“Kumar Günah Mı?”

Bilindiği üzere kumar oynanan mekânlar polis tarafından basılır, oynayanlara ve oynatanlara bi güzel para cezası kesilir… Değil mi? Evet aynen öyle.

Bu konu hem yasağa giriyor, hem yasağa değil mi? Aynen öyle. Bu konuda çok sevdiğim ve sık kullandığım bir söz var.. ”GÜNAH YASAK OLDUĞU İÇİN IZDIRAP VERMEZ, IZDIRAP VERDİĞİ İÇİN YASAKTIR.” Bu konudaki yazımın devam pazartesi günü bu köşede. Lütfen randevuyu es geçmeyelim. Bugün günlerden cumartesi. Ciddi olunması yakışmaz.

Bir gün EFLATUN, öğrencilerinden birini kumar oynarken yakalamış. Ve şiddetle azarlamış.

Talebesi

-İyi ama çok az parayla oynuyordum

Eflatun

-Beni seni kaybettiğin para için değil, kaybettiğin zaman için azarlıyorum.

Kıssadan hisse

**************

Günümüz Türkiye’sinde ciddiye alınacak konu var ama bir konunun sonucu olur. Bizde tam tersi sonuca varmadan başka konuya geçilir. Yenisin alacağımdan eskisinin hükme yoktur hesabı. Neyse biz bakalım Cumartesi dalgamıza

· Benimle dans etme bildiklerini unutursun

· Üstada sormuşlar kırılan kalp, bir daha sever mi? Sever demiş. Peki sen kırılan bardaktan su içer misin? Sende kırıldı diye sudan vazgeçer misin?

· Seçimler, bir şey değiştirecek olsa yapılmazdı.

· Aç tavuğa darıyı, aşırı solcuya parayı, aşırı dinciye karıyı göstermeyeceksin

· Çok zenginim valla, otobüsten inerken şoför kapıyı açıyor…

· Kadını ağlattıktan sonra, kendini ateşe atan tek varlık soğandır

· İnsanoğlu, topraktan karılmıştır. Dikkat et bir gün çamurlaşabilir

· Beni çekemeyen anten taksın. Parası olan uydu alsın. (Ulaştırma bakanına yakışır bu söz)

Sovyetler birliği ayakta olduğu dönemlerde, KGB’ye bir ihbar gelir…

-Komşum Salamon, bir haindir. Devletten elmaslarını saklamak için onları odunluktaki odunların içine yerleştirdi.

Ajanlar hemen baskın yaparlar, odunları tek tek keserler bakarlar iki gün odun parçalamaktan yorgun düşerek geri dönerler.

Samon’u telefonla arayan MOİZ

-KGB geldi mi?

-geldi

- Odunların hepsini parçaladılar mı?

-Evet

-Sıra sende şimdi ön bahçenin çapalanması gerekiyor?

**************

ÇAY İÇMEK

Dostlarla içilen çayın keyfine diyecek yoktur… Bir Amerikalı, bir Rus ve bir Suriyeli cafede oturmuşlar sohbet ederek çay içiyorlar. Amerika’lı çayı bitirince bardağı havaya atmış ve tabancasıyla bardağı havada parçalamış

-Bizde, bardak çok ucuzdur aynı barakla ikinci çayı içmeyiz.

Biraz sonra Rus da çayını bitirmiş, o da aynı hareketi yaparak tabancasıyla bardağı havada parçalamış.

-Bizde bardak yapılan toprağın hammaddesinde fazlaca var. Aynı bardakla içmeyiz.

Suriye’li de çayını bitirmiş ve tabancasını çekerek Amerikalı ve Rus’u ÖLDÜRMÜŞ

-Bizde, bunlardan çok var demiş.

**************

KARA CUMA

Ucuzluk yani. Ülkenin birinde başbakan, yardımcısıyla beraber caddelerde dolaşmaya çıkmışlar. Bir büyük mağazanın önünde durmuş başbakan. Pantolon 30 $, MONT 40$, gömlek 10 $ falan.

Yardımcısına dönmüş:

-Ülkem ne kadar ucuz değil mi bak fiyatlarla muhalefet bizi eleştirmeye utanmıyor

Yardımcısı

-Aman efendim bu mağaza konfeksiyon mağazası değil temizleme dükkanı.

Demek ki sadece çarşı Pazar fiyatlarında haberi olmayan sadece biz değilmişiz.

**************

ÇARŞI PAZAR DEYİNCE ÖZAL’I ANMAMAK OLMAZ

İnönü’nün çok zayıf deri kemik olması konusunda sohbet esnasında şöyle demiş

-Yahu Sayın İnönü yurt dışına çıktığında Türkiye’de kıtlık var zannedecekler

Sohbette bulunan bir siyasetçi bunu bir iki gün sonra İnönü’ye aktarır.

İNÖNÜ

-Sayın Özal da yurt dışına çıktığında oradakiler Ülkemizdeki KITLIĞIN sebebini anlarlar.

*************

DÜŞÜNCENİN BİTTİĞİ YER

“Bu bir FON değil resmen PONZİ”

By: Gazeteler

Bizden not: Allah aşkına bilmediğimiz bir şeyi yazın be kardeşim.

…………………………………..

ÇÜŞ

40 BİN ÖĞRENCİYE ÖZEL OKUL DESTEĞİ. Duy da inanma.

Sen bırak özeli falan da resmisine bi bak…

…………………………

BÜYÜTEÇ

Akçay’ın savaştan çıkmış halini düzeltmek bakalım kime nasip olacak?

………………………………

KULAĞINIZDA KÜPE OLSUN

Sağır duymaz uydurur

ATASÖZÜ

***************

SORUN VE SORUN

Sorun, sorun üstüne binmezse severim ben o sorunu… Ahan da bi kişi gösterin dünyayı cebine koyup göçeni. Bulamazsınız.

Hayyam ne güzel yazmış bir rubaisinde…;

Ey kör, bu yer, gök, bu yıldızlar boştur boş

Bırak onu bunu da gönlünü hoş tut hoş

Şu durmadan kurulup, dağılan evrende

Bir nefestir alacağın, o da boştur boş.

Bu rubai. Gözü doymayanlar için güzel bir öğüt aslında. Paraya, mevkiye, bencilliğe doymayanlara ne güzel bir nasihat. Ama bu konu edilen kişiler ne okurlar, ne nasihat dinlerler…

Bir de, kendini değişken pazarlayan tipler vardır. Çalar çırpar, bardan bara gezer ama bunları şehir dışında yapar. Döndüğünde piru pak olarak satar kendini. Hayyam bu tipler içinde döktürmüş rubaisini

Şeyh fahişeye demiş ki UTANMAZ KADIN

Her gün sarhoşsun, onun bunun kucağındasın

Doğru demiş fahişe, ben öyleyim ya sen?

Sen bakalım şu göründüğün adam mısın?

YORUM EKLE