Kuşkusuz bir çok kişi duymuştur.Bu taburlar ne zaman,hangi ihtiyacı karşılamak için kurulmuş,çalışma alanları neler,nerelerde hangi çalışmaları yapmışlar,taburları oluşturan insan unsurları hangi kriterler gözetilerek belirlenip taburlara dahil edilmiş?….Elbette sorular çoğaltılabilir.
Eminim ki meraklısı ve mesleki/uzmanlık alanı gereği bilgi sahibi olanlar dışında hiç birimiz bu taburlarla ilgili yeterli bilgiye sahip değiliz.Aslına bakılırsa bu da doğal karşılanabilir.Çünkü günümüz koşullarında bu ve benzeri bilgilere sahip olmak ihtiyacı önceliklerimiz arasında değil;entellektüel,meraklı ve uzmanlar dışında…Doğal olarak Maslow’un piramitinin (ihtiyaçlar hiyerarşisi) en altında yeralan hayati ihtiyaçlarımızı karşılamak için koşuşturmakla geçiyor günlerimiz.Ancak gönül ister ki asgari eğitim almış her yurttaş bu ve benzeri konularda asgari bir bilgiye sahip olsun…Öte yandan litaretürde seyrek bilginin yer aldığı “Amele Taburları” konusunda yayımlanmış bilimsel çalışma sayısı da az.Bu da bilinirliliği olumsuz etkileyen bir faktör.Unutmadan övünçle söyleyelim,Balıkesir Üniversitesi akademisyeni Zekeriya Özdemir’in ATESE arşivi belgelerini kullanarak hazırladığı “Birinci Dünya Savaşında Amele Taburları” isimli basılmamış bir tez çalışması var.Bilindiği gibi rahmetli Başkan Tuncay Kılıç döneminde Zekeriya Özdemir iki cilt halinde “Efeler Toprağı Edremit”adlı kitabında Edremit’in tarihini yazmıştı.
Yazının başlığındaki soruya yeniden dönelim.
Amele Taburları adını hiç duydunuz mu?
Evet ben duydum.Hem de 11 ya da 12 yaşındayken,57/58 yıl önce duydum.1965/1966’li yıllarda Burhaniye Yabancılar köyünde yaşayan 75/80 yaşlarındaki köyün en yaşlılarından biri Fadime teyzeden (Fadime Güder) duydum. (Vefatı 1960’lı yılların sonu) .Çok ilginç geldiği için o gün bu gündür unutmadım,aralıklarla hep hatırladım.(o zamanlar askerleri hep savaşan kişiler olarak düşündüğümden askerlerin yol yapımı işinde çalışmaları bana garip gelmişti) Bu konuda araştırma kitapları da okudum.
Fadime teyzenin neler söylediğine/anlattığına geri dönmek üzere önce “Amele Taburları”ndan kısaca söz etmek istiyorum.
İşçi taburları da denilen Amele Taburları 1.Dünya Savaşı sırasında geri hizmet birliği olarak Osmanlı ordu teşkilatı içinde kurulmuş,savaştan çok önce de muhtelif isimler altında Osmanlı döneminde orduda istihdam edilmiştir.Adından da anlaşılacağı üzere Osmanlı askeri sisteminde yol çalışması,köprü inşası gibi lojistik hizmetleri yerine getirmiştir.Amele Taburlarının büyük çoğunluğu 1.Dünya Savaşı’nda genç Müslüman nüfusun muharip sınıflara dahil edilmesinden dolayı,gayri müslimlerden teşekkül etmiştir. 1.Dünya Savaşı’nın hemen başında ordudaki gayrimüslim asker ve subayların ihaneti de taburların çoğunluk gayrimüslimlerden oluşmasında önemli bir etkendir.Amele birlikleri içinde Müslüman askerler de bulunmaktadır.Fakat Müslüman askerlerin yaş ortalaması gayri müslim askerlere göre bir hayli yüksektir.(Yaşlarından dolayı cephede bulunmasında fayda görülmeyen askerler) Bu taburlara savaş sırasında sıklıkla ordudan firar eden müslim,gayrimüslim asker kaçakları da dahil edilerek çalıştırılmıştır.Amele Taburları geri hizmet birlikleri olduğu için yollarda,Demir yolu inşasında,zirai faaliyetlerde,çeşitli inşaat işlerinde,madenlerde,ağaç kesim işlerinde,fabrikalarda istihdam edilmiştir.Yol işlerinde çalıştırılan Amele Taburları günümüzün modern inşa makinelerine sahip olamadıkları için genelde kol gücüne dayalı olarak;kazma,kürek,balyoz ve bir zabit eşliğinde çalıştırılmaktaydı.Şose işlerinde çalışan Amele Taburları bir sermühendisin gözetiminde çalıştırılmışlardır.Büyük savaşı takip eden süreçte,uzun süren savaşlar nedeniyle genç erkeklerin cephede olması cephe gerisindeki işlerin kadınlara kalmasına sebebiyet vermiş ve Kadın Amele Taburları kurulmuştur.Bu nedenle bu süreçte zirai faaliyetler,hayvancılık,bez ve dokuma atölye ve fabrikalarda Kadın Amele Taburları özveriyle görev yapmış ve taburu oluşturan tüm çalışanlara belirlenen ücretleri ödenmiştir.
Dönelim yeniden Fadime teyzenin anlattıklarına…
1890’lı yıllarda doğan Fadime teyze 1.Dünya Savaşı,imparatorluğun yıkılışı,kurtuluş savaşı na evrilen milli mücadele yılları ve sonrası tüm yıkıcı ve sarsıcı süreci genç kızlık döneminde birebir yaşayan canlı tarihi bir tanıktı.Kurtuluş Savaşı öncesinde bölgemizin düşman işgali altında olduğu yıllardaki yaşadığı,tanık olduğu olayların acısı ve sarsıcılığı anlatırken sesine yansırdı.
Fadime teyze yaşlılık nedeniyle yürüyemediğinden yaz aylarında akşama doğru evinin bahçesine çıkarak dut ağacının altına serdiği kilimin üzerine otururdu. Onun bahçede oturduğunu gören çocuklar gelerek önünde halka şeklinde otururlardı.O çocukların içinde çoğu zaman ben de olurdum.Önünde halka şeklinde oturan çocuklara her gün masallar anlatırdı.Masalların ardından Kurtuluş Savaşı öncesi dönemde bölgedeki Rumlar’ın Türklere yaptıkları eziyetleri,özellikle çetelerin geceleri köylere baskın yaparak hem Türk’lerin hem yerleşik Rum’ların ellerindeki altın,para,değerli tüm malları gaspettiklerini,direnenlere eziyet ettiklerini,öldürdüklerini çoğu zaman gözü yaşlı anlatırdı.Hiç unutmam,bir yaz günü ikindi sonrası çocuklar yine toplanmış bize masal ve yaşadıklarını anlatıyordu.Anlatımını bitirdi, köyün güney kıyısında başlayan,Kozak Yaylasına ,oradan da Bergama’ya doğru uzanan Madra dağını göstererek “ ne görüyorsunuz ?” Dedi.Biz de dağı görüyoruz dedik.Bize tekrar dönerek dağın eteğinde başlayıp dağın içlerine doğru uzanan şose yolu göstererek bu yolu aylarca kazma kürek,balyozla çalışarak askerler yaptı,bazan kafileler halinde asker kaçaklarını da getirirlerdi ,başlarında bir zabit vardı,geceleri çadırlarda yatarlardı,yol yapa yapa Kozak’a doğru gittiler dedi.Askerlerin,asker kaçakların başlarında zabitler aylarca çalışarak yol yapması bana garip gelmiş, çok şaşırtmıştı.Fadime teyzenin bu anektodunu hiç unutmadım,zaman zaman hep hatırladım,ancak pek de üzerinde durmadım.Değişik zamanlarda 1. Dünya Savaşı yıllarında Amele Taburlarının yol yapımında çalıştırıldıklarına dair dergi vb kaynaklardan bilgi edinince Fadime Teyzenin anlattığı askerlerin Amele Taburları olduğunu düşündüm.Yakın zamanlarda Amele Taburları ile ilgili araştırmaya dayanan kaynak kitapları okuyunca bu konudaki düşüncelerim pekişti.Gerçi okuduğum kaynaklarda Taburların İzmir ve ilçeleri,Manisa ve ilçeleri ile Bandırma ve Balıkesir’in bazı yerlerindeki çalışmalarından söz edilmesine karşın sözünü ettiğim Yol çalışmasına dair bir kayıda/ bilgiye rastlamadıım.Ancak bölgedeki taburun ya da taburlardan birinin bu çalışmayı yaptığı muhakkak.Elbette o dönemde İşçi Taburlarının yaptığı yol at,katır,kağnı arabasının ancak geçebileceği basit yollardı.Günümüzde artık o yollar çok genişletilmiş ve çoğu asfaltlanmış vaziyette.Günümüzde baktığımızda Burhaniye,Şarköy,Tahtacı,
02 Haziran 2025
Ali Meral Yalçın
Yorumlar
Kalan Karakter: