KIBRIS GAZİSİ HEMŞİRE, HAREKATI ANLATTI

KIBRIS GAZİSİ HEMŞİRE, HAREKATI ANLATTI
39 yıl önce gerçekleştirilen Kıbrıs Harekatı’na katılan 76 yaşındaki Gülten Tosun, Kıbrıs’ta yaşadıklarını anlattı. 20 Temmuz 1974 Cumartesi günü başlayan Kıbrıs Harekatı’na katılan 30’a yakın hemşireden birisi olan Gülten Tosun, harekatın 39. yıldönümünde anılarını, İHA’ya anlattı. Ankara’da ikamet eden ve tatil için Balıkesir’in Ayvalık ilçesine bağlı Altınova beldesinde bulunan Gülten Tosun, o yıllarda Deniz Hastanesi’nde görev yaptığını ve harekattan yaklaşık 20 saat önce göreve çağrıldığını söyleyerek, “Ben Kıbrıs gazisiyim. O sıralar Askeri Deniz Kasımpaşa Hastanesi Baştabipliği’nde görev yapmaktaydım. Eşim meteorolojide çalışıyordu. Üç oğlum var. Büyük oğlum Hava Harp Okulu'ndan 1974 yılında, ortanca oğlum Deniz Harp Okulu'ndan 1975 yılında, küçük oğlum ise Askeri Kuleli Lisesi'nden yine 1974 yılında mezun oldular. 1976 Ankara Etimesgut Hava Hastanesine tayin oldum. Deniz hastanesinde görevliyken, 18 Temmuz 1974 yılı perşembe günü 4 hemşire arkadaşı idareye çağırdılar. Geçici görev ile Mersin'e hareket etmek üzere hazırlanmamızı ve emri orada alacağımızı söylediler. 19 Temmuz Cuma günü sabah erken saatlerde ekip olarak Mersin'e hareket ettik. Ben Gülten Tosun ve Aysel Ekren, Ertuğrul Çıkarma Gemisi’nde, Zeynep Süngü ile İffet Şenkıl da Donatan Çıkarma Gemisi’nde görev aldık. 20 Temmuz Cumartesi günü saat 03.00'te bütün personel heyecanla bekliyorduk. Saat 05.22'de komutan harekatın başladığını söyledi. Böylelikle Kıbrıs Barış Harekatı başlamış oldu. Birinci ve ikinci çıkartmalarda görevlerimizin başındaydık. Orada Diyanet İşleri Başkanı Kur’an okudu ve görev başı yapıldı. Havacı, karacı ve denizciler vardı ve tahminim 30 kişilik bir hemşire topluluğu görevli idi. Karaya indiğimizde evler berbat durumda idi. Bütün halk, ‘İyi ki geldiniz. Yoksa hepimizi öldüreceklerdi’ diye bize söylüyorlardı. Bu arada da savaş ta, denizden, havadan ve karadan devam ediyordu. Bizim olduğumuz sağlık gurubuna bir gelişte en aşağı 150-200 yaralı geliyordu. Biz Mersin’e çok sayıda esir de getirdik. Öyle bir harekatta görev aldığım için o günlerde büyük bir gurur hissettim. O yıllarda oğlum Harp okulundan mezun olmuştu ve onun gururu da vardı. İnsanlar bizlere saldırılıyordu, saldırıyordu. ‘İyi ki, bizi kurtardınız, yoksa hiç Türk bırakmayacaklardı’ diyorlardı. Orada biz gitmeden önce biraz katliam olmuş. Ama bizler oraya gidince bunu başaramadılar. O günlerde hiç unutamadığım, Türklerin perişan haldeki evleri idi. Bir tarafları şahane, bir tarafları yıkık, döküktü. Ama şimdi her yer modern oldu ve değişti. Orada 3 buçuk 4 ay civarında kaldık. Oradan kazanarak, barışı sağlayarak döndüğümüz için büyük bir gururla geldik ülkemize. Sonradan madalyalarımızı aldık ama onlar da evimden çalındı. Madalyalarla birlikte o dönemlerde çekilmiş fotoğraflarım da çalındı. Orada çok farklı yaralılar ile karşılaştık. Bunlar anlatmak ile olmuyor. Bunları dile getirmek çok zor. Bizim mesleğimizde bazı şeyleri anlatmak çok zordur. Ancak yaşanılarak anlaşılabilir. Bir ameliyata girersiniz. Ameliyat iyi geçer ama siz onu hasta yakınına yada hastaya sonradan anlatamazsınız. Harp sırasında yaralıların yaşadıkları travmaların dışında bizler de çok travmalar yaşadık. Ama biz bile travmaların farkında olmuyorduk. Sonraki yıllarda, aynı gemide görev yaptığımız Üsteğmen Mesut bel ile karşılaştık. Sonra emekli olmuş. Bazı arkadaşlar ile buluşmalarımız çok heyecan verici bir duygudur. Ankara’dan harekata katıldığımız 4 hemşire arkadaş halen zaman zaman görüşüyoruz” dedi. Eşi yaklaşık 15 yıl önce vefat eden Kıbrıs Gazisi Gülten Tosun, yaz aylarını Altınova’daki yazlık evinde, kış aylarını da Ankara’daki evinde geçiriyor.

Güncelleme Tarihi: 22 Temmuz 2013, 02:05
YORUM EKLE
banner144
SIRADAKİ HABER