İSKENDER AZATOĞLU’NU ÇOK ÖZLEDİK
EDREMİT KÖRFEZİ’Nİ YANİ KAZDAĞLARI-MADRA DAĞI YAŞAM ALANLARINI ÖRNEK BİR “RİVİERA DESTİNASYONU” HALİNDE GÖRMEK EN BÜYÜK YAŞAM ENERJİ ARZUM VE UMUDUMDUR. İskender Azatoğlu
Edremit Körfezi’mizin tarihi, doğal güzellikleri, mitolojisine sahip çıkmayı tanıtım mücadelesini yaşam felsefesi olarak benimseyen sanatçı ve yazarlarımız niçin anma günlerinde seven dostlarının özverisiyle gerçekleştirilen günlerde milletvekillerimiz, tüm belediye başkanlarımız, STK’ lar tek vücut olarak buluşamıyorlar bunu bir türlü anlıyamıyorum.
Antandros Derneği Gülçin Cömert-Gürtad(Güre Turizm Derneği) İdaköy-Çiftlik evi- Vefalı Güre - Kaz dağları Müzesi kurucuları Murat-Uğur Bostancıoğlu kardeşlere ve Sanat –Doğa –Zeytin ve Dostlukların sesi Prof. Dr. Abdullah Soykan’a binlerce teşekkürler güzel bir anma töreni ile İskender Azatoğlu’nun ruhunu şad ettikleri için.
Benim için İskender Azatoğlu, Sebahattin Ali , Yaşar Kemal, Aziz Nesin-Necati Cumalı-Nazım Hikmet-Doğan Cüceloğlu ve Hayrettin KARACA kadar önemli ve kutsal bir dosttu. 2000 yılında körfeze yerleşip bir otomotiv sektöründe müdürlük yaparken eşi Sema hanımla beraber tanışmış ve Kazdağı mitolojisini ve Sarıkız’ı bana aşılamış ve bir çok hocamla dost oluşu nedeniyle çok sık görüşerek İdaköy çiftlik evinde kahve sohbetlerine katılmıştım.
Tüm fotoğraf sergilerime katılmış, bende söyleşilerine katılmayı özen göstermiştim. Keyfen’deki Aryalar gösterisine hayran olmuş, kanser ve araç yetersizliğinden istediği anlarda fotoğraflarımla yararlı olamadığım için hep eziklik yaşamışımdır.
1992 yılında avukatlık kariyerimi noktaladım. Ben doğayı, çevreyi, deneyimlerimi yazmaya başladım, değerli okuyucularım bana “yazar “derse belki öyle bir onura sahip olabilirim, yoksa ben kendi kendime Avukat-Yazar değerlendirmesini düşünemem ”demişti. Kazdağları müzesindeki bir imza gününde…
Prof. Dr. Abdullah Soykan hocamızın şiir gibi anlatımındaki sözcükler. 20 yıl öncesi bir Kazdağları sempozyumunda tanışmıştık. Çiftlik evi hem yuvası ve hem de yaşam alanıydı. Konuklarıyla birebir eşi Sema ile ilgilenir, onlara öz aile fertleri gibi davranırdı. Kitap yazımında önemli destek eşi Sema’nın piyona nağmeleri eşliğinde, destek olan hiçbir kurum yoktu.
Alan rehberi olarak Kazdağı’nı karış karış gezmiş, derelerinde yüzmüştür. Bilgilerini popüler hale getirip, halka Anadolu lisanına indirdi. Misafirlerine yumuşak ve soft davranır, biz egosu ile kaynaşırdı. Konuşmalarımızda daima “Hocam siz daha iyi bilirsiniz” diye cevaplardı. Sanatı düşler arası bir yolculuk olarak tanımlar bu konuda en iyi Leyla Tunç Yeltin hanımla da eserlerinin yorumunu yapar, aryalar da mitolojik incelemelerle güzel bir etkinlik hazırlamışlardı. Sözlü anlatım özellikler Dede Korkut eserlerini yücelten HOMER Anadolu dili, bilgi, ilgi projelerine katkı sağlayarak neredeyse tüm derneklere üye ve destekleyici olarak Edremit Körfezi’mizin tarihsel ve kültürel zenginliğini, mutfağını, özellikle zeytin dünyasını, doğal güzelliğini ön plana çıkartma mücadelesinde Urfa –Göbekli tepe turizm çalışmalarını örnek gösterip, bölgedeki yetkililerin ilgisizliğine üzülürdü.
Yıllardır kelimelerde kalan Aenes Rotası sonuçlanmamasına hayıflanırdı. Emine ve Hasan’ın kaderine, Sarıkız’ın acılı öyküsüne hüzünlenirken, Paris ve Helen, Aeneas ile Dido’nun izlerini doğamızın mavinin yeşile dayanışını, serin zümrüt yeşili büvetlerde yüzmenin ayrıcalığını bölgemizin Riviarasını tüm dünyaya tanıtma tutkusuyla aramızdan ayrıldı. A ma kalplerimizdeki yeri ve kitapları yaşamımızda daima var olarak sevgi ve özlemle anıyoruz….Bu arada son kitabı Mitokurgu Uzun masal “BEŞ KENTİN ÖYKÜSÜ” kitap satışından elde edilecek gelirini de Havran-Fazlıca köyü ilk okul öğrencilerine bağışlamıştır.
ESERLERİ….Kazdağı Dünü Bugünü (Resimli,haritalı,kitapçık) Erguvan Kenti Troya,nın acı öyküsü (2004) Liberto-Troya,nın Acı Öyküsü (2013) HOMER Anadolu Diliyle Konuşuyor (2013) Nevaterya (yeni ülke)Üçlemesi 2016) ASSOS’TAN AYVALIK’A DOĞA KÜLTÜR GEZİ REHBERİ(2011-2018-2020) Şöylesi Müzik dinletisi ile noktalanmıştı, Gitar-Yağız Tuncay- Flüt-Emre Tezcan ikilisi büyük beğeni toplamıştı. (Haşmet Demirbil)
