Ülkü Ocakları Başkanı Sinan Başaran Ortadoğu ile ilgili yazılı açıklamada bulundu.
Buradaki görüşlerimizle hiçbir lideri ve rejimi savunuyor değiliz,ancak bir ülkenin kaderini,hiçbir dış müdahale olmadan,yine o ülkenin halkı belirlemelidir.
Bugün Türk Silahlı Kuvvetleri,ülkemizin toprak bütünlüğüne ve güvenliğine yönelik olan saldırılara karşı sınır ötesi bir operasyon yapamazken,ülkemizi yönetenler şimdi Suriye'de sivil halktan insanların öldüğünü söyleyerek ''sabrımız tükeniyor'' diyor ki kanımızca bu politikanın ülkemiz çıkarları ile hiçbir ilgisi yoktur.Terörle mücadele için Ramazan sonrasını işaret edenlere diyoruz ki: mübarek Ramazan günü bile mehmetçiğe kurşun sıkan el nasıl bir eldir?O eli kırmak,lime lime etmek bizim boynumuzun borcu değil midir?Ayrıca ''bıçak kemiğe dayandı'' diyenlere yine diyoruz ki: ne kemik kalmıştır,ne kıkırdak,ne de ilik,daha neyi beklemektesiniz?
Avrupa ve Amerika bugün derin bir ekonomik bunalımdan geçerken krizi aşmak için tek çarelerini acaba savaş olarak mı görmektedirler?Libya'da olduğu gibi sınırlı bir savaş bu yaraya merhem olmayacak ve Türkiye ile İran'ın da dahil olduğu bir savaşın etkileri muhakkak ki dünya çapında olacaktır.Bunalımdaki Batı ekonomilerinin can damarı savaş makinesi ancak böylesine bir çatışma ile canlanabilir.
Suriye,Türkiye ile İran'ı karşı karşıya getirmek için en ideal hedeftir.Ama bu planların esas hedefi;Irak'ın kuzeyindeki kukla devleti,Türkiye'nin Güneydoğusuna ve Doğusuna doğru genişletmektir.Suriye'ye müdahale edecek olan ülkemiz;İran,Arap Dünyası,Rusya ve Çin ile karşı karşıya gelecektir.Bütün dostları ile kavgalı olan bir Türkiye,bölünme senaryolarına da kaçınılmaz olarak teslim olacaktır.
Kapalı bir rejim ve dışa duyarsız bir ülkeyi savunuyor değiliz.Ama çevresinde ve dünyada Türkiye dendiğinde herkesin irkildiği ve hakkını sonuna kadar savunan bir devlet sistemini hedefliyoruz.Madem ki savaşılacak,Türk Milleti savaşçı bir millettir,savaştan asla kaçınmaz,müdahale yapılacaksa;buyrun Ermenistan'a girelim,Dağlık Karabağ sorununu çözelim,Irak'ın kuzeyindeki başıboş bölgeye girelim,Kandil Dağının altını üstüne getirelim,kendi toprağınız olan KKTC'den asker çekmeye çalışırken,başka ülkelere asker yollamayı düşünmek tezat değil midir?
Libya ve Suriye ile ilişkilerimizin seyri,yaklaşık 400 yıldır barış içinde yaşadığımız İran başta olmak üzere,bütün bölge devletleri ile olan ilişkilerimizi de belirleyecektir.Batı dünyasının ağır bir kriz içinde olduğu koşullarda ülkemizin,bölge ülkeleri ile ilişkilerini dinamitlemek ülkeye büyük zarar vermek demektir.
Camdan evde oturan,komşusunun penceresine taş atmaz atasözünde de belirtildiği gibi;ülkemiz bugün yaşadığı sorunlarla ve kırılgan ekonomisiyle camdan bir evi andırmaktadır.Bütün bunların yanısıra Suriye'ye benzer toplumsal ve siyasal fay kırıkları bizde de harekete geçirilmek istenmektedir.İşte bu yüzdendir ki:Suriye'nin güvenliği Türkiye'nin güvenliğidir.Suriye'nin toprak bütünlüğü,Türkiye'nin toprak bütünlüğüdür.Suriye'nin milli birliği,Türkiye'nin milli birliğidir.Onun için de Suriye'ye düşmanlık,Türkiye'ye düşmanlıktır.
Bugünkü durumda sıcacık dolarlar,tarihin gelmiş geçmiş en vahşi ordularından daha hızlı bir ''işgali'' ülkemizde tamamlamıştır.Irak'ta,Felluce'de milyonlarca müslüman öldürülürken ve onların ırzına geçilirken kimsenin kılı kıpırdamamıştır.Cuma namazları sonrası toplanıp slogan atan heyecanlı müslüman gençlik de efsunlanmıştır.
Bir başka bakış açısı ve ironik bir tarzla Batı ülkelerindeki sosyal patlamalardan da bizler endişe etmekteyiz! Norveç'te 77 kişinin öldürüldüğü katliamdan sonra şimdi de İngiliz polisi kendi halkına acımasızca müdahale etmiştir.Nato nasıl ki Libya'ya müdahale ediyor ve Suriye'ye de müdahale isteniyorsa,derhal Norveç ve İngiltere'ye de müdahale olmalıdır!
Son günlerde Türk Ordusu üzerindeki örtülü operasyonların Suriye'ye istenilen müdahale ile bağlantısı var mıdır?Bir önceki Genelkurmay Başkanımız Orgeneral Işık Koşaner'in istifası acaba bu konu ile mi ilgilidir?Neden hedef Kandil değil,neden hain teröre karşı sabrımız bu kadar yoğunlukta taşmadı?
Görünen o ki 20.yüzyılın başlarında Ortadoğu haritaları için İngiltere'nin çıkardığı cetvel,21.yüzyılın başında Amerikanın elindedir ve bu cetveli kırmak da Türkiye'nin boynunun borcu olmalıdır.
Yorumlar
Kalan Karakter: