ÜNLÜ RESSAMIN HÜZÜNLÜ DRAMI

Balıkesir’in Ayvalık ilçesinde bir dönemin ünlü ressamlarından olduğu belirtilen Hasan Hüseyin Gül, Ayvalık Belediyesine ait akaryakıt istasyonunun arkasında bulunan iskele yanındaki bataklık ve sazlık minik kumsalda yaptığı derme çatma barakada 7 yıldır açlık ve sefaletle boğuşuyor.
  Mütevazi kişiliğe sahip eski sanatçı, kimseden hiçbir şey kabul etmediği gibi şimdiye kadar devletin kurumlarından da talep etmediği için herhangi bir yardım görmemiş. Soğuk havalarda denizin kıyısında kartondan barakasında sabahın olması için dualar ettiğini söyleyen 59 yaşındaki sanatçı, yarı aç, yarı tok bir hayat sürüyor. Geçmişinin yalnızlığında gizleyen bir dönemin önemli ressamlarından olan Eskişehirli sanatçı, 36 yıl önce boşandığı ve bir daha hiç görmediği eşinden çok 36 yıldan bu yana görmediği kızı Hülya’nın hayaliyle yanıp tutuşuyor.
  Geçtiğimiz yıllarda bir yakınının söylediğine göre kızının evlendiği, 11 yaşında bir çocuğu olduğu ve İstanbul’da bir Noter’de çalıştığını anlatan Hasan Hüseyin Gül, hayattaki en büyük isteğinin biricik kızını bir kez olsun görebilmek olduğunu belirtiyor. İçinde bulunduğu koşullar gereği resimden ve sanattan kopamayan Gül, bazen balıkçı gırgırlarında bulduğu günü birlik işlerde çalışarak satın aldığı boya malzemeleriyle tablolar yapmaya gayret ediyor.
Çalıştığı balıkçı gırgırlarında çoğu zaman iyi niyeti nedeniyle tekne sahiplerinden kazık yediğini ve bu yüzden de son zamanlarda artık bu teknelerde çalışmak istemediğini vurgulayan Gül’ün yattığı yerin hemen yanında bulunan bataklık ve lağım akıntısında yoğun bir sivrisinek olması nedeniyle bedeninin sivrisinekler ve fareler tarafından adeta kemirildiği gözleniyor.
  1974 yılında Kıbrıs’ta askerliğini yapan ve Barış Harekatı’na tanık olduğunu kaydeden Gül, Yunanistan’ın Kos Adasında birkaç kilise ile Eskişehir’de 7 adet camiinin iç süslemelerinin yanı sıra kubbelerinin kabartma figürlerini yaptığını, ilçede bazı kahvehaneler ile evlerde de duvar resimleri çizdiğini belirterek, acılarını kolonya içerek unutmaya çalıştığını belirtiyor.
Ayvalık’a bağlı Şirinkent’te bulunan ünlü bir restoranın en çok ilgi gören görkemli şadırvanı ve çevre düzenlemesini kendisinin yaptığını belirten eski ressam, fırçayı eline aldığında karşısında dünyanın en büyük ressamlarına kafa tutabilecek kadar üstün yeteneğinin Allah vergisi olduğunu söylüyor.
  Şimdiye kadar yaptığı eserlerin sayısının hatırlayamayacak kadar çok olduğunu belirten Gül, çoğu tablosunu kendisine ekonomik anlamda yardımcı olanların bu iyiliklerinin altında kalmamak için onlara armağan ederek dağıttığını kaydediyor.
 
AYVALIK’TA GÜL’ÜN VARLIĞINDAN HİÇ BİR RESMİ KURUMUN HABERİ YOK
  İşin ilginci ise, yalnızlığını ve bulabilirse ekmeğini ‘Puik’ adlı bir sokak köpeğiyle derme çatma barakaya benzer kartondan barınağında paylaşan sanatçının 7 yıldan bu yana yaşadığı Ayvalık’ta hiçbir resmi kurumda herhangi bir kaydı olmadığı gibi, böylesi bir sanatçının varlığından Ayvalık’ta ki hiçbir resmi kurumun haberi yok.
  Acılarını bir nebze olsun unutabilmek için ucuz kolonya müptelası olan ressamın yaşadığı koşullar ve 80 derece alkol oranı nedeniyle zihinsel ve psikolojik sorunları da bulunurken, 59 yaşındaki adamın dramına tanık olan ve ressamın barınağın çok yakınında ki yat çekek yerinde çalışanlar Hasan Hüseyin Gül’ün inanılmaz insancıl ve yardımsever kişiliğinin olduğunu ve ekmeğini herkesle paylaşabilecek kadar da cömert olduğunu belirtiyorlar.
Geçmişte ressamlığının yanı sıra TIR Şoförlüğü yaptığını anlatan Hasan Hüseyin Gül, her şeye rağmen hayatı sevdiğini, hayatın acılarıyla bile olsa yaşanmaya değer olduğunu savunuyor. Gül, en büyük özleminin kızını ve torununu bir kez olsun görebilmek ve onların tablosunu yapmak olduğunu kaydederken, imkanı olursa yeniden resim yapmak hayaliyle yanıp tutuştuğunu söylemeden edemiyor.
 
ONURLU RESSAM AÇLIKTAN BAYILMIŞ
  Kimseden herhangi bir yardım talep etmeyen onurlu ressamın geçtiğimiz günlerde Ayvalık Şehirlerarası Terminalde açlıktan düşüp bayıldığını anlatan Yat Çekek yeri çalışanları, “Sanatın ve sanatçıların başkenti olma yolundaki Ayvalık’ta böylesi usta bir ressamın içinde bulunduğu yaşam koşullarının ilçeye yakışmadığını ve yetkililerin bu onurlu adamın elinden tutması gerektiğine dikkat çekiyorlar.