hiç doldurmadı. Eğer Abdullah Gül eğer doğru dürüst bir Cumhurbaşkanı olsaydı, bu Türkiye bu duruma gelmezdi. Çünkü bu göreve başladığı zaman bir yemin yaptı. o yeminin bir noktasını bile yerine getirmedi. Tayyip Erdoğan’ın emir eri gibi hareket ediyor. Onun noteri gibi hareket ediyor. Cumhurbaşkanı, devlet organları arasında, bunların işlemesini sağlayan yüce bir makamdır. Tüm halkın saygısını kazanan bir insan olması lazım. Dolayısı ile o makamda oturan bir kişi, devletin kurumları zarara girdiği, kurumlar parçalanmaya gittiği zaman, rejim tehlikeye girdiği zaman o makamda halka tarafsızlık ilkesiyle tanınan bir kişi bütün parti liderlerini toplar, rejimin kurtarılması konusunda atılması gereken adımlar. Ama Abdullah Gül böyle değil ki. Abdullah Gül Tayyip’in emrinde. Dolayısıyla, bu da başkanlık sistemi gibi bir şeydir. Biz bunu da kabul etmiyoruz. Ben 30 küsur senedir siyasetin içindeyim. Danıştay’da 13 – 14 sene hakimlik, savcılık yaptım. 6 sene vergi denetmenliği yaptım. Herkes te beni tanıyor. Yalan söylemedim. Devlet malına el uzatmadım. Hırsızlık yapmadım. Gayri meşru servetim yok. Her şartlarda bunlar televizyonlarda benim karşıma çıktığı zaman ben bunları paçavraya döndürürüm. Çünkü benim karşıma televizyonda çıkıpta konuşacak güçleri yok. Yiğitliğin varsa, hadi Cumhurbaşkanı süresi de alsınlar, kaldıralım o 7 seneyi, 6 seneye indirelim hadi girelim seçime. Kaçıyor seçimden. Şimdi sıkışmış. Seçimi tekrar milletten alıp ta tekrar meclise mi verelim diye onun hesabını yapıyor. Çünkü şimdiye kadar doğru dürüst bir politika yapmadılar” dedi.
Yorumlar
Kalan Karakter: