Deprem Felaketi Yandaş Yazarları Hizaya Getirdi

Getirdi ama siyasetçileri bir nebze olsun sağduyulu yapamadı… Onun için siyaset arenasından nefret ediyorum. Oldum olası bu duygum değişmedi…

Kızılay’ın ÇADIR satma işi, gündeme oturduğu anda yandaş yazarlar bile bu olayı tefe koydular.

Mesela, SARAY’a en yakın köşe yazarı ve Hürriyet Gazetesinin Genel Yayın yönetmeni 28 Şubat Salı günü köşe yazısının başlığını “FELAKETİN TAM GÖBEĞİNDE ÇADIR SATMAK DA NEDİR?” şeklinde atıp yazısına şöyle devam etmiş.

“Kızılay’ın KIZILAY Çadır Ve Tekstil isimli bir şirketi var. AHBAP, depremin üçüncü günü bu şirkete başvurmuş, şirket te yurt dışı için üretilen 2 bin 500 tanesini maliyetine AHBAP’a satmış. Dedikten sonra devam ediyor A.Hakan “ Afet büyük 11 ilde perişanlık var. Enkazlardan canlar kurtarılıyor. Bunun için acil çadıra ihtiyaç var. Millet perişan. Göz gözü görmüyor. Böyle bir ortamda Kızılay’ın çadır şirketinin kendisinden çadır isteyen AHBAP’LA, ver parayı al çadırı ilişkisine girmesi yadırgatıcı. Böyle bur durumda eldeki tüm çadır stoklarının acilen deprem bölgesine gönderilmesi gerekmez mi? 2 bin 500 çadır neden elde tutuluyor ki? Ülke yüzyılın en büyük depremine maruz kalmış, yurt dışıymış, stokmuş. Hiç bakılmaz acilen deprem bölgesine sevk edilmez mi? Para ilişkisine girilmesi de neyin nesi?

Hal böyle iken AKP’nin ileri gelen siyasetçileri hiç böyle bir şey olmamış gibi tavır takınmaları, üstüne üstlük neredeyse AHBAP’a çamur atma gibi poz vermeleri benim bu siyaset arenasından neden nefret ettiğimin kanıtıdır. Kızılay Genel Başkanının 300 bin küsur maaş alması bile abesle iştigal.

Bu kurumun Türk halkı yıllar boyu üzerine titrediği bir kurumdu, şimdi bu tür uygulamalarla halk uzaklaşıyor.

Madem bu kadar büyük bir kuruluş, madem 11 şirketi var, EDREMİT DEVLET HASTANESİ BÜNYESİNDE KAN MERKEZİ KURUN DEDİĞİMİZİ ZAMAN NEDEN PARADAN BAHSEDİYORSUNUZ?

Ayda bir iki kez Edremit’e gelen KAN TOPLAMA aracının topladığı kanlar belki de halka parayla satılıyordur. Ee hal böyle olunca elbette kuşku duyacağız…

************

DEPREM VE İSTANBUL

Konu deprem. Konu insan hayatı. Konu kol kola olmak. Yer bilimci akademisyenler devamlı İSTANBUL ‘u işaret etmekteler. Hal böyle olduğu halde, bu konuda siyaseti kenara koymak gerekmez mi?

Devlet her türlü günü gün etmek için bazı hareketleri de kenara bırakıp, rozet gözetmeksizin İSTANBUL için kolları sıvaması gerekir. Soylu “BİZ İstanbul’a hazırlık yapıyorduk” dedi ya. Fay bu sağ gösterir sol vurur. Haber gönderiyor dünya ağır sıklet boks şampiyonu, “gel ringe çık hesaplaşalım” diyor. Ama rakip bulamıyor kendine. 16 milyon insan yaşıyor İstanbul’da yani YUNANİSTAN’ın nüfusundan çok fazlası… Erdoğan geçtiğimiz yıllarda bir özeleştiri yapmış “İSTANBUL’a ihanet ettik” demişti. İhaneti aşmış durumda İstanbul ihmalkarlığı…

***********

DÜŞÜNCENİN BİTTİĞİ YER

“Başkan YÜCEL YILMAZ, Malatya’da ayak basmadığı yer bırakmadı”

By. Edremit yerel gazeteleri

Bizden not: Duyarlılığı elbette alkışlanır. Ancak SULAK ARAZİ üzerinde kurulu olan AKÇAY’ da ayak basmadığı sokak kalmasaydı keşke. Haa bi de dillere destan, bataklık SULAK ARAZİ OLAN VE İMARA AÇMA için çaba sarf ettiği DALYAN’ı da es geçmeseydi.

*************

BÜYÜTEÇ

Altınkum’da yollar yenileniyor. Bir de İKİZÇAY’A UĞRASALAR, ARAÇLAR HER GÜN RENK DEĞİŞTİRİYOR.

…………………………….

ÇÜŞ

Veliler okula gidip, “BİNA SAĞLAM MI?” DİYE SORABİLİRLERMİŞ. Komik yav komik. Yoğurtçu yoğurdum ekşi der mi? Sormaya kalksan Milli EĞİTİMİ Müdürü’ne sorun yanıtı alır veliler. Müdür mimar mı, Mühendis mi? Jeolog mu? GEÇ Bİ KALEM.

………………………………..

KULAĞINIZDA KÜPE OLSUN

Susma, sustukça sıra sana gelecek.

Halk jargonu

………………………………………………..

HODRİ MEYDAN

Soylu. İçişleri bakanı. Halkı sakinleştirmesi, birleştirmesi gereken bir makamın başında. Başlıktaki söylemi yani HODRİ MEYDAN cümlesi tam tersi. Bu halkı daha da agresifleştiren bir hitap tarzı. Dünyanın her ülkesinde halk iktidarı istifaya çağırır. Çağırma hakkını kendinde saklı tutar. Tutar çünkü, OY VERİP İŞ BAŞINA GETİREN HALKTIR…

……………………………………..

28 ŞUBAT

Trişkodan mambo…

**************

ENKAZ VE PARA

Deprem bölgesinde ENKAZ kaldırma işlemleri ihale edilerek bazı şirketlere verilmeye başlanmış. İlk ihaleyi ERZURUM’DA KAYAK MERKEZİ YAPAN VE BİR YIL SONRA ÇÖKEN TESİSİ YAPAN firmaya verilmiş. Eee demek ki bu firma ENKAZCI. Başka anladığı konu olmamalı. Neyse, ENKAZ KALDIRMA dedik ya, BU İŞ İÇİN DEVLETTEN YÜKLÜ PARA ALACAK. BİTMEDİ. Enkazda bulunan;

-DEMİR

-ÇELİK

-PWC

-PLASTİK

-KABLO

-PENCERE PERVAZLARI

-KAPILAR

Bütün bu ENKAZ MALZEMELERİNİN satışından da para kazanacak. Bunlar, BONUS yani…

************

BURASI BİR İLİM İRFAN YUVASI HAA !

Zonguldak BÜLENT ECEVİT Üniversitesi yönetimi Depremzedelere kahvaltı vermiş. Sözcü gazetesinde devasa iki fotoğrafla geçildi bu haber, hemi de manşetten. Protokol masada, depremzedeler yerde yiyorlar. ASPARAGAS haber değil. Çift fotolu. Ben yıllardır yazıp dururum halka inilmez, halka çıkılır diye. Siyasetçilerden bulaşmış olacak ki İLİM İRFAN yuvası da aynı cahilliği uygulamakta… Gönül isterdi ki, Üniversitenin zirvesindeki yöneticilerde bağdaş kurup yerde kahvaltıya eşlik etselerdi. Ama ne yazık ki ülkemizde bir koltuk ver, gerisini merak etme sen. Mesela, vekil beyler. Kim seçip onları Ankara’ya “git benim işlerimi takip et” diyor? Halk değil mi ama kazın ayağı öyle değil. Vekil mazbatasını alır almaz, burunları Kafdağı’na kalkıyor.

*************

PLAN YAPIYORUZ

Program yapıyoruz… Pilavı bile herkes yapamaz. Bu işin raconu vardır. Pirinci iyi seçeceksin. Yıkama işlemi var. Ateşi iyi ayarlayacaksın. Et suyu ile mi, tavuk suyu ile mi artık bilem, pirinç pelte gibi olmayacak, diri diri gelecek sofraya değil mi ya? Ülkemizde plan, program yapıyoruz diyenlerde aynen böyle. İşin mutfağında pişmemiş bürokratlarla bu işi yaparsan çarşafa dolanırsın, paracıklar da havaya uçar. Her şeyi ben bilirim hikayesi yüzünden neler geldi başımıza neler geliyor hayatımıza. Topla etrafına siyaset dışından bilim insanlarını, hem paradan tasarruf edersin, hem hizmetten. Ülke yaz boz tahtasına döndü… Öğretmen emekli oluyor ardından vekil. Yahu öğretmen ne anlar ekonomiden, imardan, fenden, tıptan…

YORUM EKLE