Çocuklardan yaşlılara kadar her yaş grubunda görülebilen bu kırıklar; düşme, trafik kazaları, spor yaralanmaları ya da direkt travmalar sonucunda oluşur. Dirseği oluşturan üç kemikten herhangi birinde — humerus, radius veya ulna — meydana gelen kırıklar, hem ağrı hem de fonksiyon kaybıyla kendini gösterir. Dirsek kırıkları, yalnızca kemik yapıları değil, çevresindeki bağ dokular, damarlar ve sinirler için de ciddi risk oluşturur. Bu nedenle, doğru tedavi ve rehabilitasyon süreci büyük önem taşır.
Kırığın şiddetine ve yerine bağlı olarak cerrahi ya da cerrahi olmayan tedavi yöntemleri tercih edilir. Basit çatlaklar alçı veya atel ile tedavi edilirken, parçalı veya yer değiştirmiş kırıklarda cerrahi müdahale gerekebilir. Cerrahiden sonra ise iyileşme sürecinin en önemli parçası rehabilitasyondur. Rehabilitasyonun temel amacı; eklem hareket açıklığını geri kazanmak, kas gücünü artırmak, ağrıyı azaltmak ve bireyin günlük yaşam aktivitelerine dönüşünü sağlamaktır.
Fizik tedavi programı, genellikle kemiğin kaynaması sürecinin tamamlanmasından hemen sonra başlar. Bu süreçte öncelikle pasif hareketler uygulanarak eklemin sertleşmesi önlenmeye çalışılır. Zamanla aktif egzersizlere geçilerek, kasların yeniden güçlenmesi hedeflenir. Dirsek eklemi, bükme-açma ve dönme hareketlerini birlikte yapabilen bir yapı olduğu için tüm bu hareketleri kapsayan çok yönlü bir egzersiz programı hazırlanır. Özellikle triseps, biseps ve ön kol kaslarının esnekliğini ve gücünü destekleyen çalışmalar önemlidir.
Rehabilitasyonun diğer bir önemli ayağı ise fiziksel ajanların kullanımıdır. Ağrıyı ve ödemi azaltmak amacıyla soğuk uygulamalar, elektroterapi, TENS ve ultrason gibi yöntemler kullanılabilir. Manuel terapi teknikleriyle eklem mobilitesi artırılırken, denge ve koordinasyonu geliştiren egzersizlerle dirseğin fonksiyonel kapasitesi desteklenir. Tüm bu süreçte fizyoterapistin gözetimi ve bireysel ihtiyaçlara göre uyarlanan bir program, tedavi başarısını doğrudan etkiler.
Unutulmamalıdır ki, dirsek kırıkları yalnızca kemiğin kaynamasıyla son bulmaz. Eklem sertliği, kas zayıflığı, ağrıya bağlı hareket kısıtlılığı gibi sorunlar, tedavi sonrasında da uzun süre devam edebilir. Bu nedenle rehabilitasyon süreci ihmal edilmemeli, sabırla ve disiplinle yürütülmelidir. Özellikle ileri yaşta olan bireylerde, osteoporoz gibi eşlik eden durumlar iyileşme sürecini uzatabilir; bu nedenle kırık sonrası bakım multidisipliner bir yaklaşımla ele alınmalıdır.
Dirsek kırıkları sonrası fizik tedavi ve rehabilitasyon, bireyin yaşam kalitesini belirleyen temel bir unsurdur. Doğru uygulanan rehabilitasyon programı sayesinde hem hareket kabiliyeti geri kazanılır hem de ileriye dönük komplikasyonların önüne geçilir. İstenilen, olması gereken açılarda eklem hareketleri sağlanır. Sağlıklı bir iyileşme süreci, bilinçli bir takip ve uzman desteği ile mümkündür.
Dr. Fzt. Özden CERTEL
Yorumlar
Kalan Karakter: