KEGC, “MESLEKTAŞLARIMIZ SERBEST BIRAKILANA KADAR KAYGIMIZIN VE TEPKİMİZİN DEVAM EDECEK”
KEGC GAZETECİLERİN TUTUKLANMASINI KINADI
Kuzey Ege Gazeteciler Cemiyeti yazılı bir basın açıklaması yaparak Ergenekon soruşturması kapsamında gazetecilerin tutuklanarak cezaevine konulmasını protesto etti.
Henüz birkaç ay önce kurulan ve Balıkesir, Çanakkale, Manisa ve İzmir gibi bir çok ili kapsayan Kuzey Ege Gazeteciler Cemiyeti, tutuklanan gazetecilerin serbest bırakılarak özgürlüklerine kavuşturulmasını isteyen bir basın açıklaması yayımladı. Kuzey Ege Gazeteciler Cemiyeti tarafından gazetelerin maillerine gönderilen ve gazetecilerin cezaevlerine konmasının kaygıyla izlendiğinin belirtildiği basın açıklamasında, “Biz, mesai saati, tatil, bayram, gece-gündüz gözetmeksizin, her türlü zorluğa karşı, zaman zaman hayati tehlikelerle karşı karşıya kalan; ancak tek gayesi vatandaşlara doğru haberi ulaştırmak olan basın emekçileriyiz.
Kimi zaman şiddete maruz kalarak, kimi zaman çeşitli baskılarla ve tehditlerle karşı karşıya gelerek; fakat hepsine de göğüs gererek görevimizi en iyi şekilde yerine getirmeye çalışan basın mensuplarıyız.
En önemli ilkemiz; siyasi parti, görüş, inanç, dil, renk ve cinsiyet ayrımı yapmaksızın meydana gelen ve haber niteliği taşıyan her türlü olayı tarafsız bir şekilde halkımızın bilgisine sunmaktır.
Bazen muhabir olarak görev yaparken, bazen kameraman olarak kamuoyu hizmeti veriyoruz. Bazen de köşe yazarı olarak var olan olayları yorumluyor, meydana gelen hadiselerin arka planlarını da gözler önüne sererek, vatandaşlarımızın doğru bilgilendirilmesi için çaba sarf ediyoruz. İşte bu nedenledir ki; bir diğer ismimiz “fikir işçisi”dir.
Ancak son günlerde tanık olmaya başladığımız hadiseler, biz gazetecilerin dikkatini çekmiş ve hepimizi ziyadesiyle kaygılandırmıştır.
Yaklaşık 102 yıldan bu yana yüzlerce meslektaşımızı sonsuzluğa uğurlayan biz gazeteciler, Türkiye’de meydana gelen her türlü çekişmenin mağduru olmuş kesim olarak dikkat çekmekteyiz.
1960, 1971, 1980 ve 1997 yıllarında meydana gelen askeri müdahalelerin en öncelikli mağdurları olan biz gazeteciler, Türkiye’de yine aynı günleri yaşamayı istemiyoruz. Hatta o günlere benzer her türlü girişime en başta karşı çıkacak kesim, yine biz gazetecileriz. Fakat gazeteciler olarak, yalnızca askeri müdahale dönemlerinde değil, çeşitli partilerin iktidarları döneminde de birtakım baskılara ve sansürlenmelere maruz kalmış olmanın acısını yaşadık…
Son olarak henüz somutlaştırılamamış olan nedenlerden dolayı tutuklanan iki gazeteci arkadaşımızın maruz kaldığı durumun tüm meslektaşlarımız tarafından kaygıyla izlendiğine inanmaktayız.
Değerli meslektaşımız Mustafa Balbay’la başlayan bu süreç, kamu vicdanını ziyadesiyle yaralamış durumdaydı. Balbay’ın ardından Soner Yalçın ve ekibinin tutuklanması bu yarayı iyiden iyiye derinleştirmiştir. Nihayetinde Nedim Şener ve Ahmet Şık’ın tutuklanması ise kamu vicdanındaki yarayı adeta kapanamaz hale getirmiştir.
Sayın Cumhurbaşkanı’nın bile kaygıyla izlediği bir gelişmeyi, bizim sükûnetle karşılamamız zaten beklenemez. Siyasi partisi, dünya görüşü, inancı, dili ve dini her ne olursa bir gazetecinin tutuklanması, o ülke insanının önemli bir kısmını vicdanen rahatsız edecektir. Çünkü bir gazetecinin tutuklanması, yalnızca o gazetecinin özgürlüğünün kısıtlanması değil, vatandaşların haber kaynağının da kısıtlanması anlamına gelecektir, tıpkı bugün ülkemizde tanık olduğumuz gibi…
Her fırsatta biz basın mensuplarının tarafsız olması gerektiğini vurgulayan, iktidarından muhalefetine tüm siyasi partilerden aynı tarafsızlığı şimdi de biz bekliyoruz.
Her şeyden öte; yaşayan tek basın kahramanımızın tutuklanması, İçişleri Bakanımız Sayın Beşir Atalay’ın dile getirdiği “Türkiye’deki basın özgürlüğü Amerika’dakinden daha fazla” söylemiyle tam bir tezatlık yaratmaktadır.
En başta da ifade ettiğimiz gibi tek amacı; vatandaşlara doğru haberi ulaştırmak olan biz basın emekçileri, biz fikir işçileri, düşüncelerimizden ya da doğru habere ulaşmak için yaptığımız araştırmalardan dolayı tutuklanacaksak; bu mesleği icra etmemizin hiçbir anlamı kalmayacaktır.
Bu nedenle şu an tutuklu bulunan meslektaşlarımızın yeniden özgürlüklerine kavuşabilmesi için tüm yetkilileri üzerine düşeni yapmaya davet ederken, meslektaşlarımız serbest bırakılana kadar kaygımızın ve tepkimizin devam edeceğini tüm kamuoyunun bilmesini istiyoruz…” denildi.
Yorumlar
Kalan Karakter: