Bu tür organizasyonlar, özellikle ücretsiz otobüsler ve girişler sayesinde halkın yoğun ilgisini çekmekte ve sahneye önemli bir sosyal mesaj taşımaktadır.
Edremit'te, profesyonel yönetmen ve oyun yazarı Figen Kırmalıoğlu’nun yönetimindeki Anadolu Kadınlar Derneği Tiyatro Grubu tarafından sahnelenen “Kadının Adı Yok” adlı dram, Balıkesir Avlu ve Fatih Salonu’nda izleyicilerle buluştu. Aynı gün, Çanakkale Belediyesi Tiyatro Grubu ise Erol Küçükaksoy yönetiminde, Ferhan Şensoy’un ünlü komedi eseri Soyut Padişah’ı sahneledi. İki önemli tiyatro etkinliği, tiyatro severleri adeta ikiye böldü.

Bu durum, bir başka önemli gerçeği de gündeme getirdi: Ulaşım Sorunu. Avlu Salonu’na ulaşım, sadece özel araçlarla mümkünken, toplu taşıma için herhangi bir çözüm önerisi bulunmamaktadır. Oysa Toplu Taşıma Merkezi ve Salih Tozon Binası gibi yerler, tiyatro etkinlikleri için daha uygun ulaşım alanları olabilecekken, bu konunun çözülmemesi büyük bir eksiklik olarak öne çıkmaktadır. Büyükşehir Belediyesi ve bağlı belediye birimlerinin, halkı zor durumda bırakmamak ve bu tür organizasyonlarda ulaşımı kolaylaştırmak için ciddi çözümler geliştirmesi gerekmektedir. Örneğin, Edremit Belediyesi’nin Salı günü hastane ulaşımı için uyguladığı sistemin, sanat günlerinde de uygulanarak, katılımcıların yolda kalmaması sağlanabilir. Ayrıca, Balıkesir'den Edremit'e gelecek tiyatro gruplarının ulaşımını kolaylaştırmak için, Balıkesir Kent Konseyi bünyesindeki Mor Cepken Tiyatro Grubu örneğinde olduğu gibi, ulaşım sorunlarının çözülmesi büyük önem taşımaktadır.

Tiyatro başlamadan önce, Kardelen Kültür Sanat Derneği Başkanı Saliha Özduygu ve Mor Cepken Tiyatro Grubu yöneticisi Hanife Dikbıyık, misafir tiyatro grubunu sahneye davet etti. Etkinlikte Başkan Birsen Temur Şaraç da konuşarak, sanatın kaynaştırıcı gücünü ve kadınların bu alandaki başarısını vurguladı.
Kadın temalı dram eserinin sonunda, salondaki izleyiciler, erkek olarak bazen utanırken, toplumsal cinsiyet eşitliği ve kadın hakları konusunda yetersiz kalan kanunların eksiklikleri üzerine düşünmeye başladılar. Kadınların konuşma becerilerinin fazla olduğu, ancak bazen sorunları dile getirirken aşırı tahrik edici dil kullandıkları dile getirildi. Bir diğer sorunsa, Anne ve Babaların ataerkil ayrımcılığı çocuklarına aktararak, toplumsal eşitliği engellemeleriydi.
Bunların yanı sıra, erkeklerin cinsel yönelimler ve kabalık gibi sorunlardan kaynaklanan şiddet ve cinayetlerde sorumlu tutulup tutulamayacağı da bir diğer tartışma konusu oldu. Kadın ve erkek eşitliği konusundaki suçlamaların, psikolojik danışmanlar tarafından ortak bir potada erittirilmesi gerektiği vurgulandı, çünkü aksi takdirde toplumsal olaylar her zaman zirvede kalacaktır.
(Haşmet Demirbil)
Yorumlar
Kalan Karakter: