Ancak ne yazık ki, yıllardır partiye yön veren bazı isimlerin söylemleri ve eylemleri, CHP’yi iktidardan uzak tutmaktan başka bir işe yaramamıştır.
Kemal Kılıçdaroğlu, 2010’dan 2023’e kadar CHP’nin genel başkanlık koltuğunda oturdu. Peki, bu uzun yıllar boyunca CHP’yi iktidara taşıyabildi mi? Hayır. Bir seçim kazandı mı? Hayır. Partinin oyunu kayda değer biçimde artırdı mı? Ona da hayır. Oysa Kılıçdaroğlu, defalarca “Seçimi kaybedersem bu koltukta oturmayacağım” demişti. Ancak verdiği sözü tutmadı; 13 yıl boyunca koltuğu bırakmadı o koltuğa yapıştı.
Buyrun bakalım verdiği sözleri nasıl tutmamış hatırlayalım,
Kılıçdaroğlu sık sık “kaybedersem bırakırım” dedi. Ancak tablo farklı gelişti ve bu konuda verdiği hiçbir sözünü tutmadı yani CHP'lileri alenen kandırdı;
2011: “Seçim kaybedersem koltukta oturmayacağım.”
Sonuç: Seçim kaybedildi, koltuk bırakılmadı.
2014: “Çatı aday kazanmazsa sorumluluğu üstlenirim.”
Sonuç:Ekmelettinİhsanoğlu kaybetti, Kılıçdaroğlu kaldı.
2018: “Bu seçim demokrasi için dönüm noktası.”
Sonuç: Erdoğan ilk turda kazandı, CHP yine iktidar olamadı.
2023: “Bu kez kazanacağız.”
Sonuç: En geniş ittifaka rağmen seçim kaybedildi, koltuk 6 ay sonra Özgür Özel’e devredildi.
Kılıçdaroğlu Söyledikleri ile yaptıkları arasında büyük uçurum oluştu.
13 Yıllık Genel Başkanlık Dönemi CHP İçin Kayıp Yıllar
Kemal Kılıçdaroğlu, 2010 yılında Deniz Baykal’ın istifası sonrası genel başkanlık koltuğuna oturdu. Tam 13 yıl boyunca bu görevde kaldı. Ancak bu süre içinde CHP’nin seçim performansı tablo gibi önümüzde duruyor:
2011 Genel Seçimleri: CHP %26 oy aldı, AKP iktidarını sürdürdü.
2014 Cumhurbaşkanlığı Seçimi: Ekmeleddin İhsanoğlu aday gösterildi; CHP tabanında büyük kırılma yaşandı.
2015 Genel Seçimleri: CHP %25 bandını aşamadı.
2018 Cumhurbaşkanlığı Seçimi: Muharrem İnce %30,6 oy aldı, ancak seçim stratejileri tartışmalı kaldı.
2019 Yerel Seçimleri: İstanbul ve Ankara’nın kazanılması bir başarı olarak görülse de, bu zaferin arkasında Kılıçdaroğlu’nun değil, yerelde güçlü adayların etkisi vardı.
2023 Cumhurbaşkanlığı Seçimi: Tüm muhalefetin ortak adayı olan Kılıçdaroğlu %47 oy aldı, Erdoğan karşısında kaybetti.
Bu tabloya bakıldığında, 13 yıl boyunca CHP’nin tek başına iktidar olamaması bir tesadüf değil, yanlış stratejilerin ve kaybedilen fırsatların sonucudur.
Kılıçdaroğlu’nun tutumunu anlamak güç değil. Eğer gerçekten iktidar hedefi olsaydı, mühürsüz oyların geçerli sayıldığı seçim gecesinde yalnızca gülmekle yetinmez, sandıkların üzerine gövdesini koyardı. Oysa o hep “bahanelerin” arkasına sığındı. CHP, onun döneminde hiçbir zaman halkın iktidar umudu olamadı.
Bugün anketlerde CHP, Özgür Özel liderliğinde birinci parti konumuna yükseliyor. Bu tablo, aslında Kılıçdaroğlu’nun yıllarca başaramadığının Özel döneminde nasıl mümkün olduğunu gösteriyor. Belki de bu yüzden Kılıçdaroğlu’nun, CHP’nin iktidara yürüyüşünden rahatsızlık duyduğunu düşünenlerin sayısı artıyor.
Gürsel Tekin meselesine gelirsek, T24’e verdiği röportajda, “Hakiki hiçbir CHP’linin kayyımı kabul etmesi mümkün değildir, Kemal Bey hiç etmez” diyordu. Oysa bugün gelinen noktada görüyoruz ki bu söylem, koca bir çelişkinin ifadesinden başka bir şey değil. CHP’ye kayyum atamalarına karşı çıkmak bir onur meselesidir, ama gerçeklerle çelişen bu söylemler, Tekin’in partiye nasıl zarar verdiğini gözler önüne seriyor.
Bana göre de CHP'ye kayyum olarak atanan kim olursa olsun CHP'nin iktidar olmasını istemeyenlerdir diye düşünüyorum. Gürsel Tekin'e hak veriyorum kayyum olanlar CHP’li olamaz.
Gürsel Tekin değil mi CHP den istifa ettiğini açıklıyor ama istifa etmiyor demek ki CHP'lileri kandırmış. Sen yıllardır Parti aidatını ödeme Kayyum atanmadan bir gün önce git aidatını öde.
Kılıçdaroğlu’nun liderliği döneminde dikkat çeken bir diğer konu, parti içi tasfiyeler oldu. Önder Sav gibi tecrübeli isimler partiden uzaklaştırıldı. Muharrem İnce’nin genel başkan adaylığı girişimi bastırıldı. Parti içinde her muhalif ses zamanla ya tasfiye edildi ya da pasifize edildi. Kılıçdaroğlu döneminde yapılan tasfiyeler hangi dönemde yapıl hiçbir dönemde yapılmadı. Gürsel Tekin ise bu süreçte Kılıçdaroğlu’nun en yakınındaki isimlerden biriydi.
Kılıçdaroğlu mesela akşam sen belediye başkanı adayımızsın diyor sabah başkasını açıklıyor ya da sen milletvekili olacaksın diyor sıralamada en altlarda yazılan insanlar dolu. Atatürk karşıtı insanları Atatürk’ün kurduğu partide vekil yaptı.
Eski genel başkanlar rahmetli Altan Öymen, Hikmet Çetin ve Murat Karayalçın hâlâ CHP mitinglerinde halkla buluşurken, Kılıçdaroğlu’nun geri planda kalmayı tercih etmesi de düşündürücü.
CHP’nin tarihsel misyonu, bu ülkeyi demokrasi, özgürlük ve hukuk yolunda ileri taşımaktır. Ancak bu misyon, yanlış liderler yüzünden sürekli ertelenmiştir. Artık şu gerçeği kabul etmeliyiz. CHP, iktidar olmak istiyorsa geçmişte partiyi şahsi koltuk sevdalarıyla geri bırakanlardan uzak durmalıdır. Kemal Kılıçdaroğlu ve Gürsel Tekin’in söylemleri, eylemleri ve tutumları, partinin geleceğine ışık tutmak yerine, onun önünde birer engel olmuştur.
Bugün CHP’nin önündeki en büyük görev, geçmişteki bu hatalardan ders çıkarmak ve partiyi iktidara taşıyacak bir siyasi vizyon geliştirmektir. Bunun için de geçmişte partiyi koltuk uğruna geri bırakanlardan ve partililere yalan söyleyenlerden uzak durmak artık bir zorunluluktur.
CHP, Atatürk’ün emanetini iktidara taşımak istiyorsa, bu gölgelerden kurtulmak zorundadır. Aksi takdirde aynı döngü yıllarca devam edecek, halkın umudu yine ertelenecektir.
Gazeteci Barış Yarkadaş yıllar önce Kemal Kılıçdaroğlu'nunSoros'un kurduğu TESEV'in 183'üncü üyesi olduğunu Gerçek Gündem'de belgesi ile yayınlamıştı. Hani insanın aklına gelmiyor değil acaba Kılıçdaroğlunun görevi CHP nin iktidar olmamasını sağlamak mı?
Osman Bölükbaşı hayatta olsaydı Kemal Kılaçdaroğlu ve Gürsel Tekin'e ne söylerdi acaba.
Yorumlar
Kalan Karakter: