Fabrikanın etrafındaki zeytinlikler ve diğer ağaçlar kurumuş ya da hastalanmış durumda.
Hisselerinin yüzde 40’ı Sabancı Holding’e, yüzde 40’ı çokuluslu sermayeye sahip Alman Heidelberg şirketine, yüzde 20’si halka arz olan Fabrika, diğer yandan 3 adet yeraltı kuyularından su çekerek bölgenin suyunu tüketiyor. Üretiminin yarısını yurtdışına satan Fabrika’ya 2006’dan bu yana hammadde sağlayan Bozalan Ocağı ile köylerin etrafı çöle çevrilmiş durumda. Ocak, patlatmalar ile tozumaya ve yeraltı ve yerüstü su kaynaklarının yer değiştirmesine, kirlenmesine neden oldu ve hala faaliyetine 2006’da aldığı “ÇED Gerekli Değildir” kararı ile devam ediyor. AkçanSa şimdi de Derbentbaşı-Çamlıca köyleri arasında yer alan şist ocağının kapasitesini 50 kat artırmayı hedefliyor.
Yerleşim yerlerine bu denli yakın olan ocağın 800 m. yakınında zeytinlik var. Ayrıca, Kara Dere de ÇED alanı içinde kalıyor. Derbentbaşı ve Çamiçi köyleri arasında tam 7 adet antik yerleşim yeri var. Bu antik yerleşimlerden birisi “Çanakkale Kültür Envanteri” başlıklı Çanakkale Valiliği Raporu’na göre taş ocağı tarafından tahrip edilmiş durumda.
Derbentbaşı Ocağı etrafında halen çalışmakta olan çok sayıda, taş, kırmataş, mermer, şist, kil ocakları yer alıyor. 1. Derece Doğal Sit alanı olan ve zengin bir flora ve faunaya sahip olan, çok sayıda kuş türüne ev sahipliği yapan Araplar boğazı bu ve Karamenderes Irmağı da ocaklar nedeniyle tehdit altında. Taş ocaklarının ve Akçansa’nın faaliyetlerinin yeraltı sularını tüketmesi nedeniyle, Çanakkale yöresinin önemli tarım alanı olan Batak Ovası ciddi anlamda su kıtlığı çekiyor. Köylüler isyanda.
Dünyaca önemli Truva antik kenti ve Milli Parkı da bölgeye çok yakın.
Tarımdan umudunu kesmiş yöre köylülerine yarattığı istihdam nedeniyle herkesin susturulduğu Ezine ve köylerinde, fabrikanın neden olduğu hastalıklar konusunda her hangi bir araştırma da yok. Köylüler sağlıklarından olsa da fabrikanın sağladığı istihdama mahkum bırakılmış durumda. Avrupa kendi ülkelerinde kirli bir sektör olan çimento sanayiini istemeyip bizim gibi ülkelere gönderirken, Türkiye kendi tarımını bitirmeyi, doğayı tahrip etmeyi, yeraltı varlıklarını yoketmeyi, suyunu bitirmeyi, halkının sağlığını riske atmayı göze alarak Avrupa’nın ihtiyacını karşılıyor.
AkçanSa’nın kapasite artışı ile daha fazla ekolojik tahribata yol açmasının önüne geçebilmek için Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği ve dört yurttaş olarak Derbentbaşı Şist Ocağı için verilen “ÇED Olumlu” kararının iptali için davamızı açmış bulunmaktayız. Avukatımız Ali Furkan Oğuz’a çok teşekkür ederiz.
Yorumlar
Kalan Karakter: