Son günlerde onun bunun evinde bürosunda, gardrobunda, helasında silahlar bulundu, şimdilerde de kimileri sakladıkları mühimmatları tarlaya, arsaya, yol kenarlarına kendileri bırakır oldu..Yakalananlar darbeye teşebbüs suçu ile yargılanıyorlar. Her ne kadar iddianamede kimin neyle suçlandığı belirsiz olsa da..
Ergenekon gündem olmadan önce, silahsız aynı suçu işleyenler ne gibi HUKUKİ işleme tabi tutuldular... Onlarca şeriat yanlısı hala saman altından su akıtmıyorlar mı? Bu da vatan bütünlüğüne karşı eylem değil mi?
PKK yanlısı hatta militanı olarak Belediye Başkanları yok mu? Var. Hem de kameralar karşısında daha bir hafta önce Diyarbakır Belediye Başkanı bizim topraklarımızı tanıyacaklar demedi mi? dedi. Bu adam ve benzeri Başkanlar hala makamlarında oturmuyorlar mı? oturuyorlar. Bunların eylemleri vatan bütünlüğüne karşı eylem değil mi? Bunlar silahlı grubun silahsız organları değil mi?
Temizlik yapılacaksa kökten bir kere temizlik yaparsın, iki-üç-beş kere deterjan parası ödemezsin....
DEPREM İLAHİ İKAZDIR
Depremi böyle tanımladığı için Türkiye’de cezaya çarptırılan bir Gazeteci davayı AİHM'ne taşımış. Oradan çıkan kararda Türkiye, para cezasına çarptırılmış. Gelen kararda ifade özgürlüğü olarak tanımlanmış... Türkiye’de ifade özgürlüğü çerçevesinde yazan, konuşan nice insanlar hapis ya da para cezasına çarptırılıyor ama AİHM'ne gidecek ne yöntem ne bilgi sahibi olduklarından düşünce ve ifade özgürlüğü olduğu halde bu imkanlardan yoksun yaşam sürdürmekteler... Türkiye’de adalet her ilde her ilçe de ayrı telden çalmakta. Bir eylem, bir söylem ya suçtur ya değildir... İkisinin ortasının olduğu bir ülke de yoktur. bizden başka. Ben şimdi çıkıp deprem öküz başanı salladığı için oluyor şeklinde inatla yazsam hakkımda biri şikayetçi olsa ceza mı yiyiceğim.? Benim düşünce ve ifade özgürlüğüm var benim görüşüm bu deme hakkına sahıp değilim. Türkiye’de böyle algılanıyor ve böyle cezalandırılıyor. Avrupa’da ise ifade özgürlüğü... Sevmediğim hatta fotoğrafını gördüğümde tüylerim diken diken oluyor diyebildiğim siyasetçi, kabine üyesini adlı adınca yazdığımda
neden ceza yiyeyimki? Kişilik haklarına saldırı da değil..Beynimin içini kemiren böyle bir duygu varsa neden ifade etmeyeyim ki? Herkesi sevmeye mecburiyetim olmadığı gibi herkesin de beni sevmesi diye bir kural yok.. Sevmediğim insanı kişilik haklarına saldırıda bulunmadan ifade etme hakkım yok mu?....Var. Bal gibi var..Antipatik diye bir bilimsel tanım var mesela..Bir kişi size antipatik gelir kanınız ona ısınmaz... Bu kabinede ve bu dönem siyasetçiler arasında 2 sempatik gördüğüm varsa 100 'ü aşkın antipatik var.
Başbakan, sık sık ifade ve düşünce özgürlüğü var diyor ama kalemi yontuş şekli şahsına münhasır.... Gerçekçi olmadığımız müddetçe olduğumuz yerden bir basamak çıkamayız.