İkinci Dünya Savaşı’nda İtalya ve Almanya’nın işgal ettiği ve bu nedenle 1946’ya kadar açlık ve kıtlıkla boğuşan Yunanistan’a,kendisi zor durumda iken yardım elini uzatan ilk ülkenin Türkiye olduğunu eminimki çoğumuz hiç duymadı.Nedeni bilinmez ama tarih kitaplarında bu bilgilere rastlanmaz.Yüksek öğrenimde bile Tarih dersimiz vardı,ancak bu tür bilgilere ne yüksek öğretim ne de orta öğretim tarih derslerinde rastlamadım.üniversitelerin Tarih kürsülerinde,araştırma enstitülerinde,
Biz konumuza dönelim..

1940 Ekiminde Yunanistan, İtalyan ordusunun saldırısı ile kendini II. Dünya Savaşı'nın ortasında buldu. Almanlar'ın da desteğini alan acımasız Mussolini kuvvetlerine karşı Yunanlılar ancak 6 ay direnebildi.
Naziler, barış zamanında dahi topraklarında yetişen ürünlerin yiyecek ihtiyacını karşılamaya yetmediği Yunanistan’ı işgale, yiyecek stoklarına el koyarak başladı. Avrupa'da ilerleyen Alman ordusuna gereken kumanya için buğday depoları, mandıralar, çiftlikler, süratle yağmalandı.
Birkaç ay içinde açlıktan ölümler başladı. Bir lokma ekmeğe muhtaç kalan Yunan halkı, çaresizlik içindeydi. Sivil halkın yaşadığı bu dehşet günleri uzun sürecek ve Yunanistan, savaş süresince 100.000’den fazla kişiyi, bu felakete kurban verecekti.
Aynı günlerde Türkiye'de de kıtlık yaşanıyordu. Tarımda çalışabilecek nüfusun büyük bölümü savaşın başlarında askere alınmış, yiyecek stokları, olası bir savaş ihtimaline karşı, orduyu beslemek üzere ayrılmıştı. Buna rağmen Türk halkı, komşu ülkede yaşanan büyük açlığı anlatan haberleri dikkatle takip ediyor, bir an önce bir şeyler yapmak istiyordu.
Sonunda İsmet İnönü, 20 yıl önce topraklarından attığı düşman ordusunun halkına yardım etmek için alınan karara imza attı. Yunanistan'a dostluk elini uzatan ilk ülke Türkiye olacak, yurt çapında başlatılan kampanya ile komşuya yiyecek ve ilaç gönderilecekti. Kızılay büyük bir özveriyle yurt genelinde yardım topladı,yardım kampanyasını organize etti.Herkes dişinden artırdığı birkaç lokmayı yardım merkezlerine bırakıyor, yiyecek paketleri İstanbul limanına taşınıyordu.
Hükümet, yardımları Yunanistan'a götürmek üzere, Tavilzade şirketinden 1882 yılı yapımı 2400 tonluk KURTULUŞ adlı bir kuru yük gemisi kiraladı.
Kurtuluş Gemisi,13 Ekim-28 Aralık 1941 günleri arasında İstanbul’dan Pire Limanına beş sefer yaptı.Her seferinde 2.000 tona yakın gıda maddesi ile ilaç taşıdı.Yunan hükümeti memnuniyetlerini ifade için Atina’nın bir caddesine Kurtuluş adını vereceklerini açıkladı.Altıncı seferine 18 Şubat’ta çıkan Kurtuluş,kötü hava koşulları nedeniyle 20 Şubat,ı 21 Şubat’a bağlayan gece sabaha karşı Marmara Adası açığında kayalıklara çarparak karaya oturdu ve bir süre sonra battı.34 mürettebat kendi imkanları ile kurtularak Marmara Adası Pulatya Köyüne sığındılar.Kurtuluş’un batmasıyla yardımların gönderilmesi altı ay aksadı.
Ancak Türkiye, konuya olan hassasiyetini korudu ve gıda yardımlarını Dumlupınar gemisiyle sürdürdü.Dumlupınar Yunanistan’a 10’u aşkın sefer düzenleyerek yaklaşık yaklaşık20 tona yakın gıda malzemesi taşıdı.Dumlupınar’ın yanısıra Tunç,Konya,Aksu,Güneysu gemileri de Yunanistan’a gıda yardımı taşıdılar. Türkiye’nin Yunanistan’a yaptığı yardımlar Yunan yetkililerce de memnuniyetle karşılandı.Yunan Başvekili Tsuderos, Kahire radyosunda Yunanistan’a ve Yunan milletine hitaben yaptığı açıklamada Türkiye’nin yardımları için şükranlarını ifade etti.

Zor zamanda Türkiye’nin yanısıra savaşta tarafsızlığını koruyan İsveç ve İsviçre’nin de Yunanistan’a gıda yardımı yaptığını görüyoruz.
Bu ülkeler ülkelerinden gıda yardımı taşıdığı gibi Suriye,Mısır,Avrupa ülkeleri,hatta Kanada’dan Yunanistan’a buğday taşıdılar.Türkiye Kızılay’ı da İsveç gemilerini kiralayarak Yunanistan’a gönderdi.Yunanistan’da 1944’te işgalin sona ermesiyle açlık ve kıtlık sona ermedi,1946 sonlarına kadar devam etti ve Türkiye 1946 sonuna kadar yardımlarını sürdürdü.Yunan anakarasının yanısıra adalardaki halk da açlıktan kırıldı.Yunan adalarına daha çok İzmir ve Marmaris limanları ile tüm Ege sahillerinden küçük tonajlı tekneler ve takalarla yardım ulaştırıldı.Türkiye’nin 50.000 ton gıda ve ilaç yardımı en az 500.000 Yunan vatandaşını ölümden kurtardı.
YUNANLI ÇOCUKLARIN TÜRKİYE’YE GETİRİLMESİ TASARISI
Yunanistan’da gıdasızlıktan kaynaklanan ölümler ve hastalıklardan en çok etkilenen kesim çocuklardı. Yaşanan bu insanlık dramı karşısında Kızılay’ın attığı önemli bir adım Yunanistan’dan getirilecek bazı çocukların bakımlarını üstlenmek istemesi olmuştur. Kızılay, yaptığı temaslar neticesinde yaşları 13-16 arasında değişen 1.000 kadar çocuğun Türkiye’ye getirilmesini kararlaştırmış ve Yunan makamları bu istek karşısında minnetlerini bildirmişlerdir.Çocukların Türkiye’ye getirilmesinin Dumlupınar’ın ikinci seferinde olması planlanmıştır. Ayrıca, İsveç vapurlarıyla Suriye, Mısır’a çocuk nakledilmesi ve demiryolu ile İsviçre’ye de gönderilmesi düşünülmekteydi.Yunanistan’dan seçilecek 1.000 kişilik çocuk kafilesinin Dumlupınar’ın Mart ayındaki seferinde getirilmesi ve daha sonra ikinci bir çocuk kafilesinin de gelmesinin söz konusu olduğu belirtildi. Bununla beraber bu teşebbüs Dumlupınar’ın ikinci seferinde gerçekleşmemiştir. Kızılay ise kendi hazırlıklarına devam etmiştir. Yapılan açıklamada çocukların barındırılması için İstanbul ve İzmir’de yer arandığı, çocukların toplu bir halde okutulacağı ve beslenme-barınmalarının sağlanacağı bildirilmiştir.Bir süre sonra çocukların barınacağı şehirlerden İzmir seçeneği gündemden düşmüştür. Çünkü İstanbul’da Baltalimanı’ndaki Eski Balıkçılık Enstitüsü binasının ihtiyacı karşılayacağı düşünülmüş ve binada tadilât başlatılmıştır. Çocukları manevi evlat edinmek isteyenlerin veya harp sonuna kadar bakmak talebinde bulunanların başvurularının kabul edilmeyeceği açıklanarak, dünyanın siyasî manzarası düzelinceye kadar Yunanlı çocukların Kızılay’ın muhafazası altında misafir olacakları ifade edilmiş ve binadaki tadilât biter bitmez Dumlupınar vapurunun çocukları Kızılhaç’tan teslim alarak getireceği vurgulanmıştır.Daha sonra konuyla ilgili başka bir duyuru çocukların getirilmesi vazifesi için özel olarak Erzurum adlı vapurun seçildiği şeklindeydi. Çocukların barındırılacağı Balıkçılık Enstitüsü olarak bilinen Baltalimanı’ndaki Damat Ferit Paşa yalısının bakım çalışmalarının 15 Haziran’a kadar bitirilmesi planlanmıştır. Bu çalışma biter bitmez Erzurum vapuru çocukları Yunanistan’dan getirecekti. Kızılay atölyelerinde ise hummalı bir faaliyet devam ediyor, bina ve çocuklar için gerekli eşyalar diktirilerek hazırlanıyordu.
Bu hazırlıklar sürerken Yunan Kızılhaç Başkanı, Kızılay cemiyetine müracaat ederek lisan, muhit ve aileden ayrılma bakımlarından çocukların ülkelerinden çıkmalarının sıkıntı yaratacağını belirtmiş ve bunun üzerine projeden vazgeçilmiştir.
SON SÖZ
Türkiye, savaş esnasında elinden gelen bütün imkânları kullanarak Yunanistan’a destek olmaya çalışmış ve Yunanistan’ın zor yıllarında güvenilir ve iyi bir komşuluk örneği sergilemiştir
Yorumlar
Kalan Karakter: