
Her gün elinize gelen gazeteyi hazırlayan insanların olaya nasıl baktıklarını göstermesi bakımından ilginç olabilir.
Birinci sayfayı hazırlamak üzere masaya oturmaya hazırlandığımız dakikalarda AKP kulislerinden haberler düşmeye başladı.
AJANSTAKİ İFADE
AKP, zina konusunu yeniden gündeme getiriyordu.
‘Zina' kelimesini kaldırıp yerine ‘cinsel sadakatsizlik' kavramını koymayı düşünüyorlarmış.
Ben ‘Olmaz böyle şey' diyerek tepkimi gösterdim.
Haber Koordinatörümüz Enis Berberoğlu gülerek ‘Ama oluyor' dedi.
O sırada Yazı İşleri Müdürümüz Doğan Satmış, ekranda haber ajanslarının bu haberi verip vermediğine bakıyordu.
‘Bakın AP bu haberi nasıl vermiş' dedi.
Dünyanın en büyük iki haber ajansından biri olan AP, gelişmeyi şöyle duyuruyordu:
‘Türkiye'de İslami kökenli iktidar partisi, zinayı ceza kanununa sokma konusunda ısrarlı.'
Evet, AKP'nin başına ‘İslami kökenli' ifadesi yerleşmişti.
Tabii hepimiz ‘cinsel sadakatsizlik' kelimesine takıldık.
Çoğumuz şu görüşteydik:
‘Cinsel sadakatsizlik kavramı, zinadan daha kötüydü.'
Neden derseniz, cevabı basitti:
Çünkü bu daha muğlak, daha belirsiz bir kavramdı.
Ben bir gün önce yazdığım yazıdan dolayı, kendimi müthiş aldatılmış hissediyordum.
Çünkü AKP ile CHP'nin uzlaşmasını övmüş ve bunu ‘pozitif işbirliği' örneği olarak göstermiştim.
Herhalde sadece ben değil başkaları da aynı duyguyu yaşıyordu.
Mesela Avrupa Birliği'nde, Türkiye'nin önünü açmak için bizden fazla çaba harcayan insanlar...
SİYASİ ZİNA
Onlar da daha bir gün önce bu uzlaşmayı öven açıklamalar yapmışlardı.
Nitekim Brüksel büro temsilcimiz Zeynel Lüle, orada gerçek bir infialin yaşandığını anlatıyordu.
Ertesi gün Avrupa'da çıkacak gazetelerdeki başlık ve yorumları tahmin etmeye çalışıyorduk.
İşte bu hava içinde manşetimizi oluşturmaya çalışıyorduk.
İlk öneriyi ben yaptım:
‘Siyasi zina...'
Bununla AKP'nin, iki gün önce CHP'yle yaptığı anlaşmaya ihanet ettiğini anlatmak istiyorduk.
Başyazarımız Oktay Ekşi itiraz etti.
‘Maksadını aşan, ağır bir ifade olur' dedi.
CEMAAT BASKINI
Bunun üzerine AKP'nin getirdiği ‘cinsel sadakatsizlik' kavramından hareketle ‘Siyasi sadakatsizlik' manşeti üzerinde konuştuk.
Bu içimize daha çok yatmıştı.
Gerçekten de AKP'nin yapmak istediği şey, CHP ile yaptığı uzlaşmaya sadakatsizlik anlamına geliyordu.
AKP'nin bu tavrının neden kaynaklandığını tartıştık.
Bir gün önce ‘cemaat'ten bazı kişilerin Meclis'e gelip baskı yaptığı iddiaları vardı.
Bir ara ‘Cemaat baskını' manşetini düşündük.
Ancak bu manşeti destekleyecek somut bilgi yoktu.
Elimizde sadece Çanakkale'den gelen bazı kişilerin yaptığı görüşmelerle ilgili genel bilgi vardı.
Ama ne konuştuklarını öğrenememiştik.
Ortada inanılmaz bir siyasi kargaşa vardı.
Anlamadığımız nokta şuydu.
AKP, cemaatlerin etkisindeki tabanından zina konusunda gelen baskılara direnemiyordu. Ama o zaman AKP'ye şu sorulmaz mıydı:
‘Aylarca gösteri yapan şehit analarının istekleri, zinanın suç olmasını isteyen cemaatlerin talebinden daha mı önemsizdi?'
AKP, şehit analarının bütün baskısına rağmen idam cezasını kaldıran, dolayısıyla Apo'yu ipten kurtaran kanuna destek vermişti.
Doğru da yapmıştı.
Çünkü bütün bunlar, Türkiye'de iç barışı sağlayacak ve Avrupa Birliği yolunda yürümemizi hızlandıracak cesur kararlardı.
Şehit analarına direnebilen AKP, cemaatlere niye direnemiyordu?
İşte birçok Avupalının kafasında soru işaretine yolaçan çelişki buydu.
ŞİMDİLİK BUZDOLABINDA
Zina konusu şimdilik buzdolabına kondu.
Ama AKP'lilerin şunu çok iyi bilmesi gerekiyor.
Bu davranışları ile Avrupalıların kafasında da ‘Takiyye' şüphesini doğurdular.
İnşallah bu şüphenin bedelini Avrupa Birliği projesinde ağır bir yara alarak ödemeyiz.
Yorumlar
Kalan Karakter: