Havran CHP Belediye Başkan adayı Necmi Dönmez, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü nedeniyle yayımladığı mesajda, bugünün, gazetecilerin çalışma koşullarını iyileştiren, ileri haklar getiren 212 sayılı yasanın yürürlüğe girdiği gün olduğunu hatırlattı. Demokrasilerde basın özgürlüğünün anayasal bir hak olmasına rağmen halkın haber alma hakkına aracılık eden gazetecilerin birçoğunun sosyal güvenceden yoksun olduğunu ifade eden Necmi Dönmez, iş güvencesinin medya patronlarının insafına terk edildiğini savundu. Basın sektöründeki işsizlik, düşük ücret ve kayıt dışı çalışmanın rekor düzeyde olduğunu öne süren Dönmez, şunları kaydetti: Sosyal güvenlik hakları geriletilmiştir. İtibari hizmet süreleri ellerinden alınmıştır. İletişim fakültelerinin mezunları çaresiz, yarınsız durumdadır. Gazeteciliğin ne kadar zor bir meslek olduğunu geçtiğimiz yıl içinde gazetecilerin yaşadığı olaylar bir kez daha göstermiştir. Türkiye'de gazeteciler meslekleri nedeniyle sürekli risk altındadır. Uğur Mumcu, Abdi İpekçi, Çetin Emeç, Metin Göktepe ve Hrant Dink cinayetleri hala yüreğimizi kanatmaktadır. Van'da yaşanan depremde yıkılan otelin altında kalan gazeteci arkadaşlarımızın görüntüleri gözlerimizin önünden gitmemektedir. Bu kadar riskli bir meslek olmasına rağmen bu alanda çalışan binlerce basın emekçisinin özlük haklarının verilmemiş olması, itibari hizmet sürelerinin kaldırılmış olması siyasi iktidarın basın emekçilerine bakışını açık bir biçimde yansıtmaktadır. Demokrasiyi, özgürlükleri, AB standartlarını getireceğini vaat ederek iktidar olan AKP yönetimi ne yazık ki gazetecilerin hak ve özgürlüklerini geliştirmek yerine gazetecileri hedef almıştır. Türkiye son iki yıldır dünya genelinde en çok tutuklu gazetecinin olduğu ülke. Halen cezaevlerinde 60 gazeteci bulunuyor. Son birkaç ay içinde 200'den fazla gazeteci işten çıkarıldı ya da istifaya zorlandı. Son bir ay içerisinde 60 gazeteci işinden oldu. Gezi olaylarını izleyen 100'den fazla gazeteci yaralandı. Gezi sürecinden bu yana gazetecilik mesleğini layıkıyla yerine getirmeye çalışan meslektaşlarımız tehdit, baskı, işten atma denklemiyle karşı karşıya kalmışlardır. Basının özgür olmadığını iddia eden Dönmez, Emniyet binalarında basın odalarının kaldırılması ve gazetecilerin binalara sokulmamasının bunun somut yansıması olduğunu belirtti. Dönmez, demokrasilerde basın susarsa her şeyin susacağına değinerek, Unutulmamalıdır ki, gazetecilerin olmadığı, özgürce çalıştırılmadığı, yasaklanıp sansürlendiği toplumlarda, demokrasiden söz etmek de inandırıcı değildir. Gazetecilerin susturulduğu toplumlarda sokaktaki insan kör ve sağır demektir. Toplumu aydınlatma, bilgilendirme gibi kutsal bir görevdir. Gazetecilerimiz hayatları pahasına bu kutsal görevi yerine getirmeye çalışmaktalar. Gazetecilerin de bu tahakküme karşı tek çareleri örgütlü mücadeledir. Umarım ülkenin dört bir yanında gazetecilik yapan ancak 212 Sayılı Basın İş Kanunu yerine 4857 Sayılı İş Kanunu'na göre, hatta hiçbir kanuna tabi olmadan, tamamen vahşi kurallara göre sigortasız, sözleşmesiz, güvencesiz çalıştırılan basın emekçilerine bir nebze de olsa katkı sunacak bir gün olur. Bu yüzden tüm gazetecileri saygıyla, şükranla anıyor ve selamlıyorum ifadelerini kullandı.
Yorumlar
Kalan Karakter: